maç günü

63 1 11
                                    

iyice dinlenmiştim, ben dinlenene kadar etot da banyodan çıkmıştı.

sanırım sadece durulandı.

"aç mısın" dedim. "acim ama çikmam lazim" dedi. üzülerek "hadi ya" dedim. alt dudağını büzüp kafasını sağa yatırdı. "başka zamana sözün var ama" dedim. "hay hay' dedi.

sonra da temizlenmek için ben banyoya girdim.

sadece sikimi ve elimi yıkayıp çıktım.

banyodan geri döndüğümde etot kapıdan çıkıyodu.

"akşama müsait misin" diye sordu. "evdeyim ama müsait olamayabilirim" dedim. "nasil yani" dedi. "akşama maç var, arkadaşım gelicek" dedim. "anladim anladim" dedi.

sonra da yolcu ettim, gitti.

sikiş sonrası acıkmıştım.

mutfağa gittim. ocağın üstündeki, su içinde yüzen makarnayla bakıştım.

dün gece içeri sızma bileyim olan makarna, şu an gözümde sadece bi yiyecekti ve ben de açtım.

makarnayı süzdüm, süzdüğüm tencerede biraz margarin, biraz da sıvı yağ koyup kızmalarını bekledim.

yağlar tam kızmadan salçasını atıp kavurmaya başladım. salçanın kokusu çıkınca, makarnayı da ekleyip tuzladım ve karıştırdım.

salçayla makarna iyice harmanlandıktan sonra ocağın altını kapattım, kendime bi tabak makarna alıp balkona çıktım.

etotların evi tam karşımdaydı.

bu sefer beni yiyip bitiren bi his ya da herhangi bi şey yoktu.

beni "hadi bi şeyler yap" diyen ya da beni buna zorlayan herhangi bi ses, his hiçbi şey yoktu.

kafam rahat bi şekilde, etotların evi manzarası eşliğinde makarnamı yemeye başladım.

makarnamı yiyoken, abisi camdan dik dik bana bakıyodu.

ilk başta fark etmemiştim ama "herhalde kafasını çevirir" düşüncesiyle pek aldırış etmeden yemeye devam ettim.

ama yok, bana bakmaya kararlıydı.

"sen misin bana böyle bakan ?" diyip makarnayı ona bakarak yedim.

güzel de olmuştu.

karşılık vermemden rahatsız olmuş olcak ki camdan uzaklaştı.

"yaa, böyle sikerler adamı" dedim. ama bu sefet evin kapısı açıldı, abisi dışarı çıktı.

benim evimin olduğu tarafa doğru yürümeye başladı.

kendimle "hadi canım sen de, bunu yapmazsın de mi ? gelmezsin bana" diye konuşuyodum.

bunu yaparmış, bana gelirmiş, kapım çaldı.

"ebenin amı" dedim. ağzımı silip, kapıya yöneldim.

çok rahattım. kapıyı açtım.

o bana bakıyodu, ben ona bakıyodum.

ama o bana sinirliymiş gibi bakıyodu.

elimi "konuş" der gibi salladım.

"ne" dedi. "farkındaysan, sen bana geldin" dedim. "davet etmeni bekliyorum" dedi. kapıyla birlikte kenara çekildim. içeri adım atarken yüzüne bakıp, pişmiş kelle gibi gülerek "makarna yer misin" dedim. konuşmaya gelmişti ama benim böyle taşak geçermiş gibi konuşmam sinirlendirmişti.

derin bi nefes çekti. "saol" dedi.

balkona geçtik.

karşılıklı oturduk. ne konuşucağını merak etmiyo değildim ama bi kulağımdan girip bi kulağımdan çıkıcaktı.

bir rus bir türkWhere stories live. Discover now