•24• Diyecek Son Söz

512 50 26
                                    

Normalde Sirius'un boyu 1.75 ama ben 1.85-90 civarı yazdım Fancastine göre ♡
Medya=bölüm sonu

İyi okumalar, güzel günler dilerim oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın<3

Tüm Hogwarts halkı Aralık ayının ikinci haftasına girmişlerdi. Herkes kar yağışı bekliyordu çünkü havalar buz gibiydi ve herkes arkadaşlarıyla karda oynamak için sabırsızlanıyordu. Harper o gün akşam yemeğine gitmemişti ve birazdan Çapulcularla yoldaşlık görevine gidecekti, Dumbledore en güvendiği adamlarını sürekli yoldaşlık adına bakanlığa teslim ediyordu.

Dumbledore onlara çok güveniyordu, bu zamana kadar bir sıkıntı çıkmamıştı. Hepsinin Voldemortu ortadan kaldırmak için kanlarının son damlasına kadar savaşacağına emindi. Onları Hogwarts sonrasında da ordusunda görmek istiyordu, Zümrüdüanka yoldaşlığının çok kıdemli kahramanları olmalılardı.

Harper saçlarındaki tokayı son kez sıktı ve üzerine siyah, onu kamufle edebilecek bir cübbe giydi. Selina Parkinson'ın asasını çalmaları gerekiyordu, Avada Kedavra lanetini uygularken yakalanmıştı fakat kanıt yoktu. Asasını çalacaklardı ve böylece onun en son hangi lanetleri uyguladığını tespit edeceklerdi.

Harper oda arkadaşları gelmeden Hayalbozan tılsımını mırıldandı ve kendini görünmez etti. Akşam yemeği bitmiş olmalıydı, o halde görev arkadaşları odalarında hazır bir şekilde bekliyor olmalıydı. Sirius bir Black olduğu için asası tılsımlıydı, bu yüzden onun asasıyla cisimleneceklerdi.
Ayrıca Harper 2 saati tek başına hazır bir halde geçirmek istemiyordu. Lily bu göreve gelmek için hâlâ yeterli donanıma sahip olmadığı için okulda kalacaktı. Doğal olarak sadece Çapulcular ile iletişimde kalabilidi. Eh, dördünün içinde en samimi olduğu kişi Sirius olduğu için Harper onunla daha fazla sohbet etmekte bir sakınca görmedi ve yalnız olması için dua etti.

Görülmezlik tılsımı üzerinde olduğu için erkekler yatakhanesine, kızların girmesini engelleyen tılsım sarışın cadıya engel olamadı. Harper soy isimlere göre odaların dizildiğini biliyordu ve aynı zamanda dördünün aynı odada kaldığını. O yüzden sandığından kısa sürede Çapulcuların kapısına geldi. Birinin kendisini görmemesi için hızla içeriye girdi. "Ananı sikeyim senin James! Çıkar lan pelerini!"

Harper gülmemek için dudağını dişledi ve odada sadece Sirius'un olduğunu gördü. Daha fazla onunla eğlenebilirdi ama bunu tercih etmeden tılsımı bozdu.
"Sanada merhaba Sirius." Genç cadı alayla gülümsedi, hangi pelerinden bahsettiğini bilmiyordu - tek bildiği eğer bir işinde çapulcular varsa, o işte hayır olmadığıydı.

"Harper!" Sirius utançla resmen çığlık attığında yanına yaklaşıp ağzını kapattı Harper.

Sirius cidden çok utanmıştı, hem üslubu hem de ağzından kaçırdığı ufak sır içindi bu utanç. "Ne o Sirius? Biraz kızardın sanki - kafandan duman mı çıkıyor yoksa?" Harper elini Sirius'un ağzından çekti ve kafasını kaldırıp gri harelere gülerek baktı.

"Çok komiksin! Neden geldin?" Sirius göz devirdi ve Harper'a sorgulurcasına baktı. Cadıdan aldığı tek yanıtsa omuz silkmesi ve umursamazca mırıldanması olmuştu.

"İstersen hemen giderim, malum kovulmaya alışığım!" Harper'ın imalı sözü Sirius'un yüzünü buruşturmasıyla birleşti. Sarışın cadı tam odadan çıkmak için hamle yapmıştı ki -aslında Sirius'un onu durduracağını biliyordu, sadece blöf yapıyordu- Sirius hızla kızın kolunu tuttu ve panikle kendine çekti.

Harper bu ani temasla irkildi. Bedenleri birbirine yapışıktı, Sirius Harper'ın sağ bileğini tutmuş ve kendine çekmişti. Bu yüzden cadının iki kolu Sirius'la arasında kalmıştı.
İkisinin de solukları yavaşladı, bu ani yakınlık kesinlikle kendilerini sorgulamalarını sağlamıştı.

Penumbra - Sirius BlackDonde viven las historias. Descúbrelo ahora