"Bizden başka gelen oluyor mu?" dedim.

"Hayır. Ben babam sayesinde gelebiliyorum normalde belli bir saatten sonra güvenlik dışında kimse olamaz."

"Güvenliktir belkide?" Sonuçta sesi o da çıkarmış olabilir.

"Gidip bakalım mı?"

"Felix ben korkarım."

"Hyunjin ben daha çok korkarım." Sıçmıştık.

Yine de ikimizde yavaş adımlarla Fitness bölümünden çıktık. Ses tekrar gelmişti ve bu sefer yukarıdan geldiğini anlamıştık.

Yavaşça ana girişe geldiğimizde güvenliğin yerde yattığını gördük.

"Baygın mı o?" dedim fısıldayarak.

"Bilmem ki? Gel bakalım, sende etrafı kontrol et."

Başımı sallayıp onayladım onu. Şuan açıkcası her yerin karanlık olması beni ürkütüyordu. Sadece kurum kapalı olduğundan dolayı belirli led ışığımsı lambalar yanıyordu ve içerisi loş bir aydınlatma varmış gibiydi.

Adamın yanına vardığımızda ortamın el verdiği şekilde etrafı kontrol ediyordum. Felix adamın yanaklarını iki eliyle tutup yüzüne yaklaştırdı yüzünü.

"Napıyorsun?!" dedim onu tutup geri çekerken.

"Aptal! Nefes alıyor mu diye bakıcam! Sessiz ol!" İkimizde fısıldıyorduk ancak buna rağmen boş giriş yüzünden hafif yankı yapıyordu.

Felix adama bakarken ikinci katta bir fener ışığı gördüm.

"Lan! Felix! Orada!" Elimle etüt salonunun olduğu yeri gösterdim.

Gençlik merkezinin içine girdiğinizde büyük bir giriş vardı. Sağ ve sol tarafta olmak üzere hem üst kat için hem alt kat için merdivenler vardı. En köşelerde. İkinci katı girişten görebiliyordunuz. Balkonumsu şekildeydi.

İlk katta lavabolar ve salonlar vardı. Üç tane. Ama bahsettiğim salonlar boks maçları için ya da gösteri sergilemek için olanlardandı. Müdürün odası vesaire de bu kattaydı.

Üst katta etüt salonu vardı ve o etüt salonunun olduğu yerin içinde bir kapı daha vardı. Uzun bir koridora açılıyordu. Atölyelerde o kısımdaydı. Onun dışında orada da lavabolar vardı.

Bodrum kat ise okçuluk, taekwondo gibi sporlara ayrılmıştı.

Ve benim fener ışığı gördüğüm yer etüt salonunun içerisinde bulunan atölye kısmından geliyordu. Duvar yerine camla kapattıkları için içerisini rahatlıkla görüyordunuz ve bu karanlıkta o ışığı görmemek için kör olmam gerekiyordu.

İkimizde yavaşça yerlerimizden kalktık. Sol taraftaki merdivene ilerledik.

"Adam bayılmış." dedi bu sırada Felix.

Yavaş adımlarla basamakları çıktık. Kapıyı açmak biraz zor olucaktı. Daha doğrusu çok ses çıkaracaktı ve bu pek iyi değildi.

"Napıcaz?" dedim.

"Bilmiyorum. Yavaşça açsak ses çıkmaz belki?" Bu kapıların menteşelerini niye yağlamıyorlardı?! En azından böyle bir sorunla karşı karşıya kalmazdık.

Anın verdiği his yüzünden kalbim hızlı hızlı atıyordu.

Felix yavaşça kapıyı açmaya çalıştı. Dediği gibi, işe yaramıştı aslında. Açılan küçük aradan girdik içeri.

Etüt salonunda bulunan bilardo masasının arkasına saklandık. Önünde kutular olduğu için görünmezdik. Burada bilardo masası ne arıyordu?!

Sesleri tekrar duyduğumuzda iri gözlerimle Felix'e baktım. Tam konuşacakken sağ eliyle ağzımı kapattı.

Taekwondo · HyunLixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin