《 4 》

111 54 0
                                    

Harun, serdar ve kenan salonda oturmuş sohbet ediyorlardı. Normal iş güç hayat fln sohbette laf lafı açıyordu. Ancak harunun kafasını dolduran mevzular olduğu için daha fazla uzatmadan konuya girmek istedi.

H: neyse güldük eğlendik de hala çözülmemiş bir olayımız var hatırlatırım

K: Harbi abi geçen gece öyle bir konuştun ki bende bizden habersiz evlendin fln sandım resmen

H; abartma Kenan yaa

S: harbiden aklına ne geldi anlat da aydınlat bizi

H: Şimdi ben kızın okul masrafı kişisel masrafları fln onları karşılıycam ve benimle evlenmesine istiycem. Kız zorlukta yani kabul eder, etmesi de lazım.

S: ya yenge gururlu çıkarsa istemezse

H: dünkü Kenanın verdiği dosyayı inceledim. Kız hayatını yaşamaya düşkün. Bir ton hayali vardır şimdi bende konuya onun hayallerinden girip evlilikten çıkıcam. Elbet kabul edicektir. Basbaya beleşe yasiycak daha ne olsun.

K: yanlız abi kızlar çok fazla gereksiz harcama yaparlar şimdiden söyliyim. Babandan kurtulalım derken parayı bitirmesin bu kız

S: sence harunun mirası biticek bir şey mi?

K: haa bak onu unutmuşum. Yani bu kız ne isterse alıcaksın ve ne kadar para isterse vericeksin öyle mi

H: Kenan sen beni dinlemiyor musun?

Serdar, Kenanın kafasına sert olmayacak bir şekilde vurdu.
"Birde bana salak diyordun"

K: bana bak varya seni-

H:  kesin şamatayı !!

S & K: afedersin abi

Harun ikisinin didişmesinden cidden bıkmış bir haldeydi. Ağrıyan başını biraz ovuşturdu.

H: tamam konuya dönelim

S:  abi peki bu kadar plana ve masrafa gerek var mıydı? Parayla tutsaydınız birini

H: Onu Kenana sor. Şimdiden yengesi ne bağlandı. Başkasını kabul eder mi bilinmez

K: tabii ki de etmem. Bu yengeye ihanet olur

S: cnm farkında mısın yenge dediğin kişi daha seni tanımıyor. Hadi seni geçtim daha kocası olacak kişiyi bile tanımıyor

H: serdar haklı. İyi yere değindi.

