Geceyle Dans

XX

Bir cumartesi günüydü ve hava harikaydı. Emir'le beraber bir gününü lunaparkta geçirmek için plan yapmıştık. Lunapark, çocukluğumun hayallerini yeniden canlandıran, renkli ve eğlenceli bir yerdi. İçimdeki çocuğu tekrar keşfetmek için sabırsızlanıyordum.

Lunaparka geldiğimizde, mis gibi pamuk şekeri kokusu ve çığlık sesleri karşımıza çıktı. İçeride herkesin mutlu olduğunu görmek beni heyecanlandırdı.

İlk olarak, büyük bir tekerleğe binmeye karar verdik. Tekerlek, adeta gökyüzüne doğru tırmanmamızı sağlıyordu. Her seferinde en tepede durduğumuzda, o muhteşem manzara bana korku veriyordu. Emirin elini tuttuğumda bile hâlâ aynı heyecanı yaşamama sebep oluyordu.

Tekerlekten indikten sonra, kalbim hâlâ hızla attığından ona biraz mola vermek istedim. Ormanda yavaş yavaş yürüyen bir tren vagonuna bindik. Gölgelerin arasında ilerlemek, içimde gizemli bir his uyandırdı.

Emir'le yan yana oturmuşken, ona aşık olmanın ne kadar güzel bir duygu olduğunu fark ettim. Emir'in soğukkanlılığına hayran kalmakla birlikte, gerçekten korkup korkmadığını merak ediyordum.

Sonra, daha da eğlenceli ve hızlı bir şeyler yapmamız gerektiğini düşünerek, rotamızı bir roller coaster'a çevirdik. Adrenalin dolu bu yolculukta, sevdiğim adamla beraber bağırarak ve coşturarak zamanın nasıl geçtiğini anlamadık.

G-krizi yaşayan bedenimiz bile, bu lunapark gezisine daha fazla devam etmek için bizi motive ediyordu. Emir'in yüzünü görmek, bu heyecanlı anlarda bile içimi huzurla dolduruyordu.

"Yoruldun mu?"

"Yüksekten korkuyorum ama sen yanımdayken çok korkmadım."

"İkimize kahve alıp geliyorum. Beni burada bekle." Diyip gitti.

Etrafımdaki çığlık sesleri rahatsız etmiyordu. On dakika sonra Emir elinde iki kahveyle geri döndü. Beraber sohbet edip eğlendik.

Lunaparkta geçirdiğimiz güzel bir günün ardından, hava kararmaya başladı. El ele tutuşarak dışarıya doğru yürümemiz, bana sonsuz bir mutluluk hissi verdi. Ve tam o sırada, havada renkli ve ışıklı bir havai fişek gösterisi başladı. Bu dikkatimizi dağıttı ve gözlerimizi birbirimizden ayırdık. Ama bir ân bile olsun, onun yanımda olduğunu hissetmemiş olsaydım, bu gösterinin tadını çıkaramazdım.

Havanın soğumasıyla birlikte, el ele tutuşarak lunaparktan ayrıldık. Lunapark maceramız, sadece daha önce yaşadığımız ânıları tazeledi. Geçirdiğimiz bu özel gün, hayatımızın en eğlenceli ve romantik anılarından biri olacaktı. Lunapark, içimdeki çocuğu yeniden canlandırmış ve aşkımızı daha da büyütmüştü.

Eve vardığımızda gülümseyerek elimi tuttu ve dudaklarına doğru yaklaştırıp küçük bir öpüçük kondurdu.

Ardından bana bakarak "Bu gece gerçekten çok güzel geçti.." dedi. Kalbim hızla atmaya başladı ve ona sarılarak "Evet, harika bir gün geçirdik. İyi geceler.." dedim.