•22• Gözler Kalbin Aynasıdır

517 61 26
                                    

Harper İksir dersliğine ilerliyordu, tamamen iyileşmişti ve bugün kasım ayının son hafta başıydı. Pazartesi günlerini oldu olası sevmişti, ilk ders iksirdi ve diğerleri de seçmeli derslerdi. Voldemortun evine bir baskın düzenlenmişti fakat hiçbir şey yoktu. Sadece birkaç yasadışı belki bulunmuştu ve Malfoy ailesi bu belgerden aldıkları cezayı para karşılığında beraata çevirmişlerdi. Harper birkaç kere Voldemortun zihnine girmeyi denese bile, çok uzakta olduğunu hissetmişti ve hala o kadar uzağa Zihnfend henüz yapamıyordu.

Bakanlık Harper'ın artık hazır olduğunu Dumbledore aracılığıyla ona bildirmişti. Bu sene mezun olacaktı ve olduğu gibi yakalanmak için uygun bir vakit kollayacaktı. Bu bilgiyi Harper, Lily ve diğerlerinden saklıyordu çünkü tepkilerinden korkuyordu.

Sirius ile arasının düzelmesini çok istiyordu ama ona dediği şeyler yenilir yutulur şeyler değildi. Onu kazanmak için bir kez daha uğraşmalıydı ama Harper bunu yapmak istemiyordu. Arkasında zaten Lily'i bırakacaktı ve bir tane daha yakın arkadaşı olsun istemiyordu. Emmeline ve Pandora için çok endişeli değildi, yoldaşlığı katılacaklarını pek sanmıyordu. Bu yüzden tek takıldığı kişi Lily'di.

Genç cadı sınıfa girdiğinde James Lily ile Remus Peter ile eşlenmişti. Bugün işleyecekleri ders uygulamalıydı bu yüzden Profesör Slughorn geçen haftadan onlara haber vermişti.

Harper yutkundu, Sirius'un aylarca tribini çekmek istemiyordu. Yanına oturmalı ve komumalıydız emindi değildi ama illaki Sirius onu anlardı. Kesinlikle tek sebebi buydu.

Hızla çantasının kolunu tuttu ve yanına ilerledi fakat o ilerlerken Gryffindor cübbeli, esmer bir kızda ilerlemişti. Harper hızla çantasını koydu ve ona şaşkın bakışlar atan Sirius'u umursamadan kıza gülümsedi. Gryffindorlu kız çok takmamış olacak ki başka bir yere ilerledi.

"Ne yaptığını sanıyorsun?" Sirius'un soğuk sesi Harper'ın kulaklarına dolmuştu.

"Yanına oturuyorum. Sen ne yapıyorsun?" Hiçbir şey olmamış gibi davranmasının işe yarayacabilecek olduğunu düşündü ama bu sadece işleri daha da kötü yaptı.

"Harper başka bir yere oturur musun? Komik değil." Sarışın cadı derin bir iç çekti. Neden bu kadar abarttığını anlamamıştı, ona göre bu tartışılmaya değecek bir konu bile değildi. Sadece bir karar almıştı ve bunu dostlarına anlatmıştı, bunda bir sorun olmamalıydı.

"Neden bana böyle yapıyorsun? Diğerleri de kızdı ama benimle arkadaş olmaya devam ettiler, beraber yemek yedik, sohbet ettik ama sen iki haftadır tek kelime bile etmiyorsun." Dersin başlamasına on dakika kadar vardı ve Harper belki halledebilirdi. O sırada Ön sırada olan James ve Lily onları dinlemiyormuş gibi yapsada kulakları onlardaydı.

"Ben korkaklarla muhatap olmuyorum, lütfen yerine geç." Sirius küçümseyerek kızın armasına baktı, yanılmıştı. O bir Slytherindi. Onun masum bir yanı olduğunu biliyordu fakat katil olmayı hiç düşünmeden isteyecek başka bir bina yoktu.

"Ben korkak değilim Sirius, sadece-" Harper kendini açıklamak istedi ama karşısındaki oğlan izin vermedi.

"Sadece intikam istiyorsun biliyorum, hepsi bir zırvalık. Ölmüş birini geri getiremeyeceksen, intikamın ne manası var?" Sirius öfkeyle önüne döndü.

Harper kendini savaş için feda ediyor olsaydı şayet, Sirius ağzını açıp bir tek laf etmezdi. Bu tepkisinin tek nedeni aptal bir intikam için yapıyor oluşuydu, katil olmaya bu kadar hazır olmasıydı, masum olmamak fikrine hemen adapte olmasıydı. Bunlar ona çok anlamsız geliyordu!

"Eğer, Kardeşin sana annenin ona işkence ettiğini ve onu kurtarmanı istediğini söyleseydi, onu kurtarır mıydın?" Harper'ın ani konu değişimi Sirus'un suratının buruşmasına neden oldu.

Penumbra - Sirius BlackWhere stories live. Discover now