Bölüm 19

3.2K 240 44
                                    

Soğuk ve rüzgârlı gecede karaçam ağaçlarının arasında hızlıca koşuyordu. Yerdeki nemli toprak hızlı koşmasına engel oluyordu. Kontrolsüz nefes alışı onu yorgun düşürüyordu. Siyah uzun saçları koşarken yüzüne çarpıyor önünü görmesine engel oluyordu.

Kurtulduğunu sanmıştı ki arkasından kalın kollarıyla biri onu tuttu. Karanlıkta yüzü gözükmeyen adam onu yere atıp sertçe vuracakken Chloe yatağından hızlıca fırladı. Chloe ilk olarak en son George'un dizinde uyuduğunu hatırlıyordu. George onu yatak odasına kadar taşıyıp yatağına yatırmıştı. Sonra da evden çıkıp arabasıyla otele gitmişti.

Alnındaki ter baloncukları ne kadar korktuğunun belirtisiydi. Nefesi rüyasındaki gibi kontrolsüzdü. Hızlıca soluk alıp vermeye başladı.

''Oh! Rüyaymış.''deyip kendini yatağa bıraktı.

Sık sık bu rüyaları görüyordu. Yaşadıkları onu çok etkilemişti. Sanki o adamın tekrar kendisini kaçıracağı gibi korkusu vardı ama o katilin George sayesinde şuanda dört duvar arasında olduğunu biliyordu ve George'a güveniyordu. Belki de şuan tek güvendiği kişi oydu.

Sağ tarafa döndü. Sabah olmuştu ama daha çok erkendi. Güneş ışınlarını daha yeni yeni şehre yansıyordu. Telefonunu eline aldı ve George'u arasam mı? Diye tereddüt etti.

''Acaba uyanmış mıdır?''diye biraz tereddüt etti ama sonra aramaya karar verdi.

Yataktan kalkıp cama doğru yürüdü ve George'u aramaya başladı.

George uykuyu seven bir insandı. Telefonunu yastığının altına koymuştu. Dün gece Chloe uyanmasın diye titreşime almıştı ve bir anda yastığın titremesiyle uyanmıştı. Bu saate onu tek arayabilecek kişinin Gardiner olacağını düşündü. Telefonunu yastığının altından alarak numaraya bakmadan açtı.

''Ne var pislik herif.''

Chloe bu cevap karşısında bir an duraksadı.''Şey... Ben bu saate aradığım için özür dilerim.''

George bir an şaşırdı ve yüzüne beyaz yastığı vurdu.

'' Ben bu saate beni tek arayan kişi Gardiner belasıdır diye tahmin etmiştim. Numaraya bakmadan açtım. Özür dilerim.''

Chloe bir kahkaha attı.''Bende bana söyledin sandım .''

''Hayır, sana öyle bir şey söylemem. Acaba beni bu saatte güzel uykumdan kaldıran önemli şey nedir?''

''Ben seni istediğim zaman kaldırırım. Böyle bileceksin. Hem erken kalkmak iyidir yani.''

''Tamam, sen kazandın hadi anlat.''

'' Ben rüya gördüm. Aslında rüya sayılmaz o bir kâbus. Korktum ve seni aradım.''

''Şimdi iyi misin?''

''Şimdi daha iyiyim. Şey... Yanıma gelir misin?''

''Üzgünüm bu sabah yanına gelemeyeceğim.''

''Neden ki?''

''Gardiner beni merkeze çağırmıştı. Dağ evindeki benzer cinayetler hakkında bir şeyler bulmuş.''

''Anladım. Peki, gece gelir misin?''

''Kesinlikle.''

''Hem bende sana yemek yaparım.''

''Harika buradaki yemeklerden bıktım zaten.''

''Gece görüşürüz.''

''Görüşürüz.''

Gizemli Mektup (RAFLARDA.)Where stories live. Discover now