9. Bölüm

3.1K 406 176
                                    

Aris yorgun olduğu için kendi evine gitmek konusunda diretmişti ama Lena'nın mızmızlanması daha az çekilebilir olduğu için en sonunda pes ederek onun evine gitmeye tamam demişti. Lena'nın niye buna inat ettiğini anlamamıştı ama bazen onun da böyle kendi evine gidesi tutuyordu. Aris'in yatıya kalmaya niyeti yoktu. Biraz Lena'nın gönlünü yapacak, sonra da evine geçecekti. Başka yerde kalınca tüm düzeni bozuluyordu. Ve tabii ki Aris bundan hoşlanmıyordu.

"Cuma sabah kaçta çıkarız yola?" diye sordu Lena anahtarıyla kapıyı açarken. Sesi cilveliydi.

"Bu sorunun yanıtı sende. Ben erken kalkıyorum, geç kalkan sensin."

Lena sitemli bir gülümsemeyle kapıya dayanarak ona döndü. "Geç dediğin de dokuzda falan kalkıyorum. Gayet normal."

Aris hafifçe tebessüm etti. "O zaman sana uygun bir saatte çıkarız yola."

Lena sevinçle iç geçirdi. Eğilip Aris'in yüzünü sıkıştırarak onu öptü. "Çok seviyorum seni! Şapşal adam!"

Aris pek de alışkın olmadığı ve taraftarı olmadığı bu sululuk karşısında mırın kırın etti. "Hadi aç kapıyı da içeri girelim Lena."

Aris'in yorgunluktan söylediği cümleyi Lena yanlış anlayarak imayla sırıttı. "Şimdi biraz zor olabilir ama onu da çaktırmadan hallederim söz."

Aris Lena'nın ne demek istediğini tam anlayamadı. Evin kapısı açıldığında tüm ışıkların açık olduğunu ve içeride de bir yığın insan olduğunu görünce şok geçirdi. Tanıdığı birçok insan, sanki bugün doğum günüymüş gibi suratına "Sürpriiiz!" diye haykırdı.

Lena kocaman gülümseyerek ona dönüp tekrar Aris'i öptü. "Nasıl kandırdım seni ama!" dedi. Aris'i elinden tuttuğu gibi içeri çekti. Aris ilk anın şaşkınlığını üzerinden atar atmaz arkadaşlarıyla selamlaştı. İlyas'a sarılırken "Bu ne iş?" diye sordu sessizce.

"Senin değişim, dönüşüm ve gelişimini kutluyoruz diyelim. Bir nevi ikinci doğum günü gibi düşün."

Aris geri çekilirken ağzının içinde "Gereksiz gereksiz işler," diye geveledi. Selamlaşma faslı devam ederken, gördüğü yüzle hareketleri yavaşladı. Seçil'i de çağırmışlardı.

'Ulan Cihan!' dedi içinden sinirle. Bu kızı niye ısrarla hayatlarına iyice sokuyordu bu adam? O ne alakaydı şimdi?

Seçil birkaç adım öteden gördüğü Aris'e parmaklarını sallayarak selam verdi. Elinde bir bira şişesi vardı. Aris etrafına çekingen bakışlar atarak temkinle Seçil'e doğru yürüdü. "Seni de sürüklemişler?" dedi sorarcasına.

Seçil gülümsedi. "Beni tanıyormuş gibi yapmak zorunda değilsin. Cihan Bey 'Eğer soran olursa Cihan'la geldim dersin' demişti bana. Ben de geldiğimden beri bunu yapıyorum."

Aris de Seçil gibi gülümsedi. Etrafına bakındı. "Sanırım buradaki insanlara aramızdaki durumu söylemekte bir beis yok Seçil. Üç hafta sonra sahnede gitar çaldığımda görecekler ve o zaman zaten ders almış olduğumu söylemek durumunda kalacağım. Çünkü bu insanların hepsi benim bir gram müzik kulağım olmadığını biliyorlar."

Seçil sesli güldü bu kez. "Senin müzik kulağın var. Sadece bu biraz geç anlaşıldı."

"Benim hırsım var Seçil, yeteneğim değil."

"Belki de hayatında ilk kez bir konuda yanılıyorsundur," dedi Seçil sinirle gülümseyerek. Bu adamın bu her konuda haklı olma çabasına kıl oluyordu. Tamam yüzde doksan beş haklılık payı olabilirdi ama bazen başkalarına da kulak vermesi gerekiyordu. Müzik Seçil'in uzmanlık alanıydı. O bir şey diyorsa doğru olma ihtimali daha yüksekti.

Etkili AnlaşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin