13

339 16 0
                                    

Wattpad geleneğini sürdürmek lazım diyor, bu bölümü EvaRenaa 'ya ithaf ediyorum. Desteğin için minnettarım.

Amaçları için yaşar insan. Hedefleri üzerine kurar hayatını. Amacı ya da hedefi olmadığını iddia edenlerin, kendilerinin dahi bilmediği ancak uğruna usanmadan yürüdüğü taşlarla kaplı yollarının varacağı umutları vardır. Ölümün yüzü soğuktur çünkü, gücünün tükendiği anlarda aklı hala yerindeyse herkes düşünür onu ama kapısını çalmaya cesaret edemez. O yüzden hedefi vardır herkesin. Bazen tek amacı nefes alabilmektir, bazen zirveye tırmanmak. Amaç ne olursa olsun, yürünen yol tatlı yorgunluklar bırakır kişinin dimağında çoğu zaman.

Zeynep, sabahın erken saatlerinde kocasıyla birlikte yollara düşmüş resimlerini sergi mekanındaki görevlilere teslim etmişti. Genç kadın yol üzerindeki bir pastaneden simit almak istese de, Mehmet izin vermemiş adam akıllı kahvaltı edebilecekleri bir mekana sürmüştü arabayı. Kocasının vaktinden çaldığıyla alakalı birçok cümle sitem dolu ses tonuyla dökülmüştü dudaklarından. Halbuki kokteylin başlamasına daha koskoca on iki saat vardı kahvaltıya başladıklarında.

Genç adamın diretmesiyle doğru düzgün karnını doyurmuş, midesindeki kasılmalara rağmen gücünü toplamıştı. Kahvaltıdan sonra kayınvalidesinin önerdiği güzellik salonuna gitmiş, orada Melek'le buluşmuştu. Uzun süren bakım seanslarından sonra iki kadın da kendisini daha iyi hissediyordu. Cilt bakımı, saç bakımı, manikür, pedikür derken vakit öğleyi geçmişti.

Arka taraftaki odalardan birinde elbiselerini giymiş, saç ve makyaj için yeniden koltuklara oturmuşlardı. Zeynep bu gece için, mürdüm rengi bir elbise seçmişti. Elbisenin üst kısmı, bedenini sarsa da drapeli modeli hatlarını olduğundan daha dolgun göstermişti. Kalın askılı, V yaka elbisenin göğüs dekoltesi yoktu. Sırtı da tamamen kapalıydı. Belden aşağısı giderek bollaşan Zeynep'e göre tasarım harikası elbisesinin derin yırtmacı büyük adımlar atmadığı sürece onu zor durumda bırakmayacaktı. Altına giydiği şık babetleri eteğinin altında görünmüyordu. Elbisenin sol tarafında, göğüs altından başlayıp bel çizgisine kadar damla şeklindeki taşlarla oluşturulmuş bir şerit vardı. Aynı model taşlarla kaplanmış tarak tokasını saçları bittikten sonra özenle yerleştirmişti onunla ilgilenen kadın.

Kıvırcık saçlarını hiç bozmadan dağınık bir şekilde toplamışlardı. Yüzündeki nude makyajı, Zeynep'in duru güzelliğinin altını çizmişti. Düğünlerinde kendilerini tebrik etmek için misafirlerinin verdiği takılar arasından kimin hediye ettiğini bilmediği ince bir zincirin ucunda sallanan zümrüt taşlı kolyesini de boynuna geçirip kulaklarını ve bileklerini boş bıraktı. Sol elinin yüzük parmağında zaten alyansı vardı.

Melek koyu kırmızı bir elbise seçmişti. Elbisenin üst kısmı dantelden oluşuyordu. Kolu dirseğinin hemen altında bitiyordu. Kayık yaka elbise zarif omuz başlarının yarısını açıkta bırakmıştı. Belden altı dar olan elbisenin eteği saten kumaştandı, dizlerinde bitiyordu. Siyah, mat stilettolarıyla tamamlamıştı bu sade elbiseyi. Ensesinde toplattığı Fransız topuzuyla karamel rengi saçları ten rengine oldukça uyumluydu. Buğulu göz makyajı ve kırmızı rujuyla çok hoş görünüyordu. Kulaklarını süsleyen uzun, ince zincirli küpeleri dışındaki tek aksesuarı sol kolundaki kelepçe şeklinde tasarlanmış saatiydi.

Zeynep, hazır olduklarını belirten bir mesaj atmıştı kocasına. Aradan yarım saat geçmeden gelip almıştı onları genç adam. Karısının güzelliğiyle nutku tutulmuş, sertçe üst üste yutkunup sesini bulmaya çalışmıştı.

"Zeynep, ben ne desem bilemiyorum. Muhteşem görünüyorsun."

Gözlerindeki hayran bakışları daha fazlasını anlatıyordu aslında. Kelimeleri yetmemiş olsa da, Zeynep anlamıştı. Güzel gülümsemesiyle kocasına bakarken Melek araya girmişti.

İZAEWhere stories live. Discover now