5

96 5 5
                                    

Gözümü açmam Peter ile birinin konuşmasını duymam ile aynı anda oldu. "Peter" adını seslendiğim de bana baktı. 'Sonunda uyandın. Bayıldın hastanedeyiz''. Ne? Doğru gücümden dolayı olmalı. Doktor olduğunu düşündüğüm kadın bana yaklaştı ve konuştu, ''Anoreksiya hastası olduğunuz için. Açlıktan. Size bir terapist ayarlamalıyım.''. Hayır. Bu durumdan çıkabilecek bir şeyim olmalıydı bulmalıyım. Aklıma gelen şey ne kadar saçma olsa da denemek işe yarayabilirdi. ''Gerek yok. Sevgilim beni bu durumdan kurtardı yeni yeni bir şeyler yemeye başladım. O yüzden bayılmışımdır. Değil mi aşkım?''. Peter şaşkın gözlerle bana baktı ve yaklaşık bir kaç saniye sonra cevap verdi. '' Evet hayatım.''. Öne eğilip pisçe sırıttı. Doktor kapıya ilerlediğinde kahkahayı patlatınca doktor bize side eye der gibi baktı. Ardından sorgulamadan odadan çıkınca Peter sesini bir kıza benzetmeye çalışarak benim taklidimi yaptı ''Değil mi Aşkım?'' Ona karşılık bende onun taklidini yaptım '' Evet hayatım''. Az önce yaptığımız şeyi sorgularken kahkahalara eşlik eden nabız sesini duyabiliyordum. Bir anda dönen başım ile başımı tuttum. Yanıma geldi ve bana baktı. Göz göze gelmemiz ile gülmemiz daha da arttı.

Zaman Atlaması...

   Eve vardığımız da çıkmamız gereken merdivenlerden nefret ediyorum. Sonunda bir kaç merdiven kaldığını gördüğümde neredeye mutluluktan havalara uçacaktım. Bir, iki son bir adım kaldığında nedenini bilmediğim bir şey yüzünden kayan ayağım bütün bedenimi aşağıya sürükledi. Yere düşeceğimi düşünüp beklenti ile kapattığım gözlerimin açılmasına sebep olan şey belimde hissettiğim bir el idi. Yüzlerimiz o kadar yakındı ki alıp verdiği nefesleri yüzüme çarpıyordu. O an aklımdan geçen tek şey şuydu "Aptal Gibi Davran". Uzun zaman bu şekilde bu şekilde durduğumuzu  fark ettiğimde. Çıkmak için yanlış bir hamle yapıp onu ittirdim. Fakat sorun  belimdeki eli düşmemek için tişörtümü sıktığı için üst üste düşmemizdi.  Merdivenlerde öylece üst üste düşmüş olmamız yanlış anlaşılmaya sebep olabilirdi. Fakat şuan ona o kadar yakın olmak nedense beni iyi hissetiyordu. Üst üste durduğumuz saniyeler sonra konuştu " Hoşuna gittiyse böyle kalabiliriz" Ardından alaycı bir gülümseme sundu. Hızlıca ayağa kalktım ve ayağına vurarak gidip kapıyı açtım.
 
    Arkamdan gülerek geldiğini hissettiğim için banyoya girip kapısını kilitledim. Kapıya yaslandım, elimi alnıma koyup yavaşça aşağıya doğru götürürken bende aşağıya kayıyordum. Hafif fısıldar şekilde konuştum "Hayır Sophie. Sakın". Ardından ani karar verdiğim duş alma kararı ile duşa kabinin soğuk suyunu açtım. Üzerimdekilerden bir çırpıda kurtulup duşun altına girdim. Girer girmez küçük bir çığlık kopması bir oldu. Su çok soğuktu. Tanrım neler oluyordu bu suya alıştım ben neden şimdi üşüyorum. Kapının çalınması ile refleks olarak üstümü kapattım. "Sophie ne oldu?". " Sadece su çok soğuktu bir şey yok". Ona açıklama yaptıktan duyduğum kelimeler ile bende karşılık verdim. "İstersen suyu ayarlamana yardım edebilirim."."Beni çıplak görmek istiyorsan neden olmasın Peter Parker". Güldüğünü duyar gibi oldum. Fakat aldırış etmeden suyu ayarlayıp duşumun keyfini çıkardım...
 
