36㊂Zarilia/ 4

59 11 40
                                    

"Düşmek için kesinlikle mükemmel bir gün değil..." dedi Wini başını tutarken. Ardından etrafındaki ormana baktı. "Ama harika bir yermiş."

Wini, dahili mikrofondan diğerlerine ulaşmaya çalıştı. "Wini'den Travis'e." dedi ve bir süre bekledi. Lakin cevap alamayınca küfrederek yerinden doğruldu.

"Pekala, en azından çocuklar Travis ile. Bir sorun olmayacaktır." derken yanına küçük kanama ve yaraları iyileştirebilen gama temel bileşenli aleti aldı ve başında kan akmaya devam eden kesiğe doğru tuttu.

Saniyeler içinde iyileşen yara ile yerinden doğrulup etrafta gezinmeye başladı. "Biraz etrafa bakınmaktan zarar gelmez." diye düşündü ne olur olmaz elindeki silahın güvenlik kilidini açarken.

Wini, adımlarını titizlikle ormanın toprak zeminine atarken etrafına hayranlıkla bakıyordu. Geniş ve yoğun yapraklı ağaçlar, gökyüzünü neredeyse tamamen örtmüştü.

Yeşil tonların farklı renklerini barındıran yapraklar hafif rüzgarla hışırdıyor; rengarenk çiçekler, ormanın her köşesinde açmış havayı tatlı bir kokuyla dolduruyordu.

Güneş ışığı, yaprakların arasından sızarak yerde canlı bir ışık huzmesi oluşturuyordu. Bu ışık huzmeleri, toprakta ve bitkilerdeki renkleri daha da canlı hale getirirken Wini, gözlerini kamaştıran bu manzarayı seyretmekten kendini alamamıştı.

Arada duyulan kuş sesleri dışında hafifçe rüzgarın etkisi ile yaprakların hışırtısı ve ileriden gelen suyun akışı da duyuluyordu.

Wini, adımlarını yavaşça atmaya devam ederek gözlerini etrafındaki bitki örtüsüne çevirdi. Dallar arasında sarkan sarmaşıklar, rengarenk mantarlar, ilginç desenlere sahip yapraklar... Her biri gezegenin kendine özgü yaşamını yansıtıyordu sanki.

Böceklerin kanat çırpışları ve ufak hayvanların ayak sesleri, ormanın canlılığını hissettiriyordu. Burası düşmek için gerçekten de harika bir nokta, diye düşündü Wini.

Ardından asıl amacını hatırlayarak ufak cep bölmesinden termal kontrol cihazını çıkarttı. Hala bulması gereken bir robot ve çocukları varken oyalanmaya devam edemezdi.

Önüne ufak bir tepe çıktığında yüksekten etrafı daha iyi tarayabileceğini düşünüp oraya çıktı ve arazinin aşağısında gördükleri ile şok oldu. Küçük bir halk ve yaprak ile dallardan yapılma bir kaç haneli ev görmesiyle iletişim hattına davrandı.

Bunu Spectrum'a kesinlikle iletmeliydi. Zaten kendilerinden haber alamayan ekip çoktan bir şeylerin ters gittiğini fark etmiştir.

Sinyal ayarlarını Spectrum keşif gemisinin kanalına ayarlarken tekrardan konuştu. "Pekala size mesajım ne zaman ulaşır bilmiyorum ama gemimiz düştü. Tahmini olarak Zarilia yıldız sistemin dördüncü gezegenindeyiz." dediğinde tekrardan hanelere baktı. "Ve burada yaşayanlar var."

Alnına siper ettiği eliyle kendinden uzakta kalan yerleşkeye biraz daha dikkat etti. "Muhtemelen Paleolitiğin geçiş dönemlerinden ama söylemesi zor." diyerek derin bir nefes aldı. "Biraz daha yakından bakmaya çalışacağım."

Wini, çocukları ve Travis'i aramayı bir süreliğine askıya alırken araziden aşağı inmeye başladı. Sadece kontrol edecek ve hangi gelişmişlik düzeyinde olduklarını tespit edecekti.

Ve bu tespit sürecinde kesinlikle hiçbiri ile temasa girmemeye de özen göstermesi gerekiyordu. Şayet yapacağı herhangi bir eylem bu gezegenin doğal gelişim sürecini bozarken herhangi bir kültürel kirlenmeye de yol açabilirdi.

Wini, ormanda sessizce ilerlediği bu zaman diliminde etrafta koşturan çocuk sesleri duymasıyla bir kenara sindi. Yaklaşık iki çocuğun neşeli sesleri ve kahkahaları, Wini'nin bir kaç adım ilerisinde yankılanıyordu.

Uzay YoluWhere stories live. Discover now