yirmi üç

237 35 46
                                    


SLEAAAMMMMM 💓🌟🌟💞💓💞
ozlestik ve geldik

bolumun başı azicik duz yazi devami da texting efenim, iyi okumalar!!!!




🌼🌼


minik kıkırtılar eşliğinde bilgisayarda oynayan animasyonun sesi... yaklaşık bir saattir odanın içinde duyulan sesler bunlardı. açılmış olan rastgele bir animasyon filmi kendi kendine oynayadursun, bilgisayarın iki yanına kurulmuş olan hoseok ve jimin yalnızca birbirleriyle ilgileniyorlardı. her ne kadar hoseok bunu izlemek istediği için dakikalarca filmi aramış olsalar da şu an hiç umrunda gibi durmuyordu.

aralarında yalnız bilgisayarı ve küçük bir tepsi içinde içeceklerini koyacakları kadar mesafe olsa bile jimin ona temas etmeden duramıyor; bazen hoseok'un bir elini avucuna alıyor, bazen de kafasını uzatıp burnunu saçlarında gezdiriyordu. ne zaman böyle bir harekette bulunsa hoseok kıkırdamaya başlayıp çoktan kızarmış olan yanaklarını gizlemek için başını eğiyordu. jimin'e alışmıştı, onun yanında olmaktan her zaman mutluluk duyuyordu fakat nedenini anlayamadığı bir şekilde öpüştükleri günden sonra onun bu hareketleri hoseok'u biraz daha fazla utandırmaya başlamıştı.

jimin, bir saatten uzun bir süre önce gelmişti onun yanına. önce annesiyle oturup sohbet etmiş, sonra da atıştırmalık bir şeyler alıp hoseok'un odasına çıkmışlardı. bu sefer evde hoyeon olmadığından hoseok'un odasında geçirecekleri ilk baş başa vakitlerini film izleyerek değerlendirmeye karar vermişlerdi.

“ya jimin!”
hoseok sessiz gülüşleri sonlandığında isyan eder gibi konuştu ancak yüzünde buna zıt olarak kocaman bir gülümse vardı.
“hiç izlemiyorsun ki filmi...”

jimin aralarında duran bilgisayar ve tepsiden yaklaşabildiği kadar yaklaşıp bir elini beline doladı hoseok'un, aynı zamanda kafası omzunda durduğundan dolayı boynuna sürtünen saçlar hoseok'u güldürmeye devam ediyordu.

“böylesi filmden daha güzel. sen izlemene devam et, ben sevgilimle ilgileneceğim.”

o an hoseok kaybolmuş gibiydi. jimin'in sessiz ve ağır ağır söylediği cümleler boynuna çarparken hiç hissetmediği bir his oluştu içinde. yalnızca gözlerini kapattı ve başını jimin'den zıt tarafa doğru eğdi refleks olarak. jimin'in kalbi o kadar hızlı atıyordu ki, burnunun ucunda ona sunulmuş olan boynu gördüğü zaman bu atışları ayaklarına kadar hissettiğini sandı. biraz tereddüt etse bile çenesini yavaşça kaldırıp bembeyaz duran boyuna küçük bir öpücük kondurdu. hoseok hareket etmediği o kısa süre boyunca arka arkaya öpücüklerini bırakmaya devam etti jimin memnuniyetle. hoseok, tenine tüy kadar hafif değen dudaklarla birkaç saniyedir tuttuğu nefesini verdi ve başını normal konumuna getirip jimin'e döndü. göz göze geldikleri anda jimin, hoseok'un kirpiklerinin titrediğine şahit olmuştu. ona sarıldığında bile yanakları kızaran sevgilisi ilk kez bu tip hızlı bir hamlede bulunup bir elini jimin'in omzuna koydu ve dudaklarını onunkilerle birleştirdi. jimin'in eli hemen hoseok'un belini daha sıkı sararken istekli ama bir o kadar da sakin olan öpücüğüne karşılık vermeye başladı.

birkaç saniye sakin ilerleyen öpüşmeleri jimin'in hoseok'u kendine doğru çekmesiyle şehvet kazanmış gibiydi. hiç planları doğrultusunda ilerlemeyen bu hâlleri, jimin hoseok'u daha yakınına çekmeye çalıştığı ve hoseok'un tamamen jimin'in kucağına yaklaştığı sırada aralarında duran tepsideki içecekleri devirmesiyle sonlanmak zorunda kalmıştı. anında ayrılan dudakları ile olduğu konumu fark eden hoseok'un yüzü birden sıcacık oluvermişti. bir dizi tepsinin içinde ıslanmış şekilde duruyor, elleri sevgilisinin omzunda bekliyor ve dudakları hafiften sızlıyordu.

jimin bir şeyler mırıldanıp ondan önce doğruldu ve yatak örtüsünü sırılsıklam eden bardakların olduğu tepsiyi hoseok'un dizinin altından alıp masasının üzerine koydu. hoseok minik transından çıkmış gibi başını iki yana salladı ve hemen yatağından inip ıslanan örtüsüne ve eşofmanına baktı.

beauty beauty || jihopeWo Geschichten leben. Entdecke jetzt