ÖLÜMÜN KORKUSUZLUĞUNDA YÜREĞİN İNTİHARI

49 4 15
                                    

Bölüm 10;

Ölümün korkusuzluğunda yüreğin intiharı

.
.
.

🥀

"Ne!?" Dedim demesine de neden şaşırdığımı ben bile anlamadım.

Sanki adama benimle evlen diyen ben değildim.

"Ne ne? İstemiyor musun?" Dedi yüzüme bakarak. Hala kapının önündeydik ve hala kucağındaydım.

Lanet olası kucaklaşmadan kurtulamıyordum.

"Öyle demedim! Sadece çok ani oldu! Bir anda kucakladın beni!" Diye telaşla konuştum ellerimi sallayarak. Panik olmuştum bir anda kaldırılıp nikah masasına götürüldüğüm için.

Nefes nefese yüzüne baktım, o da sanki yavaş yavaş fark etmiş gibi bana baktı. "Doğru" diye fısıldadı yavaşça ve kafasını salladı "ama çok büyük bir faktör var" dedi kara gözlerini bana dikerek.

"Ne var?" Dedim merakla, ufaktan ufağa bilincim kayıyordu ama kendimi tutuyordum.

Uzun kaşlarına kadar değen, dokunulsa sanki kömüre dokunulmuş gibi hissettiren kirpiklerini kırptı. Daha kara olan gözleri yüz ifademi tarar gibi yüzümde dolaşınca iyice meraklandım

"Her an tesbit edilebiliriz" dediği anda ise nefesim tekledi, ciğerlerim daraldı. Bu kadar hızlı bir şekilde bizi bulduysalar kapıya dayanmaları an meselesiydi.

Sert bir yutkunuş kaydı boğazımdan. Kendim için korkmuyordum artık, her acıyı tadıyordum yavaş yavaş zaten. Belki ölümün acısının tadı diğerlerinden daha kolay olurdu.

Ama biliyordum ki artık ölümün tadını alacak tek kişi ben değildim. Bana müsade eden Rezan, benimle evlenmeyi kabul eden Ezham...

"Tamam ama, tek bir şartım var" dedim kararlı bir sesle ve mora çalan gözlerimi gözlerine diktim. Kaşları çatılır gibi oldu "bunu sana şimdi söyleyemem. Nikahtan sonra söyleyeceğim ama şimdi kabul edeceksin"

"Olmaz" dedi sadece. Kelimelerim gözlerinde endişe çukurları açmıştı. Kendisi için mi endişeleniyordu acaba?

Hâlbuki ondan isteyeceğim tek şey, ne olursa olsun kendi canını korumasıydı.

"...olmaz. Ne istiyorsan sana şimdi de verebilirim, daha sonraya saklamana gerek yok" dedi sitem eder gibi.

İçimden bir ses bunu ona söylersem asla söz vermeyeceğini söylüyordu.

Bu sefer ben kafamı iki yana salladım "Olmaz"

"Yapma Gül! İnatçılığın sırası değil" tam yürüyeceği esnada elimi kapının pervazına koydum. Kafamı iyice kaldırarak gözlerine daha dikkatli baktım ve ona yaklaştım.

"İnatçılık yapmıyorum. Sadece bir söz istiyorum, senden başka hiçbir şey istemeyeceğim Ezham. Lütfen" sesimi alçaltıp kelimelere vurgu yapmıştım.

Yüzünden ifadeler yavaşça yok oldu, gözlerime istediğim şeyin emarelerini görmek için baktı ama eminim ki şu anda gördüğü tek şey karmaşaydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 12, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mardin'in Ak GülüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin