15.Bölüm- Sevgilim

3.4K 131 160
                                    

Şimdi çok ama çok değerli bir arkadaşımızın doğum günüydü. Onunla tanıştığımız için o kadar mutluyuz ki. İyi ki doğmuş, iyi ki tanışmışız, çok seviyoruz onu. İyi ki doğdun ŞEYMA :)


******

#Yağmur

Kafe bugün her zaman kinden daha kalabalıktı. Normalde Berat ile değişmeli olarak müşterilerle ilgilensek de son bir saattir ikimizde oturmamıştık. Sebebi ise dışarıda bardaktan boşalırcasına yağan yağmurdu. Sıcak havaya kanıp sahile inen çoğu kişi yağmurun bastırmasıyla kafelere sığınmış. Bazı birkaç manyak grupsa sahilde takılmaya devam ediyordu. Kafede o kadar çok müşteri vardı ki bakmayı unuttuğum masalar olduğuna bile emindim...


Yağmur yine dinmiş yerini serin bir rüzgara bırakmıştı ancak kafe hala doluydu!

Biraz suya ihtiyacım olduğunu fark ettiğimde tezgaha yaslanıp su şişesini kafama diktim. Boğazlarım yanıyordu. Derin nefesler alıp verirken kafenin kapısı yine açıldı. İçeri elleri saçlarını karıştıran ve küfür mırıldanan Bulut girdi. O da sırılsıklam olmuştu.

Dolu olan masalara biraz göz gezdirdikten sonra gözleri beni buldu ve gülümseyip yanıma geldi. ''Naber?''


''İyi sen?'' deyip şişeyi kenarı bıraktım. Bıraktığım şişeyi alıp su içtikten sonra ''Gördüğün gibi,'' deyip kollarını iki yana doğru açıp kafasıyla üstünü gösterdi. Gülümsedim.


Berat seslenince ona doğru döndüm ve kafasıyla boşalan kafeyi gösterdi. ''Sonunda'' diye mırıldanıp boşalan masaları temizledikten sonra Bulut'un masasına gittim. ''Ne içersin?'' ''Kola'' İki kola alıp Bulut'un yanına oturdum.

Saate baktığımda Bulut'un iki buçuk saattir yanımda olduğunu fark ettim ve iki buçuk saattir aralıksız muhabbet etmiştik. Bulut muhabbeti çok iyi bir çocuktu. Ve çok da tatlıydı...

Bir anda bardaktan boşalırcasına yağmur yağmaya başlayınca dışarıdakiler kafeye doluşmaya başladı.

Fakat Galatasaray taraftarları hariç. İçlerin de dikkatimi çekn biri vardı. Aslında bir tek benim değil çünkü çocuk şizofren birine benziyordu ve hareketleri komikti.


" Allah'ım ne olur seneye şampiyon olalım. Söz mümin bir çocuk olacağım. Her Cuma namaza gideceğim. Ama belki arada gidemem- tövbe giderim Allah'ım ne olur. Söz her gördüğüm dilencinin parasını çalmam para atarım ne olur Allam " çocuk söylene söylene içeri girdi. Tabi daha çok dua ede ede.


Kumral saçları ve yeşil gözleriyle fazla dikkat çekiciydi ama şizofrendi. İşte kilit nokta.

" Yeter artık sus Bilal " nasıl fark edemedim o saçlarla bilmiyorum ama Kıvanç adının Bilal olduğunu öğrendiğim çocuğun kafasına bir tane geçirdi.


" Kanka ya ne vuruyorsun tabi ben seninkine vuramıyorum çünkü... " Bilal eliyle çenesini kaşıyarak bir şeyler düşündü. " Neyse bulamadım. Zaten vursam ne olur saçların kalkan gibi kafa vuramam saçına vururum " dedi sırıtarak.

Kıvanç gözlerini devirerek etrafına bakındı. O arada dikkatimi birbirine kenetlenmiş bir el çekti önce kenetli ellere sonra bana Polyanna gibi bakan arkadaşıma baktım. O da bana bakıyordu. Şaşkınlık ve sevinçle öylece kaldım.

Sahte SevgiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin