"Merhaba Emre Bey. Sizi daha önce bu sitede hiç görmedim."dedim soru sorar gibi. Onun sorusunu da es geçerek.

"Olabilir. Sonuçta üç bloklu bir site. Nereden göreceğiz ki birbirimizi değil mi? Bir de şunu söylemek isterim bende sizi daha önce hiç görmedim."diyen Emre'ye gereksiz sinir beslemem doğru mu?

"Haklısınız olabilir. İyi günler."diledim ve uzaklaşmak için adımımı attığım anda yine Emre'nin sesini işittim.

"Elinizdeki kameramı. Yoksa çeşitli görüntüler çekmek hoşunuza mı gidiyor?" Sana ne be adam.

"Evet. Hoşuma gidiyor. İzninizle gidebilir miyim? Acelem var da."dedim artık kurtulmayı amaçlayarak.

"Tabi ki. Sizinle tanışmak güzeldi. İyi günler."dediğinde sadece ufak bir tebessüm ederek uzaklaştım ondan. Benim arabamı bulmam gerek adam iki saat kafamı ütüledi.

Çantamdan arabamın anahtarını çıkarıp, arabanın kilidini açmak için tuşa bastım. Belki açılırken arabamı bulabilirdim. Tabi ki tahmin ettiğim gibi oldu. Sonunda arabamı buldum işte.

Bu anları çeken kameramdan bunları sildim. Çünkü boşu boşuna yer kaplamasın. Hemen arabama binip annemin evine doğru yola çıktım.

Yolda kendimi şarkı ararken buldum. Bluetooth ile bağlanıp YouTube'a girdim. Ama şu an açabileceğim bir şarkı yoktu aklımda. Aklıma bir sürü laf edip Bluetooth'tan çıktım. Yola şarkısız çıkmaya karar verip sürmeye devam ettim.

*****
Kısa bir yolculuğun ardından annemin evine ulaşmıştım. Kameramı elime aldım en son yeni tanıştığım adam ile olan görüntüleri silerken kamerayı kapatmıştım. Hâlbuki yolda sohbetli birşeyler çekmek istemiştim. Ama iyi ki çekmemişim. Ne diyecektim ki neyin sohbetini yapacaktım?

Kafama takmamaya özen gösteriyorum. Ama kafaya takılmayacak gibi değil. Yani her an başımıza birşey gelebilir. Ailem için endişeleniyorum. Anlamıyorum yani adam kendi hayatına bakmıyor.

Biz intikam almak daha doğrusu hakkımızı aramak için böyle toplandık. Aslında iyi de oldu bir açıdan. Üvey kardeşlerim ile tanışmış oldum. Ben bundan mutluyum. Keşke Oktay böyle birşey yapmasaydı ama...

Beni bu olayda Oktay'dan sonra en son sinir eden kişi Eylül. Geçen gün yaptığı hareketi tamamıyla cahilliğine veriyorum. Ben bize katılma zorunluluğu var demiyorum. Tamam babasına karşı olmasın. Bunun için onu kimse zorlayamaz. Ama insan bunca yıl onun için çalışıp çabalamış insanları başkasının laflarıyla bırakmaz. Bu tek kelime ile nankörlük.

Nankörlüğü bana yapıyor diyemem ama annem ve abim onun için bu kadar çabalamışken onlara yüz çevirmesi ne yalan söyleyeyim zoruma gidiyor.

Merve ve Caner abiye gelirsem, şimdilik aramız iyi. Hatta daha yeni tanışmamıza rağmen birbirimize gerektiğinden çok ısınmıştık. Görkem'i de çok sevmiştim. Pastamı yemese daha çok sevebilirdim ama olsun yani, bir pasta için de ona düşmanlık beslemeyeceğim.

Burak'a gelirsem sanırım onu kendi içimde affetmiştim. Yani biz artık yetişkin insanlarız. Sırf bir yola çıktı diye insanlar birbirlerinin özel hayatına müdahalede bulunmamalı. Önemli bir işi olmasa beni bırakıp gitmezdi diye düşünüyorum. Eğer ki beni terk etseydi bana verdiği sözü yutmuş olurdu. Abim de beni yüzüstü bırakmasına asla müsade etmezdi. Çünkü ben hayatımda ilk defa birisi ile bir yola çıkmıştım ve o kişiye güveniyorum aynı zamanda da ciddi düşünüyorum. Hem ailem de destekliyor bizi. O zaman bu durumda tek birşey kalıyor o da Burak ile konuşup bu konuyu halletmek. Bize zaman tanımak. Daha yeni aklım yerine gelmiş mantıklı konuşmaya başladım ya.

KAYBET-MEWhere stories live. Discover now