3

7.6K 1.1K 1.1K
                                    

Haiii, ben geldiiim.

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar! Xx

+++++

Benimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu. Yakalamak istese çoktan yakalardı çünkü ben ayağımdan dolayı koşamadığım, hızlı adımlarla ilerlediğim için o da peşimden yürüyerek geliyordu.

Aşağıda hiç bir şey yoktu. Bizden başka tek bir insan bile yoktu. 

Ama ormandan geri çıkarsam, ondan önce motoruna ulaşırsam yine kaçabilirdim.

Yürümeye son verip ona doğru döndüm. Aramızda birkaç adım mesafe vardı.

"Ayağım çok acıyor." diye mırıldandığımda bakışları ayaklarıma kaydı. "Yaralandın mı?"

Başımı olumlu anlamda salladım. Yüzünü kesmeme rağmen korkutucu derecede sakin görünüyordu.

"Bakayım." dediğinde bıçağı ona doğrulttuğum anda atacağı adımdan vazgeçti. O esnada tek eli kalçasının yanında dururken diğer eli ise yanağında bıraktığım kesik nedeniyle yüzünü tutuyordu.

Elektrikli testeresi yoktu. Tanrım UTV'nin içinde bırakmış olmalıydı. Bu durumda oraya vardığımda, elektrikli testereyi ondan önce alıp çalıştırırsam anahtar motorun üstünde değilse bile bana vermesini sağlayabilir ve kaçabilirdim.

"Kaçmayı düşünüyorsan çıkar aklından." dediğinde ona orta parmak çekerek koşmaya başladım.

Yapmaya çalıştığımı anlamış olmalı ki, o da koşmaya başladı.

Beni yakalayacağını zannettiğim evrede yanımdan geçerek UTV'sinin olduğu bölüme koştuğunda küfrettim.

Koşmayı kestiğimde o da arkasına bakıp devam etmediğimi görünce duraksayıp ellerini göğsünde birleştirdi.

"Hava birazdan kararacak ve orman senin için tehlikeli hale gelecek. Yırtıcı hayvanlar var. Yaban domuzlarıyla rastlaşmak istemiyorsan düş önüme."

"Sen daha tehlikelisin! O adamları gözlerimin önünde parçaladın!" diye bağırdığımda kısık bir sesle kıkırdadı.

"Ölmeyi hak etmişler demek ki." diyerek omuzlarını umursamaz bir tavırla silkti. "Kendini kusturup o yediğin mantarları çıkartsan iyi olur. 2 saate zehirlenme belirtilerini göstermeye başlayacak yoksa."

"Ya senin gibi ruh hastası canavar bir katilin elinde öleceğim, ya da mantardan zehirlenerek-"

Başını iki yana sallarken işaret parmağını onaylamaz bir şekilde oynattı. "O mantarlar öldürmez, ama kusmaktan mahveder seni. Bayılana kadar kusmak istemiyorsan, şimdi çok geç olmadan kendini kustursan iyi olacak."

"Gel seninle bir anlaşma yapalım." dedim onun sözlerini duymazdan gelerek.

Ellerini arkasında bağlayarak, omuzlarını gerdirdi. "Nasıl bir anlaşma?"

"Seninle şimdi sorunsuz bir şekilde geri dönersem beni bırakacaksın."

"Ben seni hiç yaralamadım, ama sen beni epeyce yaraladın." diyerek önce yüzünü ardından bacağını gösterdi. "Nasıl inanacağım sana?"

"Asıl ben senin gibi bir katile nasıl inanacağım!" diye bağırdığımda kıkırdadı. "Farkındaysan hâlâ nefes alıyorsun, kaçmana izin verdiğim için kaçtın. Kaçsan bile gidebileceğin bir yer olmadığı gerçeğini görmene izin verdim sadece."  dedi ve duraksadı.

"Ayrıca bir anlaşma yapmak isteyip teklif sunan da sensin." diyerek kaşlarını havalandırdı.

Yanağından sızan kanlar boynuna akmıştı. "Tamam, motordaki testereyi bırakacaksın, ben de bıçağı bırakacağım. Sonra seninle sorunsuz bir şekilde geri döneceğim ama beni buradan evime götüreceksin."

MORE BLOODSHED • TAEKOOK  ✓Onde histórias criam vida. Descubra agora