ÖPÜCÜK

28 3 0
                                    

《◇》

Şatoya geri gelmiştik. Ejderham ise şatonun dışında kalmıştı. Kral şerefime bir kutlama düzenlemişti. Kendi elflerinin ve bizim aranızda bir davetti. Herkes mutlu şekilde dans edip sohbet ediyordu. Roseline ve haketa kral ve kraliçeyle konuşuyorlardı. Ben de biraz nefes almak için içeceğimle bir köşede dikiliyordum. Sonra gözlerim istemsizce elimdeki bağlı mendile kaydı. Liam neden beni bu kadar düşünürken bu kadar da uzak duruyordu. Görmüyor muydu bu beni mutsuz ediyordu. Onu da. Kendi kendime konuşuyordum.
Liam: yanımda artık daha fazla mendil bulunduruyorum sayın azize.
Arkamdan gelen tanıdık sese dönmeden önüme bakmaya başladım. Liam arkamdan yanıma doğru geçti. Ve devam etti
Liam: isterseniz daha temiz bir mendil verebilirim.
Alera: bu yeterli bay Liam.
Tekrar etti.
Liam: Bay Liam.
Alera: sanırım hitabımı beğenmediniz. Tercih ettiğiniz başka bir seçenek mi var
Liam: Tercih ettiğim seçeneğin uygunluğu beni durduruyor. Haddimi aşmış olmaktan korkuyorum.
Gözlerimi gözlerine diktim.
Alera: isterseniz ona ben karar vereyim
Gözlerime bakmaya devam etti.
Liam: karar vermek siz yüce Azizeye kalmış. Saygı ve şeref duyarım.
Alera: etrafına bak. Ne kadar da neşeliler değil mi.
Liam: öyle.
Alera: niçin. Kutlamaya uygun görülen şey ne?
Liam: sizlersiniz.
Alera: beni önemli kılan şey onların ihtiyaç duydukları kişi, bir kurtarıcı olamam mı yoksa beni gerçekten sevip benimsemeleri mi? Tıpkı Adalar krallığında olduğu gibi. Tıpkı prensin bana duyduğu ilgi ve alakanın asıl nedeni gibi. Bunu fark etmek için ruh büyüsü kullanmaya gerek yok. Ben bir azizeyim. Benim sorumluluklarım sadece bu ırk için dahi değil bütün dünya için.
Liam: sayın azize. Sizleri kurtarıcı olarak görmek yalnış olmaz zira öylesiniz. Yazıtlarda yıllar öncesinden bildirildiği üzere bu sıfatla sizi benimsiyorlar.
Alera: o halde bana herkesin ilgisi olabilir. Herkes hangi kademeden olursa olsun bana ihtiyacı olan kimseler. Bana yüksek duygular beslemeleri normal o halde.
Gözlerine imalı İmalı bakıyordum. O da bana gözlerini dikti.
Liam: belki de burada asıl belirleyici olan azizenin duygularını yönlendirmeyi layık bulduğu kimsede değişir.
Alera: evet öyle. Neyse ki sizleri inciterek söyleyeceğim beni layık gördüğünüz prense ilgim malesef yok.
Liam: azize kimi seçmek isterse onu seçer tabiki.
Alera: öyle ama seçimim yalnış olsa gerek başlamadan önüme set kurdu. Beni güzel muhabbet ve vaktinden mahrum etti.
Liam gözlerini kaçırdı. İkimiz de önümüze bakıyorduk. Devam ettim.
Alera: bir azize de olsam aşk bana teslim olmuyor bay Liam. Umarım siz doğru kararlar verme gücüne ulaşırsınız. İzninizle.
Liam ı arkamda bırakarak haketa ve Kralın sohbetine dahil olmak için yanlarına ilerledim.
Kral: Azize her zamanki gibi çok güzel.
Alera: teşekkür ederim kralım çok incesiniz.
İzninizle aklımı bir süredir kurcalayan bir sorum olacaktı.
Kral; buyurun azize. İstediğiniz cevap bendeyse size vermek bir onurdur.
Alera: müdire ile okuduğumuz yazıtta bir bebekten daha bahsediyordu. Cennette olan. Onun orda olma vasfı da nedir? Benim gibi olmalıydı. Hapis kalması onu yok saymak gibi
Kral: kehanetin devamı kayıp olmasına karşın Kadim bir Elf olan Radoman hep ikili birleşimden bahsederdi. Tanrının bir planı olduğu ve birleşimin tek kurtuluş olduğunu savunurdu. Homeros şuan kilit altında. Kilitli olması onu ve diğer insanlık için bir lütuf. Savaş olmasına rağmen kahraman tek olmamalı. Büyük savaş er ya da geç olacak. homeros dünyaya savaşı getirip bizleri ve cenneti yok edip cehennemin mutlak hakimi olma emelinin olduğunu yazıtlar yazar.
