✵43✵

1K 105 68
                                    

"Sence de bu yaşadıklarımız çok fazla değil mi Jungkook?"

Jungkook yere diktiği gözlerini kaldırıp partaki boş salıncaklarda gezdirdiğinde "Gerçekten başımıza çok kötü şeyler gelecek" demişti Haneul aynı ses tonuyla. Ardından da "Kaç defa aynı şeyi söylüyorum ama hala anlamıyorsun. Artık gerçekten sıkıldım" diyerek kaşlarını çatmıştı.

"Kendimi değiştiremem Haneul. Sana söylemiştim. Ben Bunny'im ve benden uzak dur diye. Sen ne yaptın? Beni öptün. Sonra sevgili olduk işte. Senden de kopamıyorum, bu işten de"

"İlla bir seçim yapmanı mı söylemem gerekiyor?"

Jungkook gözlerini Haneul'a çevirip "Seni seçeceğimi mi düşünüyorsun?" diye sorduğunda duraksamıştı Haneul. Ardından da hayal kırıklığıyla "Ne?" diye sormuştu.

"Şu olanlardan sonra beni bulma olasılıkları yüksek. Seni seçersem gelip seni de götürürler. Bu işi bıraksam bile tehlike peşimden gelecek."

"Ne yani ayrılacak mıyız?" diye sormuştu Haneul.

Böyle bir şey demesini asla beklemiyordu Haneul. Ayrıca Haneul Jungkook'u bırakamazdı ki.

"Eğer istersen..." diyip duraksamıştı Jungkook. O da ayrılmak istemiyordu ama ne yapabilirdi ki?

Haneul'ın haklı olduğunu biliyordu ve her gece yatmadan önce bunu düşünüp kendini sorguluyordu. Artık bir yaşam tarzı haline gelmişti bu durum.

Kötü insanları öldürüyor, dünyayı iğrenç insanlardan temizliyordu. Tehlikeliydi, hem de çok. Yine de anne ve babasının ölümünden sonra başka insanların acı çekmesini istemiyordu. Ve bunun tek yolu da Bunny olmasıydı. Haneul ve polisler dışında -Bir de Hyun Woo- diğer insanların çoğu onu destekliyordu da.

"Ne saçmalıyorsun? Alt tarafı şu iğrenç adam öldürme işini bırakacaksın Jungko-"

"Sessiz ol." diyerek Haneul'ın sözünü kesmişti Jungkook endişeyle. Ardından da "Herkesin duymasını mı istiyordun Haneul?" diye sormuştu.

Sırtını banka yaslayıp kafasını geri doğru atan Haneul derin bir nefes alıp elleriyle alnına değen saçlarını arkaya doğru süpürdüğünde "Seni bırakamam" demişti. Jungkook da "Ben de seni" demişti ona doğru bakıp.

"Ne yapacağız peki?" diye soran Haneul doğrulduğunda "Eskisi gibi olsak?" diye sormuştu Jungkook.

"Haberin yokmuş gibi yap. Her şey eskisi gibi olsun. Hyun Woo ve Young Ae ile de konuşuruz. Onlar da öyle yapar. Sonra..."

"Sonra ne?" diyerek kaşlarını çatan Haneul "Ben üniversite okurken sen adam doğrarsın. Çalışmaya başladığımda da evleniriz ve sen adam doğramaya devam edersin. Sonra çocuklarımız doğar ve sen yine adam doğramaya gidersin." dediğinde istemeden gülümsemişti Jungkook. Ardından da "Çocuklarımızın olmasını mı hayal ediyorsun?" diye sormuştu gözlerini yere çevirip.

"Jungkook! Düşündüğün şey bu mu?!"

Hafifçe kıkırdayan Jungkook "Hep bunları düşünüyorum Haneul emin ol" dediğinde derin bir nefes verip "Olduğumuz yerde dönüp duruyoruz" demişti Haneul bıkkınlıkla. Jungkook ise cevap vermemişti.

...

"Duydun mu?" diye sormuştu Haneul merakla Jungkook'a.

Haneul ailesiyle oturma odasında keyifle film izlerken reklamların araya girmesiyle babası kanalı değiştirmiş ve haberleri açmıştı. Tam o sırada da karşılarına dehşet diyebilecekleri bir haber çıkmıştı.

Bir seri katil kaçmıştı hapishaneden, tam da idam öncesi.

Onlarca kadını öldürmüştü sırf kendi annesinden şiddet gördüğü için. Tüm kadınları tıpkı annesi gibi görüyor ve nefret ediyordu. Çareyi de onları öldürmekte buluyordu.

Bunny ✵ JJK ✓Where stories live. Discover now