54. BÖLÜM "TEKLİF"

13K 692 268
                                    

Yeni bölüme hepiniz hoş geldiniz çiçeklerim.🌸

Umarım mutlu, huzurlu ve sağlıklısınızdır. 🤍

Hepinize keyifli okumalar dilerim...

_____

Esila'dan

Hayat, çok beklenmedik ve acımasızdı. Bir dakika sonramızın bile garantisi yoktu. Hiç ölmeyecekmişiz gibi, sanki yaşadığımız bu hayat sonsuza dek sürecekmiş gibi geliyordu insana. Ama hayır, dünyanın asıl gerçeği ölümdü. Ölüm hepimiz için vardı ve ne zaman geleceğini bilemezdik.

Bundan 1 ay önce Özkan beni öldürmek istemiş ve bunun için de acımasız bir plan kurmuştu. O havuza ayağımı kelepçeleyip gitmesi, suyun yavaş yavaş yükselmesi, bağırışlarım, kimsenin yardımıma gelmemesi ve nefessiz kalarak suyun içinde çırpınmam. Hepsi çok gerçekçi ve bir o kadar da korkunçtu.

Öleceğimi düşünmüştüm. O havuzdan kurtulamayacağımı ve saçma bir intikam uğruna hayatımın son bulacağına neredeyse emindim. Beni en çok üzen ise sevdiklerime özellikle de Yavuz'a veda edemeyecek olmamdı. Ama öyle olmamıştı. Neyse ki zamanında ilk müdahale yapılmıştı ve hastaneye yetiştirilmiştim.

Beni en çok şaşırtan ise Ceylin'di. Kelepçenin anahtarının yerini Yavuz'a söylemişti ve dolaylı yoldan onun sayesinde kurtulmuştum. Aslında kelepçenin anahtarı en başından beridir ben de, cebimdeydi. Bunu bana söylemek için yanıma gelmek istemişti ama Özkan buna engel olmuştu öğrendiğim kadarıyla.

En sonunda da hastanede gördüğüm 1 aylık, yoğun tedavim sonucunda taburcu olmuştum ve eve gidiyorduk.

Başımı yasladığım camdan kaldırarak, dikkatle arabayı süren Yavuz'a çevirdim. Bu 1 ay boyu beni asla yalnız bırakmamıştı ve hep bana destek olmuştu. Her gün elinde bir demet çiçeklerle gelmiş, beni mutlu etmeye çalışmıştı. Sevdiğim pastalardan almıştı, hayaller kurmuştuk. Kısacası kafamı dağıtmam için her şeyi yapmıştı.

Her ne kadar bunu Yavuz'a ya da diğerlerine belli etmesem de iyi değildim. Psikolojik olarak tamamen çökmüştüm. Neredeyse her gece uyuduğumda kabus görüyordum. Kendimi Özkan'ın yanında buluyordum. Beni boğmaya çalışıyordu, canımı yakıyordu. Uykumdan çoğu gece çığlık atarak ve nefes nefese uyanıyordum. Bu ne zaman düzelecekti ya da ne zaman yaşananları unutup, tamamen kendime gelecektim hiçbir fikrim yoktu.

"Yavuz," diye mırıldandım kısık bir sesle.

Bakışlarını yoldan ayırarak kısa bir anlığına benimle göz göze geldi. "Efendim güzelim?"

"Beni nereye götürüyorsun?" Yavuz'un saptığı yollar ne benim evime ne de Yavuz'un kaldığı otele çıkıyordu. Nereye gittiğimizi merak ediyordum.

"Evimize."

Kaşlarımı çattım. "Neden beni kendi evime götürmüyorsun? Hem Zeynep'i de özledim ben, onu görmek istiyorum."

Yavuz iç çekerek bana baktı. "Son zamanlarda iyi olmadığını görebiliyorum ve biraz yalnız kalmak sana da iyi gelir diye düşündüm."

"Ben iyiyim," dedim her ne kadar iyi olmasam da. "Eve gitmek ve eski hayatıma dönmek istiyorum. Hem okulumda başladı, derslerden de geri kalmak istemiyorum."

"Esila," dedi Yavuz derin bir nefes verirken. "İyi olmadığını biliyorum. Kendini de bu yalana inandırmaya çalışma. Eski hayatına dönecek kadar kendini toparlamadın ve şu birkaç gün sana çok iyi gelecek."

Yavuz'a bir şey söylemeden önüme döndüm ve yolu izlemeye başladım. Yavuz'un bakışları bir süre daha üstümde oyalansa da geri önüne döndü ve arabayı sürmeye devam etti. Sonunda evimize geldiğimizde yavaşça arabadan inerek etrafı inceledim. Evin etrafında dizilmiş olan çiçekler çok canlı ve güzel duruyordu. Sürekli olarak birinin gelip, bahçeye bakım yaptığı belliydi. Onun harici her şey aynı ve huzur doluydu.

KALP TUTSAĞI +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin