Bölüm 3: ''Grup İşi!''

331K 15.2K 3.2K
                                    

İyi Okumalar dilerim! <3

Bora Kızılay

''Fatih, söyle yavrucuğum, yatağımın altındaki son cips paketini sen mi bitirdin?'' dedim Fatih'in saçını anne şefkatiyle okşarken. ''Bak doğru söyle, söz kızmayacağım.''

''Bora ben dokunmadım diyorum, anlama sorunun mu var?'' diyerek karşılık verdi Fatih. Bizimkiler kantine gittikten sonra yatağımın altında altın değerindeki kutsal paketi bulamayınca biraz delirmiştim. Aklıma Fatih'ten başka bunu yapabilecek yürek yemiş bir arkadaş da gelmiyordu.

''Lan o zaman kim bitirdi bu paketi? Şu zamana kadar bir tek sen zulamı patlatmaya cesaret etmiştin.''

''Evet,'' dedi Fatih. ''Bunun karşılığında üstümde tepinmiştin. O zamandan beri senle yemeğin konusunu konuşmak için bile istekli olduğum söylenemez.'' Mete oflayarak masadan kalktı. Birkaç gündür bu çocukta bir şeyler vardı. Her zamankinden daha öfkeli görünüyordu.

''Nereye?'' dedi Çağatay. Mete bıkkınlıkla arkasını döndü.

''Tuvalete. Birlikte işeyelim mi aşkım?''

''Sakin ol oğlum ya,'' dedim. ''Günlerdir ne bu atarlı tavırlar? Sana küfretmişiz gibi davranıyorsun.''

''Yok bir şey,'' dedi Mete. ''Şu sıralar keyfim kaçık biraz, o kadar.'' Ardından arkasını dönüp uzaklaştı.

''Neyi var bunun?'' dedi Çağatay Arda'ya. Genelde en zekimiz o olduğu için otu boku ona sorardık. Omuzlarını fikri olmadığını dile getirir gibi silkti.

''Fatih bana cips al,'' diyerek konuyu saniyede değiştirdim. Fatih ise ''Hay arkadaş ya!'' diyerek bir elini dizine vurmuştu.

Yaklaşık iki dakika kadar geyik yaptıktan sonra Mete'nin masanın üstünde duran telefonu titredi. Arda'nın hafifçe çatılı kaşları telefonu bulduktan sonra hızla telefonu kaptı. Mesaj kimdendi bilmiyordum ama Arda'nın kaşlarını çatmasına neden olmuştu.

Arda Akkaya

Mete'nin telefonu titrediğinde biraz ses yaptığı için refleks olarak bakışlarım telefonu buldu. Ekran kararmadan önce oradaki ''İrem'' yazısını görmem telefonu elime almama neden oldu. Neden Mete'ye mesaj attığını merak etmiştim. Mete'nin ekran kilidini girdikten sonra mesajlara baktım.

Gönderen: İrem-Güney Kızı

Mesaj: Defne babasının düğününü basacak. Biz de onunla birlikte gidiyoruz. Sana adresi atacağım. Defne o kadını gördüğünde ne yapar bilmiyorum. Yardım için gelsen iyi olur.

''Biz zaten Superman'iz.'' diye mesaj atmamak için zor tuttum kendimi. Ardından telefon tekrar titredi. Bu sefer İrem, düğünün olacağı yeri yazmıştı. Üstümü değiştirmek için yerimden kalkarken ''Ne oluyor?'' dedi Bora.

''Hazırlanın,'' dedim. ''Yine düğün basacağız.''

''Ne?'' Mete'nin arkamdan sesini duyduğumda, arkamı dönüp telefonu ona fırlattım. Telefonu havada kapıp ekranına baktı. Mesajı okurken kaşları çatılmıştı. Onun gitmeyeceğini, bizi yollayacağını tahmin ediyordum ve zaten ben gidecektim. Sonuçta Defne yaşına göre biraz büyük bir sorun yaşıyordu.

Mete arkasını döndüğünde, ''Ne oluyor lan?'' dedi Çağatay. ''Biriniz bir şey söylesin.''

Mete'nin cevabı cidden beni şaşırttığı için kaşlarımı istemsizce kaldırmıştım. ''Defne babasının düğününü basacakmış. İrem yardım istiyor. Yanına gideceğiz.''

''Ben en son bir hafta önce düğün bastığımda sırtımda bir kızla ağaçtan düşmüştüm,'' dedi Çağatay. ''O yüzden ben burada kalıyorum.''

DÜŞMAN OKULLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin