Dönüş

263 29 13
                                    

Tuana'dan

Valizin kulpunu tutan elimi sıkılaştırdım ve yavaşça ilerlemeye başladım. Birine çarpmamla kendime geldim.

"Çok çok özür dilerim"

Cevap vermedi. Yüzüme ters ters bakıp gitti. Ne garip insanlar var ya.

Önümden geçen taksiyi durdurdum adresi söyledim. Yolum zaten uzundu. Tekrardan kendimi derin düşüncelerin içinde buldum.

Nasıl karşılanacaktım? Çağan benden nefret ediyor mudur? Benim gitmemi ister mi?

Kafamda binlerce soru işareti ve içimi saran o korku.

Başkasını sevmiş midir???

Derin düşüncelerimden taksi şoförünün sesiyle sıyrıldım. Eve varmıştık. Parayı ödedim evin kapısının önünde kalakaldım. Korkuyordum. Yavaşça elimi kaldırıp zile bastım.

Kapıyı tanımadığım bir kız açtı.

"Kime bakmıştınız?"

"Ben evime geldim sen kimsin??"

"Canım kim gelmiş?"

Bir anda kapının önünde Çağan belirdi.

O kıza canım mı dedi? Ve şu an eli kızın belinde!

"Aa Tuana hoşgeldin"

Bana sarıldı. Kısa bir süre, çok kısa bir süre kokusunu içime çektim. Hiç değişmemişti...

"Tanıştırayım nişanlım Nil."

"Demek meşhur Tuana sensin tanıştığıma memnun oldum"

Kızın uzattığı eline bakıp yutkundum. Bir süre olayı hazmetmeye çalışıp elini sıktım.

"Tuana!"

Arkamı dönmemle Ülkü üzerime atladı (!)

"Yavaş kızım boğulacağım"

"Banane çok özledim uzun zaman oldu."

Ülküye baktım ağlıyordu tekrardan sarıldı.

"Ağlama kızım ya ne ağlıyorsun"

"Diyene bak sanki sen ağlamıyorsun"

Ağlıyor muydum? Gözlerime dokundum ıslaktı. Farkında bile değildim.

Ülküden ayrıldıktan sonra dolu gözlerle Yağız geldi. Sıkıca bana sarıldı.

Görüşmeyeli gerçekten uzun zaman olmuştu. Ben bu süre zarfında üniversiteyi bitirmiştim ve oyuncu olmuştum. Çağan da oyuncuydu biliyordum lakin o bir de evleniyordu.

Aklıma gelmesiyle daha çok ağladım. Ama kimse anlamadı. Mutluluktan olduğunu zannettiler. Oysa benim içim yanıyordu...

...

"Oralar nasıldı?"

Göz devirdim. Kaçıncı sorularıydı bu?!

"Ya sanki çok uzak bir yere gittim. Altı üstü İzmir'deydim ve sizinle de görüştük"

Ülkü yanımda oturuyordu sıkıca sarıldı.

"Hadi ama Tuana işin yüzünden görüştüğümüz mü vardı sanki anca televizyondan görüyorduk"

"Abart abart"

"Valla Tuana bu sefer Ülkü haklı"

"Hadi ama Yağız, sen de mi?"

"Gerçekler bunlar kardeşim"

"Kız uzun yoldan gelmiş rahat bırakın yarın hasret giderirsiniz"

Çağan'ın konuşmasıyla hepimiz ona döndük.

"Sonunda beni anlayan biri ya!"

Hızlıca üst kata çıktım Nil gitmişti. Çağan ya burada kalıyordu ya da bugünlük gelmişti. Bilemiyorum.

Gerçi ben neyi biliyormuşum ki? Evleniyor resmen!

Odamın kapısını kapatıp arkasına yaslandım. Yorgun olduğum için falan değil. Daha fazla Çağan ile aynı ortamda kalamayacağım için konuşmak istememiştim. Sabahtan beri tuttuğum gözyaşları kendini bıraktı.

Nasıl Çağan beni bıraktıysa gözyaşlarım sımsıkı tutundukları gözbebeklerimi bıraktı. Yavaşça süzüldü...

Ama Çağan haklı, onu bırakıp giden yıllarca gelmeyen benim. Ağlayan yine benim...

" Bu aralar ellerim hep üşüyor benim. Doktor kansızlık der, ben sensizlik derim..."

Çok uzun zaman sonra yeni bölüm:)
Yorumlarınızı merakla bekliyorum
Sizce kim haklı?
Oy vermeyi ve takip etmeyi unutmayın <3

GICIKΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα