Bölüm 5: ''Bitmeyen Karmaşa''

268K 14.2K 3.6K
                                    

Ve maç başladı.

Tırnağımı kemirirken Çağatay topu almış, kaleye doğru koşuyordu ki Baran'ın attığı çelme yüzünden yere yapıştı. Öfkeden deliren bakışlarını buradan bile hissediyordum. ''Fena gömdü,'' dedi Elif.

''Bir şey olmuş mudur?'' dedi Su. Çağatay onu duymuş gibi hemen yerinden kalktı ama Baran'a vurmadı. Onun yerine oyuna devam ettiler.

Top Fatih'in ayağındayken, Çağatay'ın topun tam zıt yönüne, Baran'a doğru koştuğunu gördüm. Yerde kayarak Baran'ın ayağına sertçe geçirmeye çalıştı ama Baran son anda yana kayıp, hasarı azaltmayı başardı. Yine de canı yanmış olmalıydı.

''Çağatay top o tarafta mı?'' diye bağırdı Arda.

Onlara bakmaktan Mete'yi gözümden kaçırdım. Top şimdi de Mete'deydi ve kaleye koşuyordu. Hemen yanında ise Burak belirmişti. Mete ona dirseğini geçirip, düşmesine neden oldu ve topu ağlara yolladı.

1-0!

Bizimkilerden alaycı bir ses yükselmiş, ama sevinç uzun sürmemişti. Onların kalesindeki çocuk, topu Burak'a yolladı. Bu sefer top Burak'taydı ve öfkeli görünüyordu. Takım arkadaşına pas verecekti ki, Arda birden belirip topu kapmayı başardı ve kaleden uzaklaştı. Ardından Çağatay'a pas verdi. Çağatay tam topu kaleye yollayacaktı ki, üstüne gelen Baran dikkatinin dağılmasına neden oldu. Topu bırakıp, Baran'a tekme atması ise neredeyse gülmeme neden olacaktı.

Mete Karahan

Yaklaşık yirmi dakikadır oynuyorduk ve durum 1-1'di. Tabii, iki tarafın da gol atmamasının nedeni birbirine saldırma isteğiydi. Burak'ı nerede görsem, ayağına bir tane geçiriyordum. O da bana aynısını yapıyordu ama öfkem beni bile aşacak kadar güçlüydü. Öfkem, acıyı bastırıyordu.

Karşı takımdan bir çocuk, topu bizim kaleye yolladı ama Bora hemen yakaladı. Ardından benim ayaklarıma gönderdi. Tüm gücümü kullanıp koşmaya başladım. Bir gol daha atmak istiyordum. Dikkatim tamamen kaleye odaklı olduğu için, Burak'ın attığı dirseği fark edemedim ve yeri öpmem bir oldu.

O an daha fazla dayanamayacağımı anladım. Asıl amaç kavga etmekti. Neden bunu dolaylı yollardan yapıyorduk?

Defne Çınar

Burak'ın Mete'ye attığı o dirsek, bardağı taşıran son damlaydı.

Mete öfkeyle yerden kalkıp, Burak'ın suratına bir yumruk yapıştırınca dudaklarımdan istemeden bir çığlık döküldü. Kuzey Erkeklerinin de işe karıştığını görmek bir an sevinmeme neden olsa da, ayırmak için değil de kavga etmek için daldıklarını görmek daha da çok endişelenmeme neden oldu.

Mete ve Burak yerde yuvarlanırken, Çağatay da Baran'la kapışıyordu. Bu çocuktan cidden nefret ediyordu. Öte yandan, Kuzey Erkeklerini ilk kez kavga ederken gördüğümü fark ettim. Aslında... Cidden çekici görünüyorlardı.

Burak, Mete'nin üstüne çıkmıştı ama yanlarına gidene kadar Mete yuvarlanıp, tepeden Burak'a yumruk atmaya başlamıştı. Mete'yi kollarından tutup çekmeye çalışsam da başarısız oluyordum. Sonunda başarısız olacağımı fark ettiğimde aralarına girmeye çalışırken bir yandan da ''Mete sakin ol!'' diye bağırıyordum. ''Öldüreceksin çocuğu!''

Ama o kendine gelecek gibi durmuyordu. Burak'ın yüzündeki kanı fark ettiğim zaman kat kat korktum.

Arkasından yaklaşıp tüm gücümle kollarımı boynuna dolarken, ''Lütfen,'' diye fısıldadım. ''Öleceğim korkudan. Yalvarırım dur artık.''

Dudaklarımdan bir hıçkırık dökülürken Mete hemen ayağa kalktı ve gözlerini gözlerime sabitledi. Burnundan akan kanı gördüğümde benim de canım acımıştı.

DÜŞMAN OKULLARWhere stories live. Discover now