Gökyüzü yıldızlarla parlıyor. Gözlerim mavi ışıltılarla. "Yeniden gidiyorum."

27 6 14
                                    

Oda dışarının soğuğu ile buz gibiydi. Shyvana'nın elleri ayakları ve yüzü buz gibiydi. Gözlerini açar açmaz kalktı ve pencereleri kapattı. Üzerindekileri artık çıkarabilirdi.
Ve üzerini diğer dünya ile aynı giyindi.
Bir tabut yapmak için ahşaba ihtiyacı vardı. Adelaide'in yazlığına gidecek yolda ahşap satın alacaktı. Arabası kafenin önünden evinin önüne çekildi çekileli ona hiç bakmamıştı. Herhangi bir köşesindeki en ufak çizik kalbini derinden yaralardı.
Shyvana'nın tabiri ile siyah panterine bindi. Adelaide'e yazlığın anahtarlarını vermemişti. Onu haberdar etmeliydi.
Aradı
"Adelaide yazlığa gidiyorum (?) Ne kadar kalacağımı bilmiyorum. Belki uzun süre rahatsız edeceğim. "
"Dikkatli git. Orada olacağını bilmek güzel. Her şey yoluna girdiğinde bende yanına gelirim. Dilediğin kadar kalabilirsin"
"Ah, birde Adelaide, bu ara ahşap işlerine merak saldım. Bir kamyon ahşap ile gitmeyi düşünüyorum. Ve birazda boya (?)"
"Kendine garip hobiler edinmene alışkınım sorun yok"
"Etrafı işim bitince toplayacağım."
"Gelince neler yapmışsın görelim."
"Görebileceğini sanmıyorum."
"Neden?? Becerilerini benden saklamayacaksın değil mi!"
"Iıı.. Çünkü ne zaman yapacağımı bilmiyorum. Yani geldiğinde henüz hiçbir şey yapmamış olabilirim."
"Öyle olursa birlikte yaparız!"
"Görüşürüz."
"Babay!"
Adaliade'in varlığına şükreden Shyvana farklı büyüklüklerde deste deste ahşap ile yazlığa geldi. Ve tabiki testere, çekiç... Ve de son olarak beyaz ve altın sarısı teneke boya almıştı. Hayalindeki türbeyi yapmak için çalışacaktı. İşçiler eşyaları Yazlığın yeşil bahçesine indirdiler. Taşıma ücretini de ödedikten sonra. Eve girdi. İçerisi geniş ve rahattı. Güzel mi güzel zenginlik kokusu! Yemek işini tamamen unuttuğu aklına geldi. Burası her ne kadar şehirden uzak olsada medeniyetten uzak değildi. Ve uzak olsalar da komşular vardı. Böylesine zengin insanların yaşadığı yerde elbette yemek servisleri de çalışırdı.
Çıtır çıtır tavukların gelmesi 15 dakika sürmemişti. Bu sürede Shyvana yerleşmeye çabalamıştı.
Şimdi iştahla son kemiğe de öpücük kondurduğuna göre dünya değiştirme vaktiydi!
Ellerini yıkadı.
Öncelikle yanına alacağı ahşapları sıraya dizdi ki götürdüklerini bir daha götürmeye çalışmak gibi garip bir duruma düşmesin.
Taşıyabileceği kadarına tutunup yere uzandı. Ağırlık üzerine biraz baskı uygularken düşündü yastık ve yorgan onunla birlikte hiç gelmemişti. Ona temas etme fikri ne kadar doğruydu. Uykuya daldı.
"İşte geldik!"
"Hey bunlar eksik!"
Bana temas etmeyenler belli ki gelmiyor ve elimle tutup kucaklamam gerek yeniden uyu Shyvana.
Hiç halimi bozmadan yeniden uyumaya çabaladım. Bu hiç de kolay değildi. Esnemeye çabalaya çabalaya gözlerini yumdu.
Shyvana, uyanır uyanmaz üzerinde ki ahşaplara sarıldı. Bacakları ile bile..
"Biraz dayan kızım!"
Yeniden uyumaya zorladı kendini. Bu tahmin ettiğinden daha zordu ve uykusu sürekli bölünmüş bir insanın asla uyuyamaması gibiydi.
"Bir koyun, İki koyun, üç koyun..." gözleri kapalı sayarken 285. Koyunda-

"Sonunda geldim!"
güneş her yeri kızıla boyuyordu. Akşam oluyordu. Buralarda yabani hayvan var mıdır diye düşündüm. Dağ başında uyumaya devam edecektim...
Biraz korkuylada olsa üzerimdeki tüm ahşapları yerleştirdikten sonra yeniden uzandım ve gözlerimi kapadım.

Shyvana uyanır uyanmaz. Üzerindeki ahşapları sol kenara itti. Sağında gitmeyi bekleyenleri üzerine çekerek kucakladı.
" Sıra büyük olanlara gelince tek tek götürüp üzerine yatacağım. Her seferinde uyumayı nasıl başaracağım bilmiyorum"
...
Gözlerimi açtım üzerimdekileri diğerleri nin yanına dizdim. Hava kararmıştı. Yeniden uyumak için hareketlendim. Mavi ışıklar etrafı sarınca onlara güvenle baktım. Güvende hissetmemi sağlamışlardı. Onlar burda oldukça hiçbir hayvan ya da insan bana yaklaşmazdı. Diye düşündüm. Ne kadar doğruydu bilemem ama bana böyle hissettiriyorlar. . Onlar bir ölü gibi yere uzanmış bedenimin etrafını mavi bir ışık yayarak sararken. Ben montuma daha sıkı sarılarak uyumaya çabaladım.

Rongan: Efendisinin sadık ejderyasıWhere stories live. Discover now