𝟐𝟖

2K 222 354
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın 😽💕
(+yorumlarınızı esirgemeyin:)

İyi okumalarrr 💗

***

"Tamam anne. Gelirim yediden önce." dedim telefonu kapatmadan önce.

"Noldu?"

"Annem yediden önce evde ol dedi."

"Ahh. Neyse, vaktimiz var zaten."

"Evet var. En kötüsü seni eve götürürüm."

"Ha?!" dedi Felix şaşkın bir şekilde. Ona göz kırpıp sol elini sağ elime kenetledim.

"Ne yapalım şimdi?" diye sordum. Beraber maçtan önce güzelce vakit geçirebilmek için alışveriş merkezine gelmiştik.

"Önce yemek mi yesek?"

"Olabilir. Sonra napalım?" dedim önüme bakarak.

Etrafımızdaki bazı insanlar birleştirdiğimiz elimize sonrada bize keskin bakışlarını yolluyorlardı. Onları takmasamda Felix'in çekindiğini hissedebiliyordum.

"Eğer rahatsız oluyorsan elini bırakabilirim." dedim kulağına fısıldayarak.

"Hayır sorun yok. Cahiller yüzünden günümüzü mahvetmem." dedi kesin bir dille. Şaşırmıştım açıkcası ama o güçlüydü. Bunu en başından fark etmiştim.

"Sonra da bir kafede oturalım mı?"

"Olur Lix. Bana fark etmez. İstersen mağazada gezebiliriz."

"Aslında bir takıcıya uğramak iyi olur. Bir şey bakmam lazımda."

"Tamamdır. O zaman ilk istikamet restaurant! Ne yemek istersin?" dedim yürüyen merdivenlere yönelirken. Yemek kısımı en üst kattaydı.

"Ta-vuk?" dedi heceleyerek.

"Tamamdır. Şurası nasıl?" Kata yeni gelmiştik ama bizi hemen bir tavukçu karşılamıştı.

"Olur! Kova alalım mı?"

"Alalım. Sen geç otur boş bir masaya. Ben alıp geleyim. İçecek ne içersin?"

"Kola."

"Tamamdır." Elimi elinden ayırıp yanağını okşadım baş parmağımla. Bir yandanda gülümsüyordum. Saçlarını kulağının arkasına attıktan sonra sipariş sırasına girdim.

Bana geldiğinde istediklerimizi söyleyip parayı ödedim. Sıra numaramız iki yüz seksen sekizdi. Ağzım bir karış açılırken bunun nasıl bir şans olduğunu düşündüm.

Led ekranda hazırlanıyor kısmında olduğu için arkamı dönüp etrafa baktım. Gözüm Felix'i arıyordu. Sağ taraftaki boş masalardan birine oturduğunu görünce hızlı adımlarla yanına gittim.

"İnanır mısın bilmiyorum ama tahmin et sıra numaramız kaç?"

Kaşlarını çattı. "Kaç?"

"İki yüz seksen sekiz."

Kahkaha atıp, "Ne?! Cidden mi?!" dedi.

Karşısındaki sandalyeye oturdum.

"Evet, bende çok şaşırdım." dedim gülerek. Neyseki seçtiği yerden led ekran kolaylıkla görünüyordu.

"Bu sayı kaderimizde var desene." Göz kırpıp gülümsedi.

"Öyle sanırım." İstemsizce benimde yüzümde bir gülümseme oluşmuştu.

"Tarih belli mi?" dedim uzun bir sessizlik sonrası.

"Ne tarihi?"

"Paris maçı için."

Taekwondo · HyunLixWhere stories live. Discover now