yeni komşu

126 3 0
                                    

antalyanın ruslarla dolu olduğu bi dönemde, antalyada özel bi okulda öğretmenliğe başladım.

hal böyle olunca kazandığım para da "ruslardan uzak, türklerle dolu bi sitede ev tutmaya yeter" düşüncesiyle türklerin oturduğunu düşündüğüm bi sitede ev kiralamıştım.

her şey çok iyi gidiyordu, mutluydum ama şöyle bi şey vardı ki öğretmenlik yaptığım okuldaki çocukların nerdeyse tamamı rustu.

hepsinin türkçesi biraz garip ve zor anlaşılırdı ama bi şekilde anlaşabiliyorduk.

sabahın erken saatlerinde kalkıp okula gidiyordum. okuldan öğlen üç gibi çıkıyordum.

yine okuldan çıktığım, açlıktan öldüğüm, eve gidince kendime ziyafet çekmek için markete uğradığım bi gündü. marketten şimdiki ve akşamki yemeğim için malzemeler alıp çıktım.

yol boyunca nasıl bi şey hazırlasam diye düşünüyodum ama bu düşünce birden yok oluverdi. çünkü siteye biri taşınıyo gibiydi ve plakası türkiye plakası değildi.

aç midemi ve "acaba ne pişirsem" düşünceleri yerini "kim acaba, nereye taşınıyo" düşüncelerine bıraktı.

evime doğru yürürken araba da benim evime doğru yöneldi, aynı sırada mı oturucaktık.

evimi karşıma almamla birlikte "aynı sırada mı oturucaktık" düşüncesi "ne aynı sırası amk, yan yana oturucaz" vurumuna döndü.

sitede ilk yabancı olduğunu düşündüğüm insan, benim evimin yanına taşınıyordu.

kafaya çok takmamaya çalıştım ama tüm açlığım gitmişti.

eve girince poşetleri masanın üstüne bırakıp merakla "kim acaba" diye hemen balkona koştum.

üstümü başımı bile değiştirmemiştim, dedikoducu kadınlar gibi balkondan yeni taşınan kapı komşuma bakıyordum.

açık açık arabaya bakıyodum, hiç utanmıyordum bile.

arabası arkası kutularla dolu pick-up tarzı büyük bi arabaydı.

arabasını evine geri geri park edip indi.

hala daha göremiyodum kim olduğunu.

kutularını taşımak için arabanın arkasını açtı.

o sırada siyah saçlı, buğday tenli, 160 boylarında, daha uzun da olabilir bi kız indi.

muhtemelen benim yaşlarımda biriydi.

kutuları taşımaya başlamıştı ama zorlanıyo gibi bi hali vardı.

ilk başlarda çok fazla oralı olmamaya çalıştım, hatta "taşısın banane" dedim ama sonra gönlüm el vermedi.

sitenin sokağına çıktım. yanına gitmeye biraz çekiniyodum ama yine de çekine çekine yaklaştım.

dik dik kıza bakıyodum ama o daha beni fark etmemişti. göz göze gelince somurtan yüz ifadem birden çok neşeli bi yüz ifadesine dönüşüp yüksek sesle "merhaba komşu" diye seslendim.

"merhaba komşu" mu ? daha kötü bi giriş olamazdı. türk olmadığını belli eden konuşmasıyla "meraba" dedi.

bu konuşmayı, aksanı bilirim. kapı komşum rustu. ama türkçesi konuştuğum diğer ruslara göre daha düzgün bi türkçeydi.

"yardım ediyim mi" dedim. o sırada kutuyu almış içeri taşıyodu. sırtı bana dönüktü. kafasını omzunun üstünden çevirip "çok iyi olur" dedi.

arabanın arkasına geçip bi tane kutuyu yüklendim. cidden ağırdı.

kutuyu içeri götürdüğümde eliyle diğer kutuların yanını gösterip "buraya" dedi ama sanki bi şeyler daha söylemek istiyomuş da söyleyemiyomuş gibiydi.

bir rus bir türkWhere stories live. Discover now