-0-

11 2 0
                                    


Kurumuş toprağın çatlamış yüzeyinde, yıllar boyu susuzluktan inleyen bir göl uzanıyordu. Oliver, üniversite araştırmaları için taşındığı bu kasabada, her gün gölün kenarında kuru toprağı adımlıyordu. İçindeki merak ve heyecanla, o gün de gölün etrafını dolaşırken, bir şişe gözüne ilişti.

Şişenin içinde, eskimeye yüz tutmuş bir kağıt parçası duruyordu. Oliver, titreyen elleriyle şişeyi alıp kağıdı çıkardı. Kağıdın üstünde, solmuş mürekkeple yazılmış, "Sevgilim" kelimesi belirgindi. Gözlerini dikkatlice kağıda diktiğinde, altında "Laila" ismi yazılıydı. Ancak, Oliver Laila'yı tanımıyordu; bu isim, onun için yalnızca bir isimdi.

Kağıdın içeriğinde, Laila'nın kelimeleri dans ediyordu. "Sevgilim" diye başlayan bu şiir, derinden dokunuyordu. Ancak, Oliver'ın kalbinin ritmi hızlanmıyordu; onun yerine, bir lanetin içine çekiliyormuş gibi hissediyordu. Bu eski kağıt parçası, onu esrarengiz bir şekilde etkiliyordu. Her yeni yazıyı bulduğunda, daha da fazla bağlanıyordu.

Her kelime, gözlerinden kalbine kadar bir sıcaklık yayıyordu. Ancak, bu sıcaklık onu rahatlatmıyor, tersine içinde bir fırtına koparıyordu. Laila'nın sesi, sanki rüzgarın hafif esintisiyle gelip Oliver'ın kulaklarına fısıldıyordu, ancak bu fısıltı, içindeki karanlıkla daha da yoğrulmuştu.

Gölün kenarındaki sessizlik, Oliver'ın içinde yankılanan duygusal fırtınanın yalnızca bir yansımasıydı. Laila'nın aşk mektubu, onun iç dünyasında yeni bir sayfa açmıştı; ancak bu sayfa, Oliver'ı daha da derin bir lanetin içine sürüklemişti. Zamanla, Oliver'ın bu esrarengiz mektubun ardındaki gizemi çözmek için daha da büyük bir arayışa girişecekti.

Kuru bir Göldeki Aşk MektubuWhere stories live. Discover now