Ölmek İçin

34 3 4
                                    

Melina'dan

Canım yanıyordu, sanki o bıçak karnıma defalarca saplanıyordu. Üşüyordum. Hiçbir şey yapamıyordum. Duyabiliyordum ama konuşamıyordum. Uyanıktım ama gözlerimi açamıyordum. Hissedebiliyordum ama hareket edemiyordum. 

Kaç saattir buradaydım? Kaç saattir kalbimin sesini dinliyordum? Kaç saattir can çekişiyordum? Kaç saattir kabus görüyordum? 

Onu görüyordum, Ayaz'ı . Bana yalvarıyordu. '' Lütfen beni bırakma. Tek başıma bırakma beni'' diyordu. Ondan uzaklaşıyordum. Yerdeydim. Ayağa kalkmaya çalışıyordum. Ama her zamanki gibi yürüyemiyordum. Kollarımdan destek alarak yerde hareket etmeye çalışıyordum. Gittikçe uzaklaştım ondan, karanlığa gömüldüm. 

Sonum böyle mi olacaktı? Gerçekten ölüyor muydum? Hem de onu sevdiğimi yeni öğrenmişken...

Peki ya hayata tekrar dönersem, o zaman ne olacaktı? O adam beni bir kere bulmuştu. Bana zarar vermişti. Ya bana veya sevdiğim insanlara zarar verirse ya o zaman hiç dönüşü olmazsa...

Bir ses duydum. Kapı açıldı. Ve içeri biri girdi. Adımlar yatağın yanında durdu. Birinin nefesi yüzüme çarpıyordu. Kim olduğunu anlayamıyordum. Durumumu kontrol etmek için bir hemşire ya da bir doktor da gelmiş olabilirdi. 

Bir iç çekiş sesi. Daha sonra elimin üzerinde bir el hissettim. O an anladım kim olduğunu. İçimi bir sıcaklık kapladı. En çok an gözlerimi açmak ve konuşmak istedim. ''Seni seviyorum. Çok seviyorum.'' demek istedim. Çok uğraştım ama olmadı.

Onun o güzel sesini duydum. ''Bal'ım bak ben geldim. Ayaz.'' dedi. Sesi titriyordu.

Farkındayım Kalbimfarkındayım

O bana Bal'ım diyordu. Ben ise artık ona Kalbim demek istiyordum. Çünkü öleceğimi düşündüğüm anlarda kalbim sadece onun ismini sayıklıyordu. Kalbim onundu. 

''Seni bekliyorum. Uyanmanı, o güzel gözlerinle bana bakmanı.'' 

Ben uyanığım ama açamıyorum gözlerimi. Affet...

Ağlamak istiyordum o an. Boğazım düğümlenmişti.

''Ama sen güçlüsün biliyorum. Beni bir başıma bırakmazsın değil mi?'' dedi.

Bırakmak istemiyordum. İstemiyordum...

''Ben neyi anladım dün biliyor musun?'' Onu göremesem de ağladığını hissetmiştim.

Senin neyi anladığını bilmiyorum ama ben seni çok sevdiğimi anladım. 

'' Annem ve kardeşim öldüğünde hiçbir şeyim kalmamıştı bu hayatta. Kardeşimi kaybettikten sonraki iki ay benim bu dünyada yaşadığım en kötü iki aydı. Seninle tanıştığımız o gün ben son kez annemle kardeşimin mezarına gidecektim. O gün son günüm olacaktı.''

Bu da ne demekti. O gün intihar mı edecekti? 

''Ama seninle tanıştık. Sonra benim aklımdaki o düşünce uçup gitti. Ben seninle tutundum bu hayata.''

İyi ki o gün tanışmışız. İyi ki...

''Söylemek istediğim şey, ben seni çok seviyorum. Hem de senin için yaşama tekrar tutunacak kadar. ''dedi.

O da beni mi seviyordu? 

Ben de seni seviyorum. Ben de seni.

Ona bunu belli etmem lazımdı. Bari elini sıkabilseydim. Ama buna gerek kalmadı. Kalbim hızlanmıştı ve bu EKG cihazında duyuluyordu. 

Umarım beni anlamışsındır.

''Beni duyuyorsun. Kalp atışların bunu belli ediyor. ''dedi. Ses tonundan gülümsediğini anlayabilmiştim. Daha sonra bir süre konuşmadı.

Elimden TutWhere stories live. Discover now