•8•

5.6K 443 510
                                    

"Bana gidiyoruz, evime. Bu saatden sonra evimiz olan evime" dediğinde şok oldum. Evimiz mi dedi? "Taehyung hayır, gerek yok. Benim biraz param var bi otelde kalırım"

Taehyung oflayarak konuştu "Bi kere Jungkook, sadece bi kere itiraz etmeden dediğimi yapsam ne olurdu?" Biraz sessiz kaldı ve yeniden konuşmaya başladı. "Ayrıca sence ben senin otelde kalmana izin verir miyim? Hadi gel gidiyoruz itiraz istemiyorum" bavulu yerde sürükleyip kapıdan çıkacakken onu durdurmaya çalıştım "Ama Taehyung bak ben sana rahatsızlık vermek istemiyorum. Ayrıca dediğim gibi otelde kalırım bi müddet sorun yok"

Taehyung beni duyunca kapıdan çıkmadan bavulu bıraktı ve dönüp bi kaç saniye bana bakıp yanıma geldi ve elimden tuttu "Jungkook ben seni güvende tutmak istiyorum. Ve senin en güvenli yerin benim yanım. Benimle hep güvende olucaksın inan bana. Bak ben seni korumak istiyorum, izin verde bunu yapayım" dedi ve diğer elimi de tutup karın hizamızda ikimizin arasında sıkıştırdı. "Geliyor musun benimle minik tavşan?" Sözlerini duyunca tüm bedenim karıncalanmıştı. Bana minik tavşan demişti ve bu çok hoştu.

Taehyung dikkatlice bana bakıp ne cavap vereceğimi beklerken ellerimi hâlâ tutuyordu.

Ben Taehyungun yanında kendimi güvende hissettiğimi artık anlamıştım. Onunla huzurlu oluyordum. Bu yüzden onunla gitmek bana iyi gelebilirdi ama ben ona rahatsızlık vermek istemiyordum. Beni korumak istemesi çok güzeldi ama ya hayatında biri varsa ve ben onları rahatsız edersem.

Taehyungun hâlâ benden cevap beklediğini görünce düşüncelerimden çıkıp ona odaklandım. "Taehyung ben sana güveniyorum, kendimi senin yanında güvende hissediyorum ama ben sana rahatsızlık verm-"

"Jungkook öyle bir şey yok. Ne rahatsızlığından bahsediyorsun sen? Seninle benim aramda rahatsızlık kelimesi olsun istemiyorum" diyerek aniden sözümü kesti.

"Ya sevgilin? Beni kendinle götürürsen o yanlış anlar ve bizim aramızda olmasını istemediğin rahatsızlığı o yaşar" Taehyung dediklerimi duyunca ellerimizin tutuşunu sıkılaştırdı "Sevgilim olduğunu kim dedi? Benim sevgilim yok Jungkook. Ayrıca eğer sevgilim olursa ve o senden rahatsız olursa artık sevgilim değil demektir. Yani kendinden rahatsız olmadığın sürece sorun yok minik tavşan" dedi ve elimin birini bırakıp saçımın bir tutamını kulağımın arkasına geçirdi. Bu hareketiyle yanaklarımın ısınması sağlamıştı.

Son dediklerinde ne demek istediğini anlamadım ve ona sormaya karar verdim. "Anlamadım Taehyung. Yani... son dediklerini anlamadım. Ne demek istedin?" Taehyung hafifçe gülümsedi "Boşver Jungkook önemli değil. Şimdilik önemli olan senin benimle gelip gelmemen. Geliyor musun bakalım benimle?" Dediğinde başımı eğip tek elimi tutan eline baktım. Diğer eli hala kulağımın arkasına geçirdiği tutamımdaydı. "Geliyorum Taehyung. Seninle geliyorum" başımı kaldırıp ona baktım ve büyük bi gülümseme verdim ona.

Taehyung duyduklarıyla benim gibi geniş bi şekilde güldü ve elini saçımdan çekip elimi tutan eliyle çekiştirerek beni bavulun yanına getirip bavulu diğer eline aldı. Tam bavulu sürükleyerek kapıdan çıkacakken elimi tutan elini hafifçe kendime doğru çektim. Bu hareketimle durdu ve dönüp bana baktı.

"Peki ona ne olacak?" Diyerek başı kan içinde kalan ve kanlı duvarın dibine çöken ev sahibini gösterdim. Bakışlarını benden alıp gösterdiğim ev sahibine döndürdü ve ona bakarak konuştu "Ölmedi merak etme. Ama uyansa bile ayağa kalkamayacak halde. Eğer birisi ona yardım ederse yaşayabilir ama malum buradaki insanlar pek yardım etmeyi sevmezler o yüzden uyanıp kendi ölümünü beklemeli"

Bana yapılanlara göz yummalrının aynısını yaşatıyordu şu an.

"Gidelim artık gel" diyerek beni çekiştirdi ve odadan çıkarttı.

My Tiny Boy Donde viven las historias. Descúbrelo ahora