     Üstümü giyip odadan çıktım. İçeri geçip 2 bardak su içtim. Ardından ise koltuğa geçip televizyonda ki diziyi izlemeye başladım. Ne kadar uzun süre hastahane de kaldım bilmiyorum ama saat 16'ydı. Omuzumda hissettiğim el ile irkildim. "Akşam film izleyelim mi?". Biraz düşündüm. "Olur". Ardından hızlıca kapıya yöneldi. Ne yaptığını anlayamadığım için meraklı gözler ile ona baktım. "Dolaptaki yiyecekler nineme bike yetmez. ". Cidden mi? "Peter hatırlatırım ben Anoreksiya hastasıyım.". Göz kırptı ve karşılık verdi. " Konfor alanının dışına çıkmana yardımcı oluyorum değil mi SEVGİLİM.". Sinirli gibi gözükmeye çalışarak cevap verdim "Bir daha bana Sevgilim dersen seni cidden öperim. ". Yüzünü buruşturdu. "Yapmayacağını biliyorum Sophie. Hadi gidelim sevgilim."
"Seni cidden öldürücem.". Sızlanarak markete gidip ne istediyse aldık. Ödeme yapmaya giderken gözüme takılan bir yiyecek oldu. Dur bir dakika b-ben, benim canım cidden bir şeyi mi çekiyordu. Yok canım. Ölümüm mü yakın yoksa. Noluyo bana...

    Marketten dönmüş istediğim şeyi almış film seçmeye çalışıyorduk.

-Sophie bak Harry Potter Sırlar odası daha iyi onu izleyelim.
-Ben azkaban tutsağını istiyorum.

-Bende sırlar odasını istiyorum.
-Banana ne?
- O zaman sırlar odası.
-Hayır azkaban tutsağı.

    Uzun tartışmanın sonucunda azkaban tutsağında karar kıldık. Asla tehdit ile değil.  Odasından bir kutu getirdi ve kapağını açtı. Hızlıca kutunun yanına oturdum ve ledleri çıkardım. "Neden bunları kullanıyorsun?". "Çünkü daha iyi bir hava veriyor. Çadırı daha iyi gösteriyor." Şaşırmış gözler ile yeniden onu süzdüm. Ardından odaya geri girdi ve elinde başka bir kutu ile geri çıktı. Yemek masasını ittirdi ve perdeleri tek tke kapatıp ışıkları açtı. İncelik ile çadırı kurdu ve yere bıraktığım ledleri alıp güzelce yerleştirdi. "Sadece özel insanlara bu kadar zahmete giriyorum. Değerimi bil" Göz kırptı. Bende hızlıca masanın üzerindeki leptopu alıp Peter a uzattım. Bir kaç yastık ile dekore ettikten sonra film'i hazırlayıp yiyecekleri koymaya gittik. Biraz patlamış mısırdan, biraz cipslerden, birazda jelibon. Aslında bunları yemek bana binlerce kaloriye mâl olabilirdi. Fakat şuan nedense güvende hissediyordum.

   Her şeyi alıp yerimize geçtik. Leptopu ayarlayıp önümüze koyduk ve filmi izlemeye başladık...

    Filmin yarısına gelmiştik. Yiyeceklerinde yarısı bitmişti tabiki bu Peter'ın sürekli beni SEVGİLIM demekle tehdit ettiği için değildi. İsteyerekti. Çünkü içimde garip bir çekim vardı. Fakat o çekimi daha da kuvvetlendiren şey şimşeğin çakması, elektiriğin gitmesi ve benim korku ile Peter'ın koluna sarılmamdı. Ledler açıktı bu yüzden onu zorda olsa görüyordum.  "Ben küçükken babam bana hep akıllı olmazsam şimşek çakacağını söylerdi. Büyüyünce de kasırganın ortasında evde tek başıma kaldım. ".  Gülümsedi. Uzun bir sohbetin ardından gözlerim yavaşça kapanmaya başladı. Kapatmamak için direnirken vücudum maalesef direncini kaybetti ve başım Peter'ın omzuna düştü...

SPİDERMAN:NEW HOMEWo Geschichten leben. Entdecke jetzt