Hayden, "Bizi burada bırakamazsın!" diye isyan ettiğinde Harper da onu onayladı.

Android, "Güçsüz ve yavaşsınız. Kendi başıma iken daha hızlı hareket edebilirim." dedi ardından Harper'ın tuttuğu silahı işaret etti. "Merak etmeyin. Ben gelene kadar bu silah hayatta kalma şansınızı %32 artıracak.

Harper, Travis'in gitmesini istemiyordu. Bunu kesinlikle istemiyordu! Bu yüzden aklına gelen ilk mazereti sundu. "Benim çişim geldi."

Travis ve Hayden, aynı anda genç olana dönerken Harper utançtan yerin dibine girse de aklına ilk bu gelmişti.

"Ağaçlık bir alana gidip orada işini halledebilirsin." Travis, konuştuğunda biyolojik yaşam formlarının ne kadar zor büyüdüğünü tekrardan hatırladı. 

Yaralanabilirler, acıkırlar, susarlar, psikolojik desteğe ihtiyaçları var ve daha da önemlisi bir alanda uzmanlık kazanmak için sürekli bunun için çalışmaları gerekirdi. 

Harper, Travis'in yanına gidip çekingen bir tavırla elinden tuttu. "Korkuyorum, yanımda bekle."

Travis, sonunda pes etmiş gibi başını salladı ve çekingen olan çocukla gitmek için yürüdüğü sırada çalılıklardan duyulan ses ile herkes olduğu yerde kaldı. 

Hayden, elindeki silahı ileriye doğru kaldırdı. "Kim var orada?"

Travis de alan taraması yaparken Harper, "Tamam, bence çişimi tutabilirim." diye konuştuğunda o da etrafına bakıyordu.

Çalılıklardan gelen ikinci bir ses, yaklaşan tehlikeyi işaret ediyormuş gibi hissettirdi. Hayden, silahını titreyen elleriyle daha sıkı kavradı ve etrafı gözlemeye devam etti. 

Travis, çocukları koruma içgüdüsüyle hemen önlerine geçti. Bu çelimsiz canlıları herhangi bir tehlikeden koruması gerektiğini biliyordu.

Birden, çalılıklardan bir figür çıkageldi. Fakat bu kişi kesinlikle bekledikleri gibi bir şey değildi. Bu yaratık ya da her neyse tuhaf bir görünüme sahipti. Yarı insan yarı maymun gibi bir varlıktı. 

Bedeni insan gibi uzun boylu, dik duruyordu ancak kolları uzun ve elleri parmaklar arasında zarif bir şekilde hareket edebiliyordu. Yüzü insan benzeri özellikler taşıyor fakat gözleri daha büyük ve parlaktı. Burun kısmı ise hafifçe kabarmıştı. 

Vücudu hâlâ kıllarla kaplı olsa da beden yapısı tam olarak evrimleşmiş bir insan gibi duruyordu. En azından Travis, iki saniyelik bir gözlemden sonra bulundukları gezegenin sakinlerinin henüz evrimin ortalarında olduğunu pek ala anlayabilmişti.

Travis, yine de gelebilecek herhangi bir tehlikeye karşı silahını hızla bu kişiye doğrulttu. Yarı maymun olan bu şey kendisine doğrultulan aleti görünce refleksle geriye doğru çekildi, şaşkın ve tedirgin bir ifadeyle Travis'e baktı. 

Travis, bu canlıyı öldürmeyi planlamıyordu ama tehlikenin yakın olduğunu düşünerek onu uzaklaştırmaya karar verdi.

Android, bu ilkel yaratık daha fazla yaklaşmadan önce silahını yere doğrulttu ve ateşledi. Silahtan çıkan parlak ışık ve yüksek ses, karşılarındaki şeyi korkutup kaçırmak için yeterliydi. 

Gezegenin sakini olan canlı, aniden kükreyerek çalılıklara doğru koşmaya başladı. Arkasında toprak ve taşlar saçarak ortadan kayboldu.

Hayden, Travis'e baktı. "O neydi? Gerçekten böyle yaratıklar mı var?" diye sordu.

Travis, bu şeyin kaçtığından emin olduktan sonra silahını indirdi ve korkuyla kendisine sarılmış iki çocuğa baktı. "Elbette var. Sadece onlar sizlerin aksine daha yaşamın başındalar." dedi. 

Uzay YoluWhere stories live. Discover now