𝟕

3K 308 321
                                    

"Bu saatte aç aç getirdin buraya, umarım değer!" dedim loş ışıklı salonda Felix'in yanına ilerlerken.

"Değicek merak etme." Yerde oturmuş aynadan bana bakıyordu.

Tam yanında durup kalkmasını bekledim. Ama o oturmaya devam etti. Oflayıp bende yanına oturdum.

"Ee, antrenman yapmayacak mıyız?" dedim.

"Yapıcaz yapıcaz. Önce ısınalım!" Bi anda ayağa kalkıp koşmaya başladı.

"Hadi Hwang, göt büyütme!"

"Ne münasebet!" diye bağırıp arkasından koşmaya başladım.

Koşarken aklıma gelen soruyla konuştum.

"Kaç tane madalyan var?"

"Altmış üç. Yani aslında altmış iki ama önümüzde bir maç daha var. Onu kesinlikle kazanacağım. Bu yüzden o madalyayı da ekliyorum." dedi. Kendin emindi. Bu güzel bir şeydi.

"Peki bir şey daha sorabilir miyim?"

"Sor Hwang." Daha ikinci sorumda bıktıysa...

"Kaç arkasaşın var?" dedim bilmem kaçıncı salonu turlayışımızda.

"Çok soru soruyorsun Hwang!"

"Ama sen sor dedin!" Oyun bozanlık yapıyordu resmen!

"İki tane, oldu mu?"

Oldu oldu dedi içimden. Bu sırada daha hızlı koşmaya başlamıştı. Arkasından değilde yanından devam etmek istediğim için azıcık daha fazla güç sarf ettim.

"Yarış yapmıyoruz ısınmaya çalışıyoruz, ne bu hız?" dedim. O da yeni fark etmiş olacakki bir şeyler mırıldanıp hafif tembolu koşmaya başladı.

"Çok konuşuyorsun Hwang. Sağ ayaklar önde koş!" diye komut verdi. Bir süre sağ ayaklar önde, ardından sol ayaklar önde koştuk.

"Bir dediğimde yere dokun, iki dediğimde zıpla!"

Bu en nefret ettiğim şey olabilirdi. Dengemi kaybediyordum çünkü.

"Tamam bu kadar yeter." Tam karşımda adımlarını durdurdu.

"Kolları esnet!" dedi. Hafiften bağırıyordu ama salon boş olduğu için sesi baya yankılanıyordu.

"Biraz daha alçak sesle." diye küçük bir uyarı yaptım.

"Sana mı sorucam?" dedi anında.

"Ya amacım öyle bir şey değildi. Yüksek sese gelemiyorum sadece." Yüzü bi an pişman gibi bir hal almıştı ancak hemen düzelmişti.

"Ayak ve el bileklerini çevir." Bu sefer sesini kontrol etmişti.

"Ayaklarını bir omuz hizasında aç ve çevir."

"Aman dikkat et, yine dalıp gitmeyesin." dedim geçen antrenmana gönderme yaparak.

"İşim gücüm yok senden mi etkilenicem lan? Gay değilim."

Göz devirerek, "Öyle bir itamda bulunmak değildi amacım, ya sen niye her şeyi böyle uç yerden anlıyorsun ki?" dedim.

"Konuşma Hwang! Sağ ayağını öne alarak otur."

Dediği gibi yapıp sağ ayağımı öne aldım.

"Esne!" Resmen gecenin sekizinde, gel iş burada antrenman yapıyorduk. Ne kadar sağlıklıydı bu? Daha doğrusu doğru muydu yaptığımız? Gece gece.

Aynısını sol ayağıma da yaptıktan sonra kelebk yaptırdı.

"Bacaklarını olabildiğince kendine çek. Ve dizlerinide aşağıya bastır." dedi.

Taekwondo · HyunLixWhere stories live. Discover now