•26• Orman ve Kitaplar

476 51 22
                                    

Medya= bölüm sonu

İyi okumalar oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnn <33

"Elbette, herkes iyi insanlar olsalardı Dünya'da hiçbir sorun kalmazdı. Sen ne dilerdin?" Sirius, Harper'ın sorusuyla kafasını kaldırdı ve aralarında en fazla yirmi santim olan kıza derin bir şekilde baktı.

"Dürüst olmamı ister misin?"

"Tabii ki. Ben dürüst olmadığım için bana kızıyordun." Harper en fazla ne dileyebileceğini düşündü.

Fakat itiraf etmeliydi ki, bu cevabı duymayı asla beklemiyordu.

"Şu an seni öpebilmeyi dilerdim." Harper bu beklenmeyen itirafla yutkundu. Fakat bunun gerçekleşmeyecek bir dilek olduğunu ikiside biliyordu. Anlık bir hazzın peşine düşüp tüm her şeyi berabat edemezlerdi, ikisininde buna hem cesareti hem de yüreği yoktu.

Harper hızla yataktan kalktı, bu söz onu sadece germişti. Onun gitmesiyle boşluk hissine düşen Sirius belki onun utandığını hatta korktuğunu düşünebilirdi ama Harper ne korkmuş ne de utanmıştı çünkü birine karşı arkadaşlık ötesi hisler beslemek hiçbir zaman utanç verici bir şey olmamıştı.

Eh, Harper da utangaç ve çekingen bir kız hiçbir zaman olmamıştı.

Slytherinleri bilirsiniz.
Biraz hırslılardır, saflığa önem verirler ve bu saflık yanılgıların aksine kanın cinsi değil gücüdür. Salazar bu nedenle binasına melezleri de almakta sakınca görmemiştir. Çünkü esas olan saf; saf cinslikten çok saf güçtür.

Aynı zamanda diğer Slytherinlileri de bilirsiniz.
Bunlar korkak olanlardır. Bazıları ailelerine karşı çıkmaktan korkar ve karanlığı seçerler, itiraz etmeye güçleri yoktur. Ancak İtiraz etmeyi düşünecek Cesaretleri de yoktur. Bazılarıysa aydınlığa geçer, karanlıktan korkarlar ya da aydınlığı gerçekten görürler - bu biraz bilinmezdir.

Ve son Slytherinlileri de bilirsiniz.
Bunlar Salazar Slytherin'in binasını en çok onurlandıranlarıdır. Kindarlardır, hırslılardır ve zekilerdir. Bazıları karanlığı tercih ederken, bir o kadarı da aydınlıktadır. Sadakat her şeyden önce gelir onlar için, kandan, onurdan ve hislerden.

Herkes bu üç kişiden ibarettir bu binada. Herkes onları birbirinin aynısı sanır fakat en çok hakkı yenen binalardan biridir Slytherin.
Karanlık zindanlara hapsolmuş ve esir düşmüş bir bina.
Yalnızlığa ebediyen mahkum bir bina...

Sirius, Harper'ın Slytherinde olan tek mükemmel varlık olduğunu sanıyordu. Yanılıyordu. Bu bina onlarca Kahramana ev sahipliği yapmıştı, onlar sadece bilinmezdi.
Sirius artık onları tanıyordu, Harper'ı tanıyordu. Harper belki anılmayacaktı ama kahraman olarak ölecekti.

"Kaçıyor musun?" Sirius ondan aniden uzaklaşan ve masanın üstündeki kitabı okumaya başlayan kıza baktı. Tahmin edildiği üzere utandığını düşünmüştü.

Harper başını kaldırdı ve ciddiyetle baktı. Sirius onunla alay ediyordu fakat etmemeliydi çünkü Harper kendini öpmesine izin veremezdi. Eğer izin verirse Harper aşık olurdu, o birilerine herhangi bir his beslemeye müsait bir kızdı. Cana yakın tavırları bu müsaitliğe köstek olmak yerine yardım ediyordu. Bu yüzden kendini frenlemek zorundaydı.

En azından görevini bitene kadar. Tabii bir klişe olan kaderin planı onlar için farklı işliyordu.
Kader, kimsenin isteklerini dinlemezdi.

Ertesi sabah Harper birkaç saat uyumuş, sonra derslerine girmişti. Sirius o sırada hala güzellik uykusunda olduğu için Harper'ın ne gidişini fark etmişti ne de öğle arasında tekrar yanına geldiğini.

Penumbra - Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin