14

54.1K 2.4K 64
                                    

İyi okumalar.💗

Yazardan..

Oturduğu taştan etrafa baktı Pusat. Bir sürü asker nöbetteydi, ceza alan askerlerse yerleri temizliyordu.

Ufakça gülümseyip yanındaki arkadaşına baktı. "Musa, şuna bak lan. Ne güzel temizliyor." Gülerek kurduğu cümleden sonra Musa belirttiği yere baktı.
Gerçekten temizleyen adam askerlikten daha iyi yapıyordu.

"Lan, temizlikçi mi yapsak bunu?" Musa komutan gülerek cevapladığında Pusat ufakça güldü. Kendisi de eskiden 1-2 kere ceza almıştı. Ya yerleri süpürüyor ya da üst rütbelere çay götürüp getiriyordu.

"Oğlum hatırladın mı lan? Bir keresinde elini yakmıştın. Yüzünde ufacık bir mimik oynamamıştı." Pusat hatırladı. Bir gün çay götürürken önüne çıkan
asker yüzünden çaylar eline dökülmüştü. Herkes telaş halindeyken Pusat sadece sarılan elini izlemişti.

"Çok acımadı ki oğlum." Alışıktı.

"Nasıl acımadı lan? Kaynar çay döküldü oğlum." Pusat gülümseyip eline baktı. Ufak ufak izler kalmıştı. "Acımadı işte Musa, uzatma." Musa çayından bir yudum daha alıp ayağa kalktı.

"Peki madem. Ben bir gideyim koğuşa bakayım." Pusat tamam dermiş gibi kafasını salladığında Musa ona gülümseyip yavaş adımlarla yürümeye başladı.

İleriden elinde mektupla ona gelen askere takıldı gözü, kendisine mi geliyor diye anlamak için etrafına baktığında yalnız olduğunu anladı. Heyecanla çocuğa bakıp tırnak etlerini yolmamak için dudağını ısırdı. Çok heyecanlanmıştı. Ama askere daha çok belli etmemek için sert çehresini tekrar takınmıştı.

"Komutanım, bu size geldi." Asker titreyen sesiyle Pusat'ın gözüne bakamayarak konuştu. Pusat kafasını sallayıp elinden mektubu aldığı an asker hızlı adımlarla uzaklaştı.

Pusat heyecanla mektubu açtı. Annesinden gelmiş olmalıydı.

İçindeki kağıdı alıp açtı, gönderen kişinin yazdığı yerde Beren Durmaz adını görünce kalbine sancı, karnına ağrı girdi. Doğru mu diye tekrar tekrar okudu, doğruydu.

Beren ona mektup yollamıştı.

Heyecanla kağıdı okumaya başladı. Kalbi hala sancılanıyordu.

"Pusat, selam. Ziyaretine gelemediğim günler için mektup yazmam gerektiğini düşündüm. Hem, pek telefona da bakamadığın için tek çare geldi aklıma. O da mektup yazmaktı. Neyse, uzatmayayım.

Sürekli aklım sende kalıyor, bir şey olur diye korkuyorum. Ben abimi bile böyle merak etmemişken seni bu şekilde merak etmem biraz tuhaf ama inan bana rahatsız olmuyorum.

Bu hafta abimi kesin ziyarete gitmem gerekiyor, nedenini sana sonra anlatacağım. İlk önce duymam gereken şeyler var.

Seni de sıkmak istemiyorum, ama özledim. Gerçekten özledim seni. Keşke bu hafta buluşabilseydik ama kendini kötü hissetme tamam mı? Kardeşin senin için gelmiş o kadar, onunla görüşmek senin de hakkın.

Öyle işte, beni kendine çok alıştırdın ya. Seninle konuşamadığımda kendimi kötü hissediyorum, sürekli seninle konuşmak istiyorum. Hani demiştim ya, insan asker eşini özler diye. Gerçekten özlüyormuş. Eşim değilsin ama ben yine de seni özlüyorum.

Kendine iyi bak, nolur bana yaz olur mu? Tabii vakit buldukça yaz, kendini zorundaymış gibi hissetme.

Dikkat et, mektubu okurken de çok gülme, çenen ağrır..

Beren."

32 dişini de göstererek gülüyordu Pusat. Mektubu 1 kez okuması yetmemişti, 2 kez okumuştu. O da yetmemişti.

Mektubun gerçek olduğuna inanması için 10. kez okuyordu. Her okuduğunda gülüşü mümkünmüş gibi daha da büyüyordu.

Aşıktı. Her zerresine aşıktı.



yaaa berennn

Oy ve yorum atmayı unutmayın ballarım.

Sizi çok seviyorum, öptüm kocaman.💗

KATONA | YARI TEXTINGWhere stories live. Discover now