13. BÖLÜM: PAPATYA

Start from the beginning
                                    

"Özür dilerim..."

Ellerimle kulaklarımı kapatıp tekrar bağırmaya başladım. Kontrolümü kaybetmiş ve patlama noktasına gelmiştim. Barlas beni bu sefer delirtmeyi başarmıştı.

"Sus! İstemiyorum özür dilemeni! Git burdan. Git Barlas!"

Barlas'ın gözünden akan bir damla yaşa şahit oldum.

"Adel... Ben-"

Bir anda ağlamam kahkahalara dönmüştü.

"Sen ne? Ne sen?"

Hem ağlıyor hem gülüyordum. Barlas bana tekrar yaklaştığında bu sefer arkamı ona dönüp sakinleşmek için derin nefesler almaya başladım ki, Barlas beni şaşırtarak kollarını arkadan bana sardı ve kulağıma fısıldamaya başladı.

"Şşş sakin ol güzelim... Anlatıcam. Her şeyi anlatıcam sadece beni dinle."

Barlas'ın sesi, beni saran kolları sakinleşmem için bana yardımcı olsada bu sefer ağlamam daha da şiddetlenmişti.

"Neden?"

Neden diye fısıldıyordum Barlas cevap vermediğinde yavaşça ona dönmüştüm burun buruna kaldığımızda tekrar sordum.

"Neden Barlas? Beni sevdiğini söyleyip neden gittin? Yalan mıydı-"

Sözümü kesen Barlas'ın dudaklarıma bastırdığı dudaklarıydı. Ne kadar kızgın olsamda öpüşüne karşılık vermiştim. Beni öyle bir öpüyordu ki sanki çölde günlerce susuz kalmış şimdi suyuna kavuşmuş gibiydi. Dudaklarımızı ayırıp alnını alnıma yasladığında nefes nefese konuştu.

"Asla... Yaşadığım en gerçek şey seni sevmek Adel."

Fısıltıyla konuştuğunda gözlerimi sıkıca kapatıp açtım. Barlas beni kendinden ayırıp bir elimi tuttuğunda beni yıldızları izlediğimiz günkü yere doğru götürmüş, oraya oturmuştu. Bende yanında yerimi aldığımda o günkü gibi uzandı. Bende titrek bir nefes verip yanında yerimi aldığımda gökyüzüne baktım. Yıldızlar anlaşmış gibi çok fazlaydı. Günler sonra gökyüzünde ilk defa bu kadar fazla yıldız görüyordum. Bugün Yıldızlar bizim için gelmişti. Düşüncelerimi bölen Barlas'ın yorgun, çaresiz sesi oldu.

"Kantine indiğim gün. Bir tane adam çıktı karşıma... Benim yaşlarımda bir adam..."

Konuşmaya zorlandığını hissettiğimde o gün yaptığım gibi elimi, onun elinin üstüne koydum.

"Bana kardeşim olduğunu söyledi. Annemin oğlu..."

Elimin altındaki elinin kasıldığını hissettiğimde, elini daha sıkı sardım.

"Dayanamadım çıktım gittim. Günlerce bu evde kaldım içtim, sızdım, düşündüm, kendime bir ton soru sordum. Cevabını alamadığım sorular... Sonra bu döngüden çıkıp annemin karşısına çıktım. Neden yaptım bilmiyordum. sadece kendime defalarca sorduğum soruların cevabı ondaydı ve benim cevaplara ihtiyacım vardı. Ona dedim ki..."

Ağladığını hissettiğimde tepki vermeden dinlemeye devam ediyordum. Sanki kelimelerini toparlamaya çalışıyor ama zorlanıyor gibiydi.

SİRİUSWhere stories live. Discover now