Bölüm 5: ''Bitmeyen Karmaşa''

En başından başla
                                    

''Sakin ol,'' diye fısıldadım sonunda.

''Ulan çocuk!'' Bora'nın sesini duyduğumda başımı sola çevirdim. Bir çocuğun üstündeydi ve yumruk atıyordu ama o da dayak yemişti. ''Zaten acıkmışım! Bir de seninle mi uğraşacağım?''

Bakışlarımı tekrar Mete'ye çevirdiğimde burnundan akan kanı sildi. Burak'ın da kaşından ve burnundan kan geliyordu. Mete ayağa kalkıp Burak'ı tişörtünün yakasından kavrayıp yukarı kaldırdı.

''Bir daha,'' dedi normal ses tonuyla. ''Bir daha asla seni Defne'nin yanında görmeyeceğim.''

''Bu iş burada bitmedi,'' dedi Burak dişlerinin arasından.

Mete onu sertçe yere itince yemen öne atıldım ama o, Burak'a vurmadı. ''İşin benimle bitmedi ama Defne'yle bitti. Bunu aklına kazı!''

''Sana ne lan?'' diye bağırdı Burak. ''Sen kimsin de karışıyorsun?!''

''Karışıyorum lan, karışıyorum! Buna alış! Çünkü bu kız benim!''

Mete'nin söylediği şey, herkesin dikkatini çekmişti. Beni itiraf yükünden kurtarsa da, diğerlerinin bu şekilde öğrenmesi pek hoş olmamıştı.

''Pardon?'' dedi Bora çocuğu dövmeyi bırakıp.

''Defne bu ne diyor?'' dedi Su. Şaşırdığını ses tonundan bile anlamıştım.

''Bir dakika, şimdi siz...'' diyecek oldu Elif ama sorusunu tamamlamadı.

''Ne demen senin lan?'' dedi Çağatay gözleri kocaman açılmışken.

Mete sorulan soruları umursamadan, ''Bir daha asla,'' diye uyardı Burak'ı. ''Kendi iyiliğin için.''

''Çıkıyor musunuz yani?'' dedi Sıla.

''Kızlar sakin olun,'' dedi İrem. ''Defne zaten açıklayacaktı.''

''Sen de mi biliyordun yani?'' dedi Su. Sesi öfkeli gibi değil de, şaşırmış gibiydi.

''Okula gittiğimizde anlatacağım demiştim,'' dedim cılız sesimle.

''En iyisi şimdi gidin,'' dedi Arda, İrem'e. ''Tartışacağınız konular var sanırım.''

Bakışlarımı Mete'ye çevirdiğimde dudakları, güven vermek ister gibi hafifçe kıvrıldı. Ben de ona o şekilde baktıktan sonra kızların yanına ilerledim.

''Gençler biz de gidiyoruz,'' dedi Arda. ''Yorucu bir gün oldu.''

-----

Zıbarma Yeri 1'de, yatağımda bağdaş kurmuş bir şekilde otururken, hatalı bir çocuk gibi başımı önüme eğmiştim. Hava çoktan kararmış, uyuma vakti gelip çatmıştı. Aklıma bu gün olanlar geldikçe kalbim boğazımda atıyordu. Kızlar da yatağımda oturmuş, anlatacaklarımı dinliyorlardı.

''Tüm gerçekliğiyle anlat,'' dedi İrem sakince.

Birkaç saniye düşünüp, kafamda cümlelerimi toparladıktan sonra ''Nasıl ve ne zamandan beri olduğu hakkında pek bir fikrim yok. Şu an çıkmıyoruz zaten,'' diyebildim.

''Ne zamandan beri var bu durum?'' dedi Sıla.

''Bora'yla yemek yarışı yaptığınız geceden beri,'' dedim gerilerek.

Sıla, ''Ebenin örekesi!'' diye tepki gösterince, Su kızın ensesine bir tane yapıştırdı ve bu gergin olan ortamı biraz yumuşattı.

''Kızım ben sana 'Ebelere laf yok.' demedim mi?'' dedi Su. ''Her neyse, cidden bayağı zaman geçmiş.''

''Aslında o kadar değil be,'' dedi Elif. ''Sonuçta saatinde size yetiştiremezdi ya.''

''Ben dakikasında söylerim lan,'' dedi Su karşılık olarak. ''Hay dilimi eşek arısı soksun! Ben de arkadaşlarımın benden gizlisi saklısı olmaz, diyordum.''

DÜŞMAN OKULLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin