Otobüs

337 34 26
                                    

Yazardan

Tuana'nın otobüsü 06:30'daydı 4'te kalktı çok uykusu vardı  ama hazırlanmalıydı. Gideceği için çok mu mutluydu? Hayır tabi ki aksine içi kan ağlıyordu. Ama bazen yeni başlangıçlar yapmak gerekebilir bazı şeyleri kaldıramayabiliriz.

Duşunu aldı. Valizini kontrol etti. Biraz atıştırmalık hazırladı. Kahvaltıyı hazırladı. Yağızların okul saatine daha vardı ama onu yolcu edecekleri için onları kaldırmalıydı.

Ü:Günaydınn

T:Sen niye bu kadar erken kalktın.

Y:Son dakikalarımız sonuçta.

T:Yağız? Sen de mi? Çok şaşırdım şu an.

Ü:E ama hiç yolculuğa çıkan biri kahvaltı hazırlar mı?

T:Sonuçta benim yemeklerimi özleyeceksiniz oturun da tadını çıkarın bakalım.

Gülüştüler. Ama bunlar hüzünlü gülümsemelerdi. 3 kardeş , 3 ayrı can tek yürek olmuşlardı ama bazen ayrılmak gerekebiliyordu.

Tuana
Annesini babasını güven sorunu yüzünden kaybetti sonuçta. Hep güçlü gözükmeye çalışsa da herkesin zayıf tarafı vardır. Ne kadar istemesek de bazen gün yüzüne çıkabilir. Çağan'a kırılsa da hala onu çok seviyor. Gitmesinin tek nedeni o mu? Hayır. O sadece bardağı taşıran son damla dediğimizden. Tuana çok yorgun ve dinlenmesi gerek...

Yağız
Kardeşinden ayrılmak onun için de çok zor. Ama o da farkında bu olması gereken bir şey. Hepsi kırgın , üzgün. Ama birinin ne olursa olsun gücünü kaybetmemesi gerek. Babasını kaybettiklerinden beri bu görevi Yağız üstlendi...

Ülkü
Belki bu ayrılık en çok da ona zor gelecek. Biricik ablası ya da bir nevi annesi. Ailenin küçüğü olarak Yağız'dan baba , Tuana'da anne sıcaklığını buluyordu. Annesinden ayrılmak... Ayrılmak istemezsin , üzülürsün. Ama onun mutluluğunu kendi mutsuzluğundan daha çok önemsersin. Güçlü gözükürsün...

Onlar için ayrılık zor olacak küçük yaşta ailesini kaybedince birbirlerine tutundular. Aslında basit bir şey olarak düşünebilirsiniz. Ama onlar hiç ayrılmadılar ki. Üstelik bu ayrılığın süresi bile belli değil...

...

Çağan mı o gece yatmadan önce özür planlarını yapmış , mışıl mışıl uyuyor. Belki de rüyasında Tuana'nın onu affettiğini görüyor :)

L:Çağan! Kalk çabuk! HEMEN KALK!

Ç:Yürü git başımdan Leya sabahın körü daha.

L:Ben bir yere gitmiyorum ama Tuana gidiyor! Saat 6 sadece yarım saatimiz var.

Ç:Of ne saçmalıyorsun Leya?

L:Tuana diyorum İstanbul'dan gidiyor biz onunla vedalaşamayacağız bile.

Çağan hızla doğruldu.

Ç:Ne demek gidiyor. Hangi havalimanı?

L:Otobüsle gidiyor Çağan. Çabuk ol ben yolu tarif edeceğim sana.

Hemen yataktan kalktı üstüne bir tshirt geçirip arabanın anahtarlarıyla evden çıktı. Üzerinde eşofman vardı.

İki kardeş arabaya bindiler. Onlar için çok değerli olan birisi durdurmalılardı.

Saat:06:10

...

Y:Ya tamam Ülkü ağlama yeter.

Ü:Ne var Yağız! Tuana'nın gitmesine 10 dakika kaldı farkında mısın? Biz öyle zenginler gibi sürekli onu ziyaret edemeyiz gücümüz yetmez! Bir otobüs bileti bile kaç para.

Y:Sakin ol elini yüzünü yıka çabuk! Tuana seni böyle görmesin. Zengin değilsek fakir de değiliz. Arada ziyaret ederiz. Ayrıca telefon var. Şimdi dediklerimi yap.

Ü:Of! Of!

Saat:06:23

...

Ç:Kaç dakikamız var Leya?!

L:5 dakikaya oradayız. Ama daha da hızlanırsan 5 dakikaya öbür dünyada olacağız.

Ç:Komik değil.

L:Gerçek!

...

T:İşte! Bu benim otobüsüm.

Y:Gel bakalım.

Saat:06:30

...

L:Yetişemedik...

Ç:Sadece vedalaşsaydım. En azından son kez sarılsaydım. Kokusunu içime çekseydim. Zihnime kazısaydım...

L:Son kez görebilseydim...

Saat:06:35...

Bir kalbi kırdıktan sonra gelen özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir ihtiyaç kalmaz...

Selamlar Efendim
Benim için güzel bir bölümdü.
Sizin için biraz mutsuz olabilir :)
Bir sonraki bölüm için tahminleriniz neler??
Yorumlarınızı merakla bekliyorum.
Sınır 20 oy
Kalın sağlıcakla...

GICIKWhere stories live. Discover now