•19. Bölüm•

252 9 21
                                    


~Keyifli okumalar🗝️

"İyi günler. Ben bir ihbarda bulunacaktım!"

Annem polisle yaptığı kısa konuşmanın ardından polis memuru bizi karakola davet etmiş ve orada durumu daha ayrıntılı bir şekilde izah etmemizi rica etmişti. Bizde annemle hızlıca hazırlanmış kahvaltı bile etmeden evden çıkmıştık. Evden çıkmadan önce de bir taksi çağırmıştık. Saatin daha sabahın altı buçuğu olduğunu umursamadan yola çıkmıştık. Artık kaybedecek vaktim yoktu. Ya da vaktimiz yoktu.

Artık hiçbir engel kalmamıştı. Ne annem ne de o adam engeldi. Annem gözleriyle görmüş, bizzat şahit olmuştu bu iğrenç olaya. Ne kadar görmek istemesede. Zaten böyle olaylarda hiç affı yoktur annemin. Katlanamazdı böyle durumlara. Kim katlanabilirdi ki zaten? O adam da bizi güçsüz, korkak bir şey sandığı için umursamadan çıkıp gitmişti, sanki yaşanan durum çok basit bir olaymış gibi. O kendi bildiği gibi düşünmeye devam etsindi. Sonuçta başına geleceklerden haberdar bile değildi. Fakat çok kısa sürede de haberi olacak, cezasını çekecekti. Şimdilik rahatına, keyfine baksındı. Çünkü bi' zaman sonra rahat ona çok feci bir şekilde batacaktı.

🗝️

Karakola yaklaşmamızla annem çantasından bir miktar para çıkarıp taksiciye vermişti. Taksi karakolun önünde durduğunda annemle birlikte arabadan indiğimizde karşımdaki karakola baktım. Ve hayatımda ilk defa karakola geldiğimi fark ettim. Ne işim olacaktı zaten benim polisle karakolla.

Annemin telefonda konuştuğu komiser Vedat Bey'in odasına geldiğimizde kapıyı çalıp içeriye girdik.

"Hoş geldiniz!" dedi Vedat Bey. Masanın önündeki koyu gri, tekli koltukları gösterdi ve ardından da oturmamız için "Buyrun!"dedi.

"Hoş bulduk." dedi annem gülümseyerek. Bende sadece başımı sallayarak selam verdim. Annem sağ koltuğa ben ise sol koltuğa geçtim. Koltuklara oturduğumuz da Vedat Bey, bir şey içip içmeyeceğimizi sordu. Bizde zaten çok fazla durmayacağımız için bunu reddettik.

"Şimdi olayı daha detaylı ve ayrıntılı bir şekilde atlamadan anlatırmısınız? İkinizinde ifadesini alacağım için sırayla ikinizinde anlatmasını isteyeceğim." dedi ellerini koyu kahverengi masanın üzerinde birleştirirken. Bana döndü ve benimle göz teması kurdu. "Olayı bizzat yaşamış olduğunuzdan dolayı ilk siz başlayın, lütfen."

Başımla onayladım. "Tabii."

Annem beni sessizce dinlerken Vedat Bey gözlerini gözlerimden hiç ayırmamıştı. Ben de hem ayıp olmasın diye hem de inanması için göz temasını bozmamıştım. Sadece birkaç kez anneme bakmıştım o kadar. Anlatmamı bitirdikten sonra gözlerimi kırpıştırdım. Gözlerim dolmuştu. Sanki tekrar tekrar yaşıyordum, o ânı. Anneme baktığımda onunda gözleri dolmuştu.

"Şimdi de siz anlatın lütfen, Asiye Hanım."

Annemde bildiği kadarını ve birkaç saat önce ki olayı da anlattığın da işin bizlik kısmı bitmişti. Artık kalan tüm iş onların sorumluluğundaydı. Yani burdan sonrasında onlar devreye gireceklerdi.

"Eşinizin adını, soyadını ve telefon numarasını alabilir miyim?" Annem kafasını salladı.

"Rıfat Demirkol." dedi. Onun adını bile duymak istemiyordum. Tahammülün yoktu. Annem daha sonra da ezberinde olan numarayı söyledi.

"Tamamdır. Siz bizden haber bekleyin sadece."

"Çok teşekkür ederiz, ilgilendiğiniz için. Çok sağ olun." dedi annem minnetle. Ülkemizin polisine minnett duymayacaktık da kime duyacaktık başka?

VİSAL-İ AŞK  (Yarı Texting)Where stories live. Discover now