•16. Bölüm•

278 9 12
                                    

Multimedya; Almila

🗝️

Telefonumun zil sesi odayı doldurmasıyla hızlıca telefonumu elime aldım. Bende bu sesi bekliyordum dakikalardır.

Bugün günlerden perşembe, saat ise 20.00'dı. Evet dakikalardır Ilgaz'ın beni aramasını bekliyordum çünkü bugün ilk defa sesli bir şekilde konuşacaktık. Açıkçası heyecanlıydım. Hadi ama, Almila! Yalan söyleme, sadece heyecanlı değilsin. Çok heyecanlısın! Sen benden de heyecanlısın sanki. Tabii ki de öyleyim. Sarı saç, mavi göz bulmuşum kaçırır mıyım, hiç? İç sesime göz devirmekle yetindim ve Ilgaz'dan gelen aramayı cevapladım.

Siktir!

Ilgaz beni görüntülü aramıştı ve bende cevaplamıştım!

Heyecandan elim birbirine dolanırken, ne yapacağımı bilememiştim. Aklıma gelen ilk şeyi yaparak telefonu yatağa ters bir şekilde koydum ve böylece beni görmesini engelledim. Heyecandan ekrana bile tam bakamamış yüzünü bile görmemiştim. Tek gördüğüm ve emin olduğum şey; beni görüntülü aramasıydı.

"Almila? Orda mısın?" dedi Ilgaz ben kendimi sakinleştirmeye çalışırken. Hayır Ilgaz, ben burada değilim. Ben yerin dibindeyim ve biraz daha yerin dibine inersem yer kabuğuna oradan da mantoya ulaşacaktım.

Saçmalamanın sırası değildi. Ilgaz, ben hâlâ ona herhangi bir ses yada cevap vermediğim için tekrar konuştu.

"Almila, beni duyuyor musun?"

Çok ciddisin ama aşkım, olmaz ki böyle. Böyle anlarda saçmalamanın dibine vurduğum ektedir.

Kendime gelerek ona bir cevap vermem gerektiğini fark ettim. E bi' zahmet Almila. Kes be kes! Zaten canım burnumda. Hani bakayım. Yoo canın burnunda değil, burnunda bir şey yok. İÇ SES! Gerçekten hiç sırası değil. Lütfen bu gece beni yanlız bırak.

"Ee... Şey, sen aniden arayınca şey oldu da, o yüzden şey yaptım." Allah kahretsin! Ne saçmalamıştım ben az önce. Doğru bugün saçmalamak tam üzerimdeydi.

Ilgaz'ın kıkırdadığını işittim. Ah! Ne büyük rezillik.

"Yaa, öyle mi oldu?" dedi. Şu an yüzünü göremiyordum ama sırıttığını ses tonundan az çok anlayabiliyordum. Ben tekrardan ses çıkarmayınca, konuştu.

"Ee, yüzünü göstermeyecek misin?" Ne! Yüzümü göstermek mi? Eminim ki beni gördüğünde görmek istemeyecektir. Neden mi? Şu an saçım, gündüzden yaptığım dağınık topuzla duruyordu ve dağınık topuz dan daha çok elektrik çarpmışa benziyordu. Üstümü demeye bile gerek yok. Altımda pembenin görebileceğiniz en fosforlu renginde bir şort, üstümde ise Tom & Jerryli sıfır kolum vardı.

Bu haldeyken siz beni görmek ister miydiniz?

Şimdi siz diyeceksiniz ki; madem konuşacakınız niye hazırlanmadın? Tamam da biz sesli konuşacağız diye ayarlamıştık! Görüntülü konuşmayı daha sonraya almıştık. Ve şimdi de beni görüntülü arayarak hazırlıksız yakalamıştı.

Ilgaz'a cevap verdim. Ama sorduğu soruyla ilgili değildi.

"Hani sesli konuşacaktık? Niye görüntülü aradın?" dedim halimden memnun değilmişcesine.

"Aslında şu an sesli konuşmadan pek de farkımız yok. Ben seni göremiyorum galiba sen de beni göremiyorsun." dedi, ardından nefesini bıraktı.

VİSAL-İ AŞK  (Yarı Texting)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt