✵52✵ | FİNAL

689 57 118
                                    

Haneul en on sırada oturmuş mahkemenin başlamasını beklemeye başlamıştı.

Ortalık çok sessizdi. Sağ tarafında Young Ae sol tarafında da Hyun Woo vardı. Arkalarında ise Hyun Woo ve Young Ae'nin ailesi. Basın dışarıda bekliyordu.

Ellerinde kameralar seri katil Jungkook'u bekliyorlardı.

Dışarıdan sesler yükselmeye başlamıştı. Belli ki Jungkook geliyordu. Ayaklanmıştı Haneul. Bir elini hızlanan kalbine götürmüştü.

İçeri hiren Jungkook gözlerini seyircilerin izleyeceği bölüme çevirdiğinde Haneul ile höz göze gelmişti ve kaşlarını çatmıştı.

Asla söz dinlemiyordu. Onun burada olmaması gerekirdi. Jungkook ona duruşmaya gitmemesini söylemişti ama dinlememişti işte.

Jungkook ortaya geçip hakime baktığında "Dava başlamıştır." sözüyle duruşunu dikleştirmişti.

...

Defalarca aynı soruları sormuşlardı Jungkook'a. Kaç kişiyi ölfürdün, neden ölfürdün, nasıl öldürdün. Tek tek açıklamıştı Jungkook. Tek bir yalan yoktu laflarında.

Birkaç cinayet hariç.

"Bunny girl kim?"

Jungkook durakdamış ve hakime bakmaya devam etmişti. Daatlerce düşünmüştü bunu hücresindeyken. Neler söyleyeceğini tek tek ayarlamıştı.

"Bir arkadaşımdı."

Adını sormuşlardı Jungkook'a. Onunla nerede tanıştıklarını. "İsmini ya da nerede olduğunu söylemeyeceğim. Tanınmayı hak etmiyor. Diyeceğim tek şey hayatta olmadığı." diyerek cevap vermişti."Bana karşı geldi ve ben de hayatına son verdim. İşimi tehlikeye atmıştı." diyerek sözlerine ekleme yapmıştı.

Dava bitmek üzereydi. Birkaç ufak soru daha ve final. "Yaptıklarından pişman mısın?"

Soğukkanlılıkla "Hayır." demişti Jungkook. Koca bir hayır ve hakimin çatılan kaşları...

Gereği düşünülmüştür sözleriyle herkes ayağa kalkmıştı. Oluşan büyük sessizliği hakiöin derin nefesi bozmuştu. Ardından kararı açıklamıştı.

"Elliden fazla kişinin ölmesinden sorumlu olan sanığın..."

Young Ae elini Haneul'ın sırtına yerleştirmişti destek olmak için. Verilecek karar ne olursa olsun beklediklerinden fazla olacağını düşünüyordu.

"...pişmanlığını belirtmemesinden ötürü velicek olan ağırlaştırılmış müebbet..."

Gözleri büyümüştü Haneul'ın. Orada geçen müebbet kelimesi hafifçe gülümsemesine neden olmuştu. Umutla dinliyordu hakimi.

"...yerine infazına karar verilmiştir."

Jungkook gözlerini kapatıp başını yere eğdğinde Haneul ayakta durabilmek için gereken gücü kendisinde bulamamıştı. O kalktığı yere düşerken  tokmak sesiyle derin bir nefes vermişti Jungkook. Ardından arkadan gelebilecek herhangi bir sesi duymamak için elleriyle kulaklarını kapatmıştı.

...

"Ölecek." demişti Haneul koridorda otururken. Gözlerinden yaşlar akmaz olmuştu ağlamaktan. Bir yanında kızarmış göleriyle Young Ae diğer yanında aynı şekilde HyunWoo. Çıt çıkmıyordu. Sadece Haneul'ın "Ölecek." sözleri vardı.

Aileleri onları geride bırakıp gitmişlerdi. Haneul'ı onlar da teselli etmeye çalışmışlardı ama faydasızdı.

Birkaç saat vardı Jungkook'un infazına. Geciktirmek istememişlerdi. Jungkook gibi birinin kaçma ihtimalini göz önünde bulundurduklarında en kısa dürede yapılması gerektiğini düşünmüşlerdi.

Jungkook elleri kelepçeli bir şekilde oturuyordu. İnfaz saatini öğrenmişti. Birkaç saat sonra hayatı son bulacaktı

Haneul'a hayatına devam et demişti. Derin bir nefes almış ve tanrıya dua etmeye başlamıştı. O yokken Haneul'ı koruması için. O yokken karşısına düzgün insanları çıkartması için.

"Nefret ediyorum." demişti Haneul sessizliği bozduktan sonra. "Bunları yaşamak zorunda mıydım?"

Young Ae "Bizim elimizde olan bir şey değildi Haneul." dedikten sonra kendi gözündeki yaşı silmiş ve Haneul'a sarılıp "Jungkook için dik durmalısın." demişti.

"Ne olursa olsun biz yanındayız tamam mı? Asla umutsuzluğa düşme. Jungkook hayatına devam etmeni isterdi."

...

Jungkook koridorda kelepçeli bir şekilde ilerlerken derin bir nefes almıştı.

Bahçeye çıkmışlardı. Karşında gördüğü boğumlu ip yüzünden yutkunmuştu istemsizce. Çok gerilmişti. Elleri titremeye ve terlemeye başlamıştı.

Onu sandalyeye çıkarttıklarında yavaşça kafasını ipin icinder geçitmrye başlamıştı. Yavaş yavaş yapıyordu bunu. Gözünün önüne sürekli Haneul geliyordu.

Yapılması gereken tek şey ayaklarının altından sandalyenin çekilmesiydi. Turuncu tulumuyla ipin ucunda duran Jungkook gözlerini kapatmıştı.

...

Hapishanenin kapısı açılmıştı. Jungkook'un bedeni orayı terk ediyordu. Alınana kadar bedeni bir hastanenin morgunda duracaktı. Hyun Woo'nun ailesi teslim alacaklardı cenazeyi. Genel olarak böyle planlanmıştı her şey.

Saatler tam da gece yarısını gösteriyordu. Etraf sessiz ve karanlıktı. Yol kenarında ise siyah bir araba. Jungkook'un bedenini taşıyan cenaze aracı da durmuştu ve kapıları açılmıştı.

Siyah arabanın kapıları da açılmıştı. Beyaz bir torbanın içinde ağır bir şey çıkartmışlardı içeriden. Hızlı adımlarla onu cenaze aracına yüklemişlerdi.

Aracın arka tarafından inen takım elbiseli bir adam. Yavaş adımlarla siyah araca geçmiş ve arka koltuğa oturmuştu. Arkasına yaslanıp kafasını cama çevirmişti. Ardından da derin bir nefes vermişti.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

✵~Oy vermeyi unutmayın~✵

.
.
.
.
.
.
.

Bunny 2?

Bunny ✵ JJK ✓Where stories live. Discover now