2. Bölüm

3.3K 403 85
                                    

Seçil tedirgin bir şekilde yöneticisine bakıyordu. İlk kez Ersin'den fazla başka birine baktığı bir gün oluyordu ofiste. Bugün saat on buçuk civarı ekiptekilere zamları duyurmaya başlamışlardı. Sabah haberi gelmiş olmalıydı. Tüm gün muhtemelen bununla uğraşılacaktı. Bakalım kendisine ne pay düşecekti?

Öyle aman aman bir oran beklemiyordu ama şöyle bir sürpriz olsa iyi olurdu. Mesela bir sürpriz olsa, Seçil tek başına eve çıkabilecek kadar kazanıyor olsa...

Fena mı olurdu? Kesinlikle çok iyi olurdu.

Daldığı hayallerden sıyrılıp yeni hayal dünyalarının kapısını aralayışı Ersin'in oda kapısını açmasıyla oldu. Tabii işin beklenmedik dikkat çekici kısmı burası değildi. Ersin onların olduğu tarafa bir bakınmış, aradığı kişiyi göremeyince "Seçiil! Bir bakabilir misin?" diye seslenmişti. Seçil diye seslenmişti... Seçil demişti... bir bakar mısın demişti...

"Ben mi?" Seçil aslında aptal gibi bunu demek istememişti. Üstelik açık ofiste herkese rezil olacak şekilde dememek istemişti ama olmuştu bir kere. Ersin nazikçe tebessüm edip "Evet, gelebilir misin bir dakika müsaitsen?" deyince Seçil robot gibi yerinden kalmıştı. Şu an beyni değil kalbi vücuduna komut verdiği için her şey kontrol dışı gerçekleşiyordu.

Şaşkın bir ifadeyle Ersin'in yanına geldi. Odada Ersin'e bağlı müdürlerden olan Fikret de vardı.

"Biz aslında Deniz'e bakmıştık ama onu göremeyince seni çağıralım dedik. Sen de bize yardımcı olabilirsin," diyen Fikret oldu. Ersin "Otursana," derken Fikret'in karşısındaki boş sandalyeyi işaret etti. Kendisi de masasının direkt üstüne oturdu.

Seçil çekingence yerine çökerken alık alık bir Ersin'e bir Fikret'e bakıyordu. Tabii ki gözleri Ersin'de daha uzun oyalanıyordu. Ah o surat, ne güzeldi...

"Şu Vodafone ile yaptığınız iş birliği vardı ya, o projeyi biraz anlatabilir misin bize? Bir benzerini yapma planımız var yeni müşteri edinimi için," dedi Ersin. Seçil tamamen ona odaklandı. Bir anda içinde çiçekler açıverdi çünkü bu onun fikriydi. Tamam basit bir fikirdi, muadilleri yapılmıştı ama yine de Seçil'in fikriydi.

Hafifçe tebessüm ederek önüne düşen saç tutamlarını kulaklarının arkasına attı. "Onda biz Vodafone'un satış ekibiyle görüşmüştük. Aslında çok basitçe bir fikirdi. Bizim database'imizde Vodafone müşterisi olmayan kullanıcılara CRM iletişimi yaparak avantajlı bir Vodafone paketi sunduk, Vodafone müşterisi olanlara da internet paketi hediye ettik. Vodafone tarafı da bizim rakiplerimizin ürünlerini ve uygulamalarını kullanan kendi müşterilerine bizde kullanabilecekleri bir hediye çeki sunarak onları teşvik etti."

Ersin'in yüzü güldü. "Buradan kazanılan müşteri database'ini tuttuk değil mi?"

"Tabii ki. Bu kişilere tekil kodlar gönderildi zaten. Benzer anlaşmaları başka firmalarla da yapmıştık bu arada."

"Süper. Bunların örneklerini bize bir mailde toparlayıp atabilir misiniz? Vodafone daha mühim ama. Orada yeni müşteri odaklı bir iş yapacağız biz dediğim gibi. O yüzden burada CRM'lerini efektif kullanmaları önemli. Bizim bulacağımız havuç da önemli. Çekici bir şey olmalı... Reklamı yapılmış mıydı sizin işin?"

"Evet tabii ki."

"Güzel. Senden bir sürü veri isteyeceğiz," dedi Ersin mahcupça dudak bükerek. "Zaman da kısıtlı ama seni de zorlamak istemiyorum. Sence ne zamana toparlayabilirsiniz?"

Seçil hülyalı bir biçimde ona bakarken 'sen iste bir saate toparlayayım' demek istiyordu. Yani imkansızı... Bütün projeleri istemişti çünkü. Hepsini bu kadar kısa sürede toplayamazdı. Bir de reklam verilerinin sonuçlarını da istiyordu.

Etkili AnlaşmaWhere stories live. Discover now