"Bak bana." Jin, tekrardan başını eğmesine izin vermeden söyledi. Merhametten çok sinirli yüz ifadesi vardı yüzünde.

"Kendine gel Taehyung. Bu kadar güçsüz değilsin sen."

Hıçkırıp omuzlarını düşürdü. Ağzını açmaya çalıştığında öksürerek susmak zorunda kalıyordu. O kadar uzun süredir göz yaşı döküyordu ki hıçkırmaktan boğazı tahriş olmuştu. Ağzına tutulan şişeden zar zor birkaç yudum aldıktan sonra konuşmaya başladı.

"Sizi bekletmem demişti. Beni bekleyeceksiniz demedi ki..."

Avuç içlerine kondurulan öpücüklerle dudaklarını büzüp sessizce bekledi. Jin ilk defa onunla bu kadar yakınlaşıyordu ve hiç beklemediği şekilde sakinleşiyordu bedeni.

"Bizi dinlemek istemiyorsun ama Jungkook iyi. Taehyung ben ambulanstan indiğinde onu gördüm, sadece kolu ve bacağında hasar vardı. Ona bir şey olmayacak."

Gözlerine bakarak konuşmaya devam etti.

"Ölür korkusuyla ağladığın adamın babalarına ve kardeşine baksana. Kötü mü sence durumu?"

Usulca kafasını kaldırıp karşısında gülümseyen kişilere baktı. Gerçekten ağlamıyorlardı. Sadece Sejun geldiklerinde bayılma derecesine gelecek kadar ağlamış, zar zor da olsa sakinleşmişti. Taehyung hamileliğine vermişti bu durumu. Çünkü şimdi sessizce meyve suyu içiyordu.

"O zaman niye çıkmadılar? İyiyse ameliyata almazlardı."

"Mükemmel iyi demedim."

"Nasıl kaza yapmış peki?" Göz yaşları durulmaya başlamışken anca akıl edebilmişti sormayı. Jin'in ellerini okşaması sayesinde rahatlamış hissediyordu.

"Kış lastikleri olmadığı için virajı alamamış."

Burukça gülümsedi. "Lastikleri değiştirmeye giderken yapmıştır kazayı."

"Bunları düşünme. Karnında doğmak üzere olan biri var ve onu düşünmelisin. Jungkook iyi, kötü düşünme."

Tekrar ağlamaya başlayacağını hissettiğinde gözlerini tavana dikti. Boğazına oturmuş yumru ve kendini sıkmaktan yanan gözleri çok zorluk çıkarıyordu.

"Gel." Küçük mırıltıdan sonra belinde ve sırtında hissettiği el ile hıçkırıp kollarını boynuna doladı. Derin derin kokusunu solurken bambaşka hissediyordu. Babasını hiç görmemişti Taehyung. Nasıl olurdu bilmiyordu fakat, boynunda nefeslendiği adam babası gibi hissettiriyordu.

"Ateşi var." Hemen sonrasında alnında annesinin elini hissetti. Ateşi olduğunu uzun süredir hissediyordu. Normal miydi bilmiyordu ama kasıklarında da büyük bir yanma vardı.

"Yıprattı kendini. Onun için oda ayarlasalar iyi olur." Yoongi'ydi duyduğu ses. Geldiğinden beri başından ayrılmayan kişilerdendi.

"Bırakma..." Sarıldığı bedenin geri çekildiğini hissettiğinde korkuyla sıkılaştırdı kollarını. Canı yanıyordu ve bu adam onu rahatlatıyordu, ya da o öyle düşünüyordu.

"Elini yüzünü yıkayalım sonra sarılırım tekrar. Oğlunu düşün."

Dudaklarını büzüp ellerini tutan ellere tırnaklarını batırdı. Canı yanıyordu ama eşi buradayken ilgiyi kendi üzerine çekmek istemiyordu.

"Hyung..."

Sessiz çıkan sesinden dolayı Jin onu duymamış, kollarından tutup kaldırmıştı. Ancak kaldırdığı gibi tir tir titreyen bacakların yüzünden düşmek üzereyken inlemişti.

"Taehyung!"

Herkes başına toplanırken Taehyung'un bakışları sadece bacak arasındaydı. Açık mavi tulumunda gördüğü su lekesiyle hıçkırıp onu izleyenlere baktı çaresizce.

My fault | Taekookजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें