011

305 46 19
                                    

BEAUTIFUL SKY • LEE MINHO
𓄲Bölüm 11 ᵎᵎ

🫖🪷

Gece boyunca gözüme bir damla uyku girmemişti. Stresten olduğum yerde kıpırdanıp durmuştum. Hemen yanımdaki odada kalan Haerin'in ne durumda olduğunu merak etmeden duramamıştım.

Sabahın ilk ışıklarıyla yatağımdan kalkmış, koridora çıkmıştım. Onun odasının önündeki bekleme koltuklarında oturuyordum.

İçerden çıkan birkaç hemşire ile odanın kapısı açılmış, cam kenarında ameliyat kıyafetini gitmiş olan Haerin'i birkaç saliseliğine görmüştüm.

Kalbim yerinden çıkmak üzereydi.

Derim bir nefes alıp içeri girmek adına kapıyı tıklattım. İçerden "Gel." sesinin üzerine yavaş adımlarla içeri daldım.

Merakla arkasına dönen Haerin, beni görmesiyle şaşırmıştı.

"Minho?" dedi şaşkınca. "Uyuyor olman gerekmiyor muydu?"

Başımı olumsuz anlamda salladım. "Bu durumda nasıl uyuyabileceğimi bilmiyorum..." Mahcupça ensemi kaşıdım ve "Nasılsın?" diye sordum.

Gülümsedi. "Olabilecek en iyi şekildeyim." Kıyafetlerini gösterip, "Uzun sürecek bir ameliyata gidiyorum." dedi.

İçimden o ameliyatın en iyi şekilde sonlanmasını temenni etmiştim.

"Hemşire Eun'ın dediğine göre radyoterapiye altı ay sonra veda edecekmişsin. Kanserli hücreler çok hızlı kayboluyormuş."

Bir anda konunun bana dönmesiyle kendimi suçlu gibi hissetmiştim. Ben iyileşirken o, uzaklaşıyordu yaşamdan.

Başımı salladım. "Dediğin gibi galiba seksen yıl yaşayacağım." Sessizce yutkundum. Sesimin titremesine hakim olamadan, "Umarım sen de..." diye mırıldandım.

Gülümsedi. Gülümsemesi beni rahatlatıyordu. Birkaç saat önce terastakine göre o da daha rahattı. Belki de gerçekten benim söylediklerimden sonra yaşayacağına inanıyordu.

İçeri giren doktor ve Hemşire Eun ile ikimiz de irkilmiştik. Gitme vaktiydi...

Hemşire Eun, omzumu sıvazlayarak kulağıma fısıldadı, "Odana gitme vakti Minho."

Haerin'i yatağına yatırıp odadan çıkarmaya hazırlıyorlardı. Annesi ve babası olduğunu düşündüğüm adamla kadın da odanın dışından bizi izliyordu.

Haerin biraz olsun gerilmişti. Ona bakmaya çalışsam da gözlerini kaçırıp duruyordu.

"Minho'yla bizi beş dakikalığına yalnız bırakır mısınız. Söylemem gereken bir şey var."

Doktor ve Hemşire Eun, anlayışla odadan çıkıp kapıyı kapamışlardı. Tekrar başabaş kaldığımızda zorlukla gülümseyerek bana döndü.

"Yarın doğum günüm."

Tebessüm ettim. "Biliyorum ve mavi bereni sana hediye edeceğim."

Kıkırdadı. Yanına yaklaşmam için işaret etti. Yavaşça ona adımlayıp yatağının kenarına oturdum.

"Minho," diye fısıldadı. "Biliyorum saçma gelecek. İstemiyorsan yapmak zorunda da değilsin." Heyecanla konuşmaya başladığında şaşkınca ona bakmaya başlamıştım. "Sadece... Dinle! Hayatımda ilk defa birine karşı böyle hissettim. Evet, çok kısa bir süre ancak hislerimden eminim. Senden gerçekten çok hoşlanıyorum. Ve açıkçası hayatım boyunca hiç bir erkeği öpmedim, şimdiyse yaşama ihtimalimin çok düşük olduğu bir ameliyata gireceğim. Yani demek istediğim-"

Hiç düşünmeden dudaklarımı onun yumuşak dudaklarına bastırdım. Nazikçe öptüğüm dudaklarından geri çekildiğimde şok içinde duvara bakıyordu.

"Yaşayacaksın, Haerin. Bu da şans öpücüğündü."

İçeri giren doktorla konuşmamız yarım kalmıştı. Gülümseyerek ayağa kalktım ve yavaşça odadan çıkartılan Haerin'i izlemeye başladım. Asansöre doğru ilerlediler.

Asansöre bindiklerinde Haerin hala şaşkındı. Kapı kapanmadan hemen önce dediği şey ise, "Teşekkürler Minho." olmuştu.

𓄲Bölüm Sonu ᵎᵎ

Merhabaa. Üzülerek söylemeliyim ki bir sonraki bölüm final...🍀🥹

Ama merak etmeyin yayınlanacak daha çoooooook kitabım var elimde. Sadece teker teker ilerleyerek yayınlıyorum. Biri bitince ötekisi, ötekisi bitince bi ötekisini şeklinde :))

Final bölümünü de hafta sonuna yayımlamış olurum. Görüşürüzz! 🤍

beautiful sky :: lee minho ✅Where stories live. Discover now