9

890 85 12
                                    

Hoş geldinizzzzzz 💗

-------------------------------------**Hatırlatma**

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-------------------------------------
**Hatırlatma**

Tam onu kızdırmak için tekrar sinirleneceği bir şey söyleyecekken görüşüm birden karardı ve etraf bulanıklaşmaya başladı.

Kendimi akademinin bahçesinde bulmadan önce gördüğüm son şey ise kızıl kızın arkasındaki sudan başını sadece gözlerinin görüneceği kadar çıkarmış olan mavi gözlü devasa ahtapot olmuştu.

****

Kendimi bir anda akademinin bahçesinde bulmak beni hazırlıksız yakaladığından bu dengemi kaybetmeme sebep olmuştu neyse ki dengemi kurup son anda düşmekten ve rezil olmaktan kurtulmuştum.

Kendime geldiğimde etraftaki benim gibi diğerlerini inceleyen öğrencilere baktım. Herkesin üstü başı yırtılmış ve toz toprak içinde kalmıştı. Bazılarıysa kanla kaplıydı. Ayrıca çok fazla olmasa da azaldığımız belli oluyordu. Acaba kaç kişi elenmişti?

Orada olduğunu konuştuğu zaman fark ettiğim dövüş hocası sanki aklımdaki soruyu duymuşçasına "Aranızdan 28 kişi elendi, geriye 120 kişi kaldı. Elenmeyenler öyle hemen sevinmeyin ve Büyülü Ormanı küçümsemeye kalkmayın çünkü sırf siz gireceksiniz diye haftalar süren bir çalışmayla öğretmenlerinizle birlikte en tehlikeli yaratıkların çoğunu bir haftalığına mühürledik. Yani demek istediğim hepinizin bu kadar az yaratıkla savaşması ve hala canlı olmanızın sebebi bu." dedi ve devam etti " Bunları sizi küçük düşürmek için söylemiyorum bunları Büyülü Orman'ın zararsız bir yer olduğunu düşünüp te oraya bir daha girmemeniz için söylüyorum. Bu konuda söyleyecek başka hiçbir şeyim yok, içinizdeki çürük yumurtalardan kurtulduğumuza göre hepiniz odalarınıza geri dönebilirsiniz. Yarından itibaren yaralı olanlar hariç geri kalanlar derslerine dönebilir. Yaralılar reviri ziyarete gitsin"  dedi ve arkasını dönüp uzaklaştı. 

Arkasından bir süre boş boş baktım. Resmen sadece birkaç kişiyi eleyebilmek için bizi boşu boşuna kullanmıştı. Çok gereksiz bir ders olmuştu çünkü bu birkaç günüm boş boş ormanda dolaşmakla geçmişti. Üstüne üstlük bana hiçbir yararı dokunmamıştı. Yeni olan hiçbir şey öğrenememiştim. 

Eğer duruma olumlu yönden bakmaya çalışırsam bu 2 günlük sürenin bana tek yararı birkaç arkadaş edinmiş olmamdı. Gerçi arkadaş olup olmadığımdan emin bile değildim. Jeremy ve Yoko ile birlikteyken biranda dağılmıştık ve arkadaş mıydık emin olamıyordum. Ayrıca yanımdaki kızı her ne kadar kurtarmış olsam da ona da arkadaşım diyemiyordum çünkü daha kızın adını bile bilmiyordum.

Pes etmişlikle ofladım, bu arkadaşlık işleri çok zordu. Sanırım sonsuza kadar tek arkadaşlarım Aster ve Elena olacaktı. Aster ve Elana demişken elenmemişlerdir değil mi ? Böyle bir şeyin olabileceği gerçeği ile rahatsızca yerimde kıpırdandım ve kalabalığın içinden onları bulabilmek için hareketlendim.

Horace AkademisiWhere stories live. Discover now