25

50.3K 1.9K 171
                                    

İyi okumalar.💗

Gözlerimi yavaşça açarak sevgilimin göğsünden kalktım. Etrafa kısa bir bakış atıp sevgilime döndüm. Kısık bakışlarla beni izliyordu.

Yutkunup bir şey diyeceğim sırada boğazımda hissettiğim acıyla yüzümü buruşturdum. Boğazım ağrıyordu.

"Ne oldu?" Pusat gerilerek biraz dikleşip kolumdan tuttu. "Neren ağrıyor?"

"Bo-boğazım." Kısık sesle konuşup tekrar yutkundum. Hem sesim kısılmıştı, hemde boğazıma ağrı girmişti.

Kaç kez sevişmiştik hatırlamıyordum, en sonunda yorgunluktan halimiz kalmayınca Pusat ikimizi yıkamak istedi. Yıkanırken tekrar ereksiyon olur sanmıştım ama o sadece benimle ilgilenmiş, küçücük bir çocukmuşum gibi incinmekten korkarak yıkadı beni.

"Bebeğim, ben gidip pastil alacağım sana tamam mı?" Tekrar yutkunup kolumdaki saate baktım. Saat 10 olmuştu.

"Hayır, geç kaldın zaten. Git çabuk." Buruşturduğum yüzümle konuşup Pusat'a baktım. Üzgün bakışlarla yüzüme bakıp, mimiklerimi inceliyordu.

"Bir şekilde hallederim, zat-"

"Pusat, git. Bak zaten dün de gelme dedim yine geldin. İşini önemsemiyorsun." Sinirle konuşup yerimde kıpırdanmaya çalıştım. Çalıştığım an kasıklarıma giren ağrıyla acıyla inledim.

Pusat dikeldiği yerden daha da doğrulup iki yanağımdan tuttu. "Hayır, işimi önemsiyorum. Ama seni de önemsiyorum sevgilim. Seni bu halde bırakıp nasıl gideyim?"

"Gitmen gerekiyor, telefondan konuşuyoruz zaten." Kararsız bakışlarla gözlerime bakmaya devam etti. Onay vermemi bekliyordu.

"Git." Kafamı aşağı yukarı sallayıp ona gülümsedim. Ben kendi kendime halledebilirdim ama onun yapması gereken bir işi, sorumluluğu vardı.

Öyle kolay bir işte çalışsa bir şey demezdim ama asker olduğu için gitmesi gerektiğinin farkındaydım. En zoru da buydu. Asker bir sevgilinin olması.

"Bebeğim, güzel sevgilim," yanağımdaki elini çekip öpüp geri çekildi. "Bana her an yaz tamam mı? İyi
misin, değil misin bilmek istiyorum. Ben sana krem ve pastil yollatacağım."

Ona gülümseyip tekrar başımı salladım. Seks sırasında Pusat bu kadar yumuşak bir adam değildi. Hatta hiç yumuşak bir adam değildi.

İçinden sanki bir canavar çıkmıştı. Hoşuma gitmişti ama açıkçası şaşırmıştım. Çünkü ondan bu kadarını beklemiyordum.

"Dikkat edeceğim kendime ve sürekli sana bildireceğim. Anladım." Şirince konuşup ona baktım. Dişlerini sıkıp dudağımdan öpüp geri çekildi.

"Yanından gitmek istemiyorum." Dudağını büzüp göz altımı okşadı. "Hem, nasıl süreceksin kremi?" Bahane üretiyordu.

"Süreceğim işte Pusat, gitmen gerekiyor. Hiç bahane üretme."

Gözlerini kaçırıp benden uzaklaştı. "Kim bahane üretiyor?" Ellerini çıplak göğsüne koyup şaşırmış gibi yaptı. "Ben mi? Yuh artık Beren, ne zaman üretmişim ben?"

Haline gülüp elini tuttum. "Yanımdan ayrılmak istemiyorsun biliyorum ama bende istemiyorum sevgilim. Yapman gereken bir iş var, hadi bakalım."

Sözlerimle elimi dudağına götürüp avucumdan öptü.
"İyi, peki." Nefes vererek ayağa kalktığında sırtına gözlerimi diktim. Şaheser gibiydi.

KATONA | YARI TEXTINGWhere stories live. Discover now