Kenan bıkmış bir ifadeyle derin bir nefes vererek
"bende bundan bahsediyorum yaa. Abi sizin tanışma zamanınız geldi geçiyor bile"

~~~~~~~~~~

Eylemden

Dersim bitmişti bende toparlanıp çıkmıştım. Bugünkü ders süresi uzamıştı bu yüzden şimdi acele etmezsem ise geç kalıcam. Bu seferde geç kalırsam patronum beni kovar gibi duruyor. Ayy düşüncesi bile kötü. Ben içimden söylene söylene giderken çalıştığım kafeye vardım bile. Kapıdan girer girmez gözlerim patronum aradı. Şükürler olsun ki yoktu ortalıkta. Hemen yakalanmamak adına tezgah arkasına gidip çantamı bir kenara bıraktım ve önlüğümü giydim. Ardından siparişleri almak için gidecektim ki patronumun sesiyle olduğum yerde kaldım.
"Kovuldun eylem."

Bir dakka ne?! Patronum giderken hızlıca yetişmek adına arkasında gittim.

E: ama efendim biliyorsunuz derslerimden dolayı geç kalıyorum elimde değil ki. Bana bir şans verseniz siz- (size)

Birden patronumun beni tezgaha itmesiyle olduğum yerde kaldım. Beni çok sert itmişti ve sanırım belimin durumu iyi değil. Neyseki dengemi sağlamayı başarmış ve düşmemiştim. O sırada patronum bana yaklaştı ve kıyafetimin üstünden tutarak çekiştirdi beni. İşte bu sefer dengemi sağlayamadım ve düştüm. O sırada patronum bana bağırarak
"Kovuldun dedim sana, defol git ne yaparsan yap" dedi.

Ağlıyordum canım açıyordu çünkü. Belim tezgaha çarptığı için ağrıyordu hemde fazlasıyla. Ama sıkıntı burda değildi. Bulunduğumuz yer arka tezgahlardandı ve bazı çalışanlar da bu olaya şahit olmuştu. İnsanların içinde rezil olmuştum.

Eylem birden sinirle kalkıp önlüğünü fırlatmıştı yere. Eline  çantasını alıp hızlıca dışarı çıktı. Koşuyordu eylem, nereye gittiğini de bilmiyordu. Sadece gidiyordu. En sonunda yorulduğunu hissetti ve sahile doğru yürüdü Eylem. Güneş batmak üzereydi. Eylem sakince yavaş adımlarla yürümeye devam etti ve kendini sahilin sıcak kumlarına bıraktı. Uzun süre düşündü eylem.

Neden her şey benim başına geliyor ki. Çoğu kişi ailesiyle arkadaşlarıyla ya da tek olsun fark etmez bir şekilde mutlular peki ya ben. Ben nolucam. Zaten evin kirasını yetiştiremiyorum. Kafede kazandığım şu minnacık para da artık gitti. Yeni bir iş bulmak da zor şimdi. Al işte eylem kaldın gene ortada. Ev sahibinin beni daha fazla anlayışla karşılayacağını sanmıyorum. Aman zaten esyam çok yoktu sadece kıyafetlerim fln var. Evi eşyalarla kiraladığım için. Bak işte bu iyi eğer mobilya fln olsaydı taşınmak baya ugraştırırdı. Bende zaman kaybederdim. Bir dakika ben böyle diyorum da nerede kalıcam ben. Aah cidden ne halt yiycem ki.

Zaten günün çoğunluğunda okulda olduğum için çalıştığı yerlerde hep maaşım yarıya düşüyordu. Bu da para kazanmamı daha da zorlaştırıyordu. Bir an okulu bırakmayı düşündüm açıkçası. Böylece sabit bir işe girip düzenli para kazanabilirim, şu an okulumdan daha önemli şeylerim var. Ama okumasam ve düzgün bir mesleğe kavuşamazsam hayallerimi de askıya almış olurum demi. Ah o hayaller yok mu, ben hayallerimin peşindeyim bela ise benim peşimde. Şimdi şu sıcak kumlarda saatlerce ağlayasım var. Hayat bana gülmüyor arkadaş. Sevilmeyen kul fln miyim ben. Neden böyle...

Eylem ağlıyordu hemde fazlasıyla.  Şikayetçiydi hemde her şeyden. Adaletsizlikten, bu dengeden şikayetçiydi. Artık yolun sonuna geldiğini düşündü eylem. Yapıcak bir şeyi kalmamıştı. Hayatını sürdürebilmesi için para kazanmalıydı. Bir an başını kaldırdığında çoğu insanın onu izlediği fark etti eylem. Kollarını daha sıkı sarmaladı ve kumların üstünde olabildiğince küçüldü eylem. Bıkmıştı artık. 

Eylemin ağlaması şiddetlenirken birden saçından bir ağırlık hissetti eylem. Hafifçe başını kaldırmasıyla yanına oturan adamla göz göze geldi. Gelen adam şapkasını eyleme takmıştı Böylece kimse onun ağladığını görmeyecekti. Adamın yaptığı ince davranış çok hoştu. Eylem böyle düşündü yani. Adam onun yaşlarında genç gözüküyordu. Ardından adam eylemi sarmaladı ve fısıldayarak dedi ki.

"Seni cehenneminden çıkarmaya geldim küçük prenses"

Yarım Kalanlarحيث تعيش القصص. اكتشف الآن