33. Bölüm (Final)

Start from the beginning
                                    

Maria Hanım isteksiz bir şekilde yarım ağızla "Öyle tabii," diye geveledi.

"Yok ben aksine ikna ettim zaten, merak etmeyin," dedi Aris gülümseyerek.

Seçil burun kıvırdı. "Anne ev almak daha mantıklı değil mi? Elimizdeki paranın peşinatını oraya veririz."

Selma Hanım öyle bir bakış attı ki Seçil kendini beş yaşında gibi hissetti. Bu anne bakışı çok acayip bir şeydi.

"Kızım sen düğünü sadece para harcadığın bir yer olarak mı görüyorsun Türkiye'de?" dedi dişlerini sıkarak Selma Hanım.

Anna kıkırdayarak ekledi. "Seçilcim, düğün yaparsan elinde çok sağlam bir birikimin de olacak, o kısmı unutuyorsun."

Seçil "Hıı..." diyerek başını salladı. Altın kısmını hiç düşünmemişti. Doğru diyorlardı.

"Yine de bırakalım gençler karar versin nasıl yapmak istediklerine, en doğrusu o olur," dedi Maria Hanım kendini tutamayarak. Kendi eşine dostuna karşın bir düğün yapmak istemediği çok belliydi.

Pek lafa karışmayan Haris bu fırsatı kaçırmadı. "Bırak Maria. Gençler doğru karar verebiliyor olsaydı şu an bu masada onlar evliyken değil, daha henüz birbirlerini tanıyorlarken oturuyor olurduk."

Haris'in cümlesi kendi içlerinde sohbet halinde olan Dinçer Bey ve Teo Bey'in de dikkatini çekmişti. İkisi de susmuşlardı. Dinçer Bey önceden Haris konusunda uyarıldığı için ona sabırla yaklaşarak Haris Hanım'a yanıt verdi. "Başta ben de böyle düşünür gibi olmuştum Haris Hanım fakat sonradan fikrim değişti. Çocuklar aslında gayet aklı başında davranıyorlar. Aris yaşı gereği acele etmek istemiş, eğer gelip sorsaydı ben de istediği şeylere sahip olabilmesinin tek yolunun ilişkiye bir isim vermesi gerektiği olduğunu söylerdim kendisine. Tek sıkıntı bize gelmeden bizim istediğimizi yapmış olması. Onda da bizim keratanın payı büyük. Bizim tavrımızı önceden tahmin ederek Aris'i yönlendirmiş işte."

Haris Hanım memnuniyetsizce baktı Dinçer Bey'e. Tekrar önüne döndü.

"Evlilik konusunu bu akşam açmayalım lütfen. Zaten üstüne konuşacak bir şey yok. Olur mu yaya?" dedi imayla Aris. Olan olmuş biten bitmişti. Konuşacak bir durum yoktu.

Kısa bir sessizlik anından sonra Teo lafa girdi. "Az önce ev almaktan bahsediyordun. Şimdi bir de ev mi alacaksınız? Sonunda o gökdelenden çıkıyor musun?"

Aris yorgunca baktı babasına. "Bir planımız var, evet. Ama henüz bu yola girmedik."

"Neden var olan evlerden birine geçmezsin anlamam..." diye söylendi Teo. "Hadi bizle oturmak istemedin, anladık. Eh, bu saatten sonra hiç oturmazsın. Bari diğer dairelerden birine geçseydin."

Aris öyle gürültülü bir nefes verdi ki, karşısında oturanlara kadar herkes duydu. "Teşekkürler baba ama biz kendimiz bize uyan bir yerler buluruz."

"Bırak Teo, bu çocuğa hiçbir şeyin iyiliği yaramaz." Haris Hanım yine kendini tutamamıştı. Seçil annesinin çıkışacağını anladığı an ona var gücüyle kaş göz ederek durdurmaya çalıştı. Aris zaten mücadele ederken zorlanıyordu. Bir de Selma Hanım'ın iyice delirtici laflarına gerek yoktu.

"Peki düğün konusuna geri dönersek... ekim kasım gibi yapma şansımız olur mu? Senin hiç hayalinde bir yerler var mıydı Ariscim? Bizim kızın pek yoktu," dedi Selma Hanım nazikçe kıkırdayarak. Anna da gülümseyerek Seçil'e bakıyordu.

Dinçer Bey Aris'e fırsat vermeden lafa girdi. "Bizim kızın aklında düğünün d'si yoktu bence. Ben evde kalacak sanıyordum. Ondan düşünmemiştir ki hiç!" diyerek kızına takılınca gençler ve Anna güldü. Diğerleri daha bıyık altından tebessüm ederken Seçil sitemle babasına baktı. "Baba lütfen beni daha az utandırabilir misin?"

Etkili AnlaşmaWhere stories live. Discover now