36. Bölüm

109 8 29
                                    

çişim geldi

iyi okumalar

***

"Daha az klişe olamaz mıydın?"

"Panayırda olan oyuncaklar bunlar amına koyayım, ne klişesi?" Dönme dolaptaydık. Çınar keyifle manzarayı seyrediyordu, bense onu.

Bir sorun vardı bende. Dışarı bakamıyordum. Gözlerim ondan çekilmiyordu. Hoşlantı mıydı? Ama eğer ondan hoşlanıyorsam, kaçmam gerekecekti. Ondan kaçmam gerekecekti. Ben yapamazdım. Kalbim dayanamazdı, birine tekrar güvenemezdim. Birine kendinizi verdiğinizde gözündeki değeriniz yerle bir olurdu.

Bunu yaşamıştım. Eğer Çınar'dan hoşlanıyorsam, bunu saklardım. Eğer ondan hoşlandığımı öğrenirse (hoşlanıyorsam o da), gözünde hiçbir değerim kalmayacaktı. Ben diğer insanlar gibi sevip sevilemezdim. Bende bir sorun vardı.

"Mutlu," dedi Çınar sanki zihnimi okur gibi. "Neden moralin bozuk?"

"Benim mi? Ha, eee, bileğine canım sıkıldı ondan."

"Normal halin olsaydı kucağına alacaksın diye bana şakalaşıp dururdun," Bedenini tamamen bana çevirdi. "Ne huzursuz ediyor seni?"

"Ben," Gözlerine baktım.

Siyah gözlerini bana dikmiş, bir cevap bekliyordu. Dirseklerini dizlerine yaslamış, ellerini birleştirmişti. Dinleme pozisyonuydu bu. Yutkundum gergince.

Ona güvenebileceğimi biliyordum ama tam anlamıyla açmadan kendime saklamayı, üstünü kapatmayı tercih ettim. Böylesi daha kolaydı.

"Yani, nasıl desem," Omuz silktim. "Hiç ilişkiye girdiğim biriyle böyle vakit geçirmedim, biraz garip geldi... İyi bir gariplik ama."

"Bana bak, bana aşık olmuyorsundur umarım," dedi gülüp arkasına yaslanarak. Gülmek istedim. Zoraki bir kahkaha patlattım.

"Ya gerizekalı, en başta ben dedim duygular yok diye! Bir de ben mi aşık olacağım, sana?"

"Neden ki? Kızlar hasta bana," Saçlarını savurur gibi yaptı. Göz devirdim.

"Valla bana da hastalar, her gün dmler dopdolu." Gülüşü soldu, karanlık bir ifade belirdi yüzünde.

"Ha, öyle mi," Gülümsedi ama o kadar korkutucu görünüyordu ki kabinden atlayabilirdim. "Hehe, ne kadar güzel."

"E-evet," dedim başımı başka tarafa çevirirken. Biraz daha bakarsam lanetlenecektim.

Yine sessizleştik. Gözlerimi yine ona çevirdim.

Batan güneşin turuncu ışığı ve esmer teni uyum içindeydi. Kara gözleri manzarayı gözlerken dudaklarında küçük bir tebessüm vardı. Saçları onca tantanadan darmadağın olmuştu. Elleri kucağında birleşikti.

"Çınar," dedim. "Burada mı yapsak fanfinifonu?"

"Artık yeter, outdoor yok," dedi tükürür gibi. "Doğru düzgün yatakta yapalım, omurgam çıkacak."

"İyi miyim bari? Hiç söylemiyorsun?" Turuncu ışıkta yüzü kızardı. Omuz silkti.

"Ne bileyim oğlum, yattığım tek erkek sensin. Karşılaştıramıyorum."

"Hiç mi denemedin?"

"Hiç denemedim, senin dışında. Yani çevremde gay arkadaşlarım var ama hiç aklıma gelmedi."

"Kim var çevrende gay?" Gerilmiştim şimdi. Ulan bu Ali'yse bahsi geçen, sikecektim belasını.

"Öğrencim vardı ya, adını biliyor musun bilmiyorum, Ali," Saçlarını geriye taradı parmaklarıyla. "O gay mesela. Direkt. Sıfır kız."

Kızıl Kafalı Çapkın ve Asabi Kara Ördek (texting + bxb)Where stories live. Discover now