24

55.6K 2K 387
                                    

Bölümü şakasız 2. kez yazıyorum. İlk yazdığım çok hoşuma gitmişti ama bu pek içime sinmedi.

Kontrol etmeden attım, yanlışım varsa affedin.☺️

İyi okumalar.💗


Pusat:Bebeğim.

Pusat: Napıyorsun bakalım?

Siz: Hiç.

Pusat: Nasıl hiç?

Pusat: Ne oldu sana?

Siz: Bir şey olmadı.

Pusat: Olmuş Beren.

Pusat: Geliyorum.

Siz: Gerek yok.

Pusat: Geliyorum.

Yavaşça yaptığım topuzu düzeltip çalan kapıya doğru gittim. Gece atak geçirdiğim için keyfim pek yerinde değildi.

Sabah da duş alıp tüm gün yatmıştım.

Kapının kilidini açıp karşımdaki sevgilime baktım. Elindeki poşetlerle bana gülümseyerek bakıyordu. "Hoşgeldin."

"Hoşbulduk bi'tanem." İçeriye girip ayakkabılarını çıkardığı sırada bende elindeki poşetleri alıp masaya koydum.

Çıkardığı ayakkabılarını kenara koyup beni kendine çekti. Sıkıca sarılıp saçlarımı öptüğünde bende gülümseyerek sıkıca sarılmaya devam ettim.

"Özledim seni." Fısıldayarak konuşup beni kendinden ayırıp yanağımdan öptü. "Benim sevgilimin nesi varmış?"

"Boşver." Elinden tutup koltuklara doğru yürümeye başladım. Yürürken masadaki bir poşeti alıp yürümeye devam etti.

Koltuğa genişçe oturduğunda bende kucağına oturup rahat bir pozisyon bulana kadar biraz hareket ettim. Her hareketimde Pusat geriliyordu.

"Bunlar ne? Yine bir sürü şey almışsın." Elindeki poşete bakarak konuşup heyecanla ona baktım. Gözlerimdeki heyecanı anlayıp gülümseyerek poşeti bana verdi.

"Bak bakalım." Verdiği poşeti aramıza koyup içindeki şeyi çıkardım. Çıkardığım an sevinçten açılan ağzım ve kalkan kaşlarımla elimdeki şeye baktım.

Lego çiçekti. Pusat'a bunu beğendiğimi söylediğim günden haftalar geçmişti. Hem hatırlaması hemde ince düşünüp böyle bir şey alması beni çok mutlu etmişti.

"Pusat!" Elimdeki kutuyu yana bırakıp sevgilime kocaman sarıldım. Sarıldığım an ufakça gülüp koca ellerini belime yerleştirip kendine çekti. "Bebeğim.."

"Çok teşekkür ederim!" Ondan ayrılıp yana bıraktığım kutuyu tekrar elime alıp açmaya başladım. "Ama ben bilmiyorum nasıl yapacağımı."

"Ben sana öğreteceğim." dedikten sonra elime aldığım parçayla başka bir parçayı aldım. "Bak şimdi, burada yazan şeyleri okuyup yapmaya çalışacağız."

"Tamam, o zaman bende kağıdı okuyayım." Elindeki kağıdı seslice okumaya başladığında odağım ondaydı. Benimle çocuklaşması, her şeyimi paylaşması, her şeyimle beni kabul etmesi. Kusursuz bir adamdı.

KATONA | YARI TEXTINGWhere stories live. Discover now