•14•

4.7K 380 344
                                    

"Taehyung!" Nefes nefese bi şekilde yataktan fırladığımda son söylediğim şey Taehyungun ismi olmuştu. Hâlâ kabusun etkisindeyken nerede olduğumu alqılamaya çalışıyordum. Etrafa baktıkca az önce gördüğüm kanlar içinde Taehyung gözümün önünde canlanıyordu.

Taehyung eğer erken gelirse yanıma gelip uyuyacağını söylemişti ama yatağın diğer tarafına baktığımda Taehyungdan iz yoktu.

Kendime geldiğim gibi hemen yataktan kalktım ve komodinin üstündeki telefonuma uzanıp saate baktım. Saat gece dörde yaklaşıyordu. Bu zamana kadar Taehyungun gelmemesi içime bi endişe salarken belkide gelmiş ve şu an evin bi yerlerindedir düşüncesi az da olsa içimi rahatlatmaya yetdi.

Taehyungu aramak için hemen odadan çıktım ve minik ışıkları olan merdivenlerden dikkatle indim ve loş, gece ışıkları gibi ışıkları olan koridoru geçtiğim gibi mutfağa girdim.

Mutfağın yere kadar uzanan camlı kapısından içeri vuran ay işığı görüş alanımı aydınlatırken boş mutfakla karşılaşınca içimdeki endişenin büyümesine izin vermeden evin her yerini gezmeye başladım.

Ilk katta her yeri aradım hatta bahçeye çıkmış oranıda aramıştım ama Taehyung hiç bi yerde yoktu. Bahçeye çıkınca peşimi bırakmayan ve sürekli bi şeye ihtiyacım olup olmadığını soran korumalardan da Taehyungun nerede olduğunu sormuştum ama bana 'bilmiyoruz bay Jeon' demekten başka yardım etmemiştiler.

Korumaların bu cevabı beni şüphelendirmişti. Bence onlar Taehyungun nerde olduğunu çok iyi biliyorlardı ama bana söylemiyorlardı.

Korumaların cevabından sonra onlara bi şey demedim ve yeniden içeri girip üst kata çıktım. Bakmadığım misafir odaları ve Taehyungun kendi odası kalmıştı

Doğru ya Taehyungun odası, belkide en başından beri oraya bakmalıydım. Taehyungun kendi odasında olabileceği olasılığıyla odasına doğru ilerledim.

Taehyungun odasının büyük kapısının önüne vardığımda elimi kulba doğru uzattım ve kulbu hafifçe aşağıya doğru indirip kapıyı içeriye doğru ittim.

Başımı küçücük araladığım kapıdan içeri soktuğumda görüş alanıma giren loş işıklı odada yatağında uzanmış üstü çıplak bir eli başının altında olan Taehyungla karşılamayı hiç beklemiyordum.

Taehyung büyük kapıdan giren bedenimi gördüğü gibi endişeli bir sesle "Jungkook?" Diyip hareketlendiğinde hırıltılı sesiyle inlemesini duydum "Ahh"

Onun iniltisini duyduğum gibi üstünün çılpak olup olmadığını önemsemeden tüm bedenimi içeri sokup koşarak yatağının yanına gelip baş ucuna geçtim.

Benim yanına gitmemle yanında duran kolunu saklamaya çalışsada, kolunun yukarı kısmındaki sargını görmemle gözlerim anında büyüdü.

Yüzümdeki şoku gizlemeden "Taehyung! Ne oldu sana?!" diye konuştuğumda Taehyung kolunu saklamaya son verip tek kolundan destek alarak zorda olsa sırtını yatak başlığına yasladı.

"Merak etme bi şeyim yok" sakin bi ses tonuyla konuştuğunda kaşlarımı çatdım ve elimi uzatıp kolunu işaret ettim "Ne demek bi şeyim yok ya! Kör müyüm ben! Kolun sargıda baksana!"

Taehyung hafif sinir ve çok endişe karışımı çıkan azcık yüksek ses tonumu duyduğunda dudağının tek kenarı yukarı kalkacak bi şekilde güldü. Onun gülüşünü görünce kaşlarım daha da çatılırken bunu ferk edip gülüşünü ertelediği gibi komuşmaya başladı. "Sakin ol Jungkook. Önce bi otur sonra konusuruz tamam mı" O sakin ve huzur verici ses tonuyla konuştuğunda ben istemsiz daha çok sinirlenmeye başlıyordum.

My Tiny Boy Kde žijí příběhy. Začni objevovat