•30. Bölüm•

40 3 4
                                    

Sevgiler, saygılar ve iyi okumalar!

Oylar çoktan verildi değil mi?

🥲

Ilgaz: Konumunu atar mısın? (23.33)

Hayır. Hayır.

ŞAKA MI BU!?

Ciddi ciddi buraya mı gelmişti. Benim için hemde. Senden başka kimin için gelecekti? Ama.. Nasıl olur, ben ona gel veya git dememiştim ki? Senin demenle mi gidip gelecekti?

Ellerim zangır zangır titreyerek ekrana bakıyordum. ILGAZ GELMİŞTİ! Aylardır sadece telefondan konuşmuştuk, hiçbir şekilde temasımız olmamıştı. Ama şimdi...?

Odanın içinde bir ileri bir geri dolanıp duruyordum. Nasıl olurdu bu aklım almıyordu? Odanın içinde çığlık atmamak için zor duruyordum!

Odanın içinde dönüp durma da çocuğa cevap ver.

Ah evet! Buraya benim için gelmişti ve evimi bilmiyor, benden konumumu istiyordu. Hızlıca konumu atmaya çalışsam da titreyen ellerim buna engel oluyordu. Konumu sorunsuz bir şekilde göndermeyi başardım. Şimdi ne olacaktı? Nerede duracaktık gecenin bir vaktinde? Açık olan hiçbir yer yoktu ki? Ev? Hayır eve de alamazdım. Annem uyuyordu ve riske atamazdım. Ve en önemlisi dakikalar sonra karşı karşıya geldiğimizde ne yapacaktım? Ona ilk defa dokunacaktım.

He çocuğu görür görmez elleyeceksin yani? Hey! Ne ellemesinden bahsediyorsun? Bir küçük sarılama da mı olamaz yani? Olur olur.

Ne yapacağım ne edeceğim derken aklıma aşağı inip beklemekten başka hiçbir şey gelmiyordu. Üzerimde buz mavisi bir tişört ve siyah eşofman altı vardı. Gece yarısı havanın serin olacağından dolayı üzerime ince bir ceket aldım. Saçlarım acıktı ama uykudan kalktığım için dağılmıştı tabii. Hemen tarak yardımıyla düzleştirdikten sonra masadaki hafif kokulu parfümümden boynumun iki tarafına da birer kez olacak şekilde iki fıs sıktım. Belki saçlarımı toplarım diye siyah lastik tokamıda bileğime geçirdim ve telefonumu elime alarak odadan sessizce çıktım.

Evin dış kapısına vardığımda anahtarı elime aldım ve kapıyı olabildiğince sessizce açtım. Hızlıca dışarı çıkıp tekrar sessiz olmaya çalışarak kapıyı kapattım. Dışarıdaki ayakkabılarımı ayağıma geçirdikten sonra merdivenleri hızlı hızlı parmak uçlarımla indim. Gece yarısı insanlar uyuyor olabileceği için rahatsız etmek istemedim. Apartmandan çıktığımda etrafa baktım. Kimse görünmüyordu. Daha gelmediğini düşünerek apartmanın merdivenlerine oturdum ve beklemeye başladım.

Kalbimin yerinden çıkacak gibi atmasını nasıl durdurabilirdim?

Kısa bir süre sonra apartmanın önünde bir taksi durduğunda yavaşça ayağa kalktım. Taksinin kapısı açılıp içinden Ilgaz'ın indiğini gördüğümde koşmaya başladım. Taksi ilerleyerek uzaklaştığında Ilgazla göz göze geldim. Tam karşısına geldiğimde hiç beklemeden boynuna sarıldım. Gözlerimi kapattım ve sadece şu ana odaklanmayı diledim. Ona dokunuyor, onu hissediyordum. Boynundan kokusunu soludum. Bu... Bu daha önce hiç tatmadığım bir histi. Bir çok kez Deniz'e de sarılmıştım. Ama onda hiç böyle olmamıştı. Şimdi çok farklı hissediyordum.

Çünkü o sevdiğim adamdı.

Benim ani ve hızlı sarılmamın ardından Ilgaz duraksasa da, elindeki küçük spor çantayı yere bırakıp, aramızda ki boy farkından dolayı kollarını belime sararak beni havaya kaldırdı ve kendi boyuyla aynı hizaya getirdi. Böylece parmak uçlarım da yükselmeme gerek kalmadan rahatça sımsıkı sarıldım. Yüzünü yavaşça saçlarımın arasında gezdirdi.

VİSAL-İ AŞK  (Yarı Texting)Where stories live. Discover now