Günler

326 36 13
                                    

Çağan'dan

Bugün Nazım olmadan geçirdiğim 104. Gün. Bu süreçte yaşamadım sadece nefes aldım. Nefes almak her zaman yaşamak değildir...

"Abi hadi ya ağaç oldum burada"

"Gelmeyeceğimi söylemiştim Leya"

Yavaşça gelip yanıma oturdu.

"Artık toparlanman lazım aradan kaç ay geçti. Tuana seni bıraktı. Sen de bunu hakettin. Şu an pişmansın belki o da pişmandır. Onu seviyorsan bekle tamam ama o yokken de nefes almayı öğren"

"Tuana geri gelecek Leya belki geldiğinde başkasını seviyor olacak. Belki beni unutmuş ya da umursamıyor olacak ama eninde sonunda gelecek. Ve ben onun o melek yüzünü göreceğim en azından. Şimdi izninle uyuyacağım belki rüyamda onu görürüm"

"Anca uyu zaten kal böyle"

"Ya yeter Leya sen beni anlayamazsın. Biricik sevgilin Yağız yanında sonuçta."

Evet, Yağız ve Leya sevgili olmuştu. Abilik duygularından dolayı kolay kabullenmezdim ama öyle bir haldeyim ki onlara bile karışmadım.

"Öz kardeşleri bile toparlandı Çağan"

"Anlamak çok mu zor ya. Yağız'ın Leyası Leya'nın Yağızı Ülkünün Denizi var hepsi birbirini toparlasın. Ama benim Nazım yok. Üstelik her gün konuşuyorsunuz ben ise 104 gündür sesini bile duymadım!"

Son bir bakış atıp odadan çıktı. Bir buna karışmadığınız kalmıştı onu da yaptınız. Rahat rahat özleyemiyoruz ya.

Tuana'dan

150 gün oldu geleli. Hani derler ya üzülen hep arkada kalandır. Yaşamadan bilemezsiniz bazen gidende kahroluyor.

Telefonumu elime aldım. Rehbere girip Ülküyü görüntülü aradım.

"Vay siz bizi arar mıydınız ya?"

"Abart sanki ger gün konuşmuyoruz"

"E dersler nasıl gidiyor"

"Berbat yakında karneleri alacağız. Ama ben derslere odaklanamadığım için tabi ki de notlarım düşük."

"Neyse çikolatalı sütüm benim doğum günümde buradasın"

Elimi alnıma götürüp hazır ola geçtim.

"Emredersiniz komutanım."

"Aman ne komik."

"Neyse benim kıvırcığım nerede?"

"Leyasının yanındadır. Dur bir bakayım"

Arka kameraya geçti kapıları tek tek açıp içeri bakıyordu. Sonunda tutturabildi.

"Ups yanlış zamanlama"

Gözümü elimle kapatırken konuştum.

"Ben bir şey görmedim"

Kıkırdadım Yağızı Leya'yı öperken basmıştık.

"Tuana oradan bile bize engelsin ya"

"Aşk olsun"

"Tamam tamam abisinin baş belası. Hemen triplere gitme be"

"Anormalsin Yağız neyse Ülkü Deniz nerede?"

"Markete gitmişti"

"Selam söylersiniz. Hadi sonra gö-"

Birden kapı sesi geldi. Sonra da onu sesi...

"Ben Tuana'nın sesini mi duydum?"

"Abi senin burada ne işin var?"

"Leya Tuana ile mi konuşuyordunuz?!"

"Evet"

"Yalvarırım Tuana benimle de konuş. Lütfen."

Hemen telefonu kapattım. Derin derin nefesler aldım.

"Tuana al bakalım kahven hazır."

"Sağol Alisa"

"Rica ederim de... Sen iyi misin?"

"Pek değil..."

Benim sadece sana ihtiyacım var; Sesine, gözlerine, gülüşüne...

Buraya kadar geldiniz madem oy ve takibinizi alırım artık :)

GICIKOnde as histórias ganham vida. Descobre agora