Alera: peki homeros artık serbest kaldıysa.
Kral; bu kaçınılmaz olan. Arşivlerimizde elimizde olan bütün eski metinler ve yüce Elf yazıtları mevcuttur. Ama azize kesin bilgi istiyorsa perilere sormalıdır. Perilerde zaman bizler gibi işlemez. Onlar herşeyi gördüler ve bilirler. Onlara bilgileri doğaları gereği aktarılır. Çok izole oldukları için de net bilgi yalnız onlardadır.
Alera: perilerden istediğim herşeyi öğrenebilir miyim ?
Kral: dünyada var olan ve yok oluşa kadar var olacak olan tek ırk olarak yazıtlarda yer alıyorlar. Müdire de bana katılacaktır.
Haketa: kral haklı. Bilge ve güçlü ırktırlar. Ama onlara 100 yıldır hiç rastlamadım. İstedikleri kılığa girebilmeleri ve diyarlarına giden hiçbir yol haritası olmaması beni bu fikirden caydırdı. O kadar zamanımız var mı bilemiyorum.
Kral: eşya ve bulunmayan gıdaları şehrimize getirmesi için oluşturulan kervanlarımız bizlere bilgi de getirir. Duyduklarım doğrultusunda size cadı Mapali yardım eder. O en güçlü Kahin ve cadı. Bilmediği hiçbir gizem yok diyorlar. Kullandığı aura büyüsü değil eski büyü ve Kadim yazıtlar. Bence değerlendirilmeli.
Galianya şehrinde kalıyor.
Haketa: bu mantıklı olur ve bize de vakit kazandırır. Ama bu duraktan kimse haberdar olmamalı. Yarın yola çıkmalıyız. Yalnızca bizler bilmeli. Alera Liam a da söyle yarınki durağımız galianya. Gerekli hazırlıkları yapsın.
Alera: peki müdire iletirim. İzninizle.
İkisine de selam verip uzaklaştım yanlarından. Gözlerimle Liam ı arıyordum. Etrafa bakındığım sırada göz göze geldiklerime tebessüm ediyordum. Sonunda gözlerim aradığını buldu. Göz göze geldik. Birkaç kişiden oluşan bir masada sohbet ediyordu. Salon dört bir yanını oluşturan balkonlar ve balkonlardan devam edilen odaların bulunduğu kocaman bir alandı. Sarayın tam merkeziydi. Etrafıma bakındım ve gözlerimle balkonu işaret ettim. Başıyla onayladı. Onu beklemeden ben balkona doğru ilerledim. Kalabalık beni boğmaya başlamıştı. Çok geçmeden Liam geldi. Balkon pervazına ellerimi dayamış aşağıda bulunan insan kalabalığını inceliyordum.
Liam: azize efendiler beni çağırdı.
Yanıma yaklaştı ve aynı yere bakmaya başladı. Bir süre öyle kaldıktan sonra sessizliği bozan ben oldum. Geri çekildim ve ona dönerek.
Alera: yeni bir rota oluşturuldu. Müdire sana iletmemi istedi. Galianya da bir cadıyı ziyaret edeceğiz. Hazırlıkları yapmanı istedi. Bunu yalnızca biz bileceğiz. Gizli bir durak olacak.
Liam; peki, istedikleri hazırlıkları yaparım.
Alera: güzel. Aşağı dönelim.
Aşağı inmek için hareketlenmiştim ki;
Liam: azize Alera
Durdum. Önüme bakıyordum. Devam etti
Liam: prens hakkında yaptığım yakıştırma hoş değildi. Beni bağışlayın.
Alera: evet değildi.
Liam: sizleri yüce makamlara ait gördüğüm için bu cüreti gösterdim. Ama sizlerin ilgisinin başka birine olduğunu öğrendim. Cüretimi bağışlayın.
Döndüm. Gözlerimi gözlerine diktim.
Alera: neyi duymak istiyorsunuz bay Liam.
Liam; yüce kalbinizde var olan ben miyim?
Alera: istediğinizin tam tersi olduğunu düşünüyordum. Sizden uzaklaşmam için aşırı ağır laflar etmiştiniz.
Liam; bir azizenin kalbinde olmak istemek ve bunu dile getirmek hayli zor. Ama dile getirmemek daha zor. Beni esir almış bir hastalık gibi. Şifaya ulaşmak istediğim şey.
Alera: kalbimde Adalar krallığında dolunay manzarasını paylaştığım adama ait bir sıcaklık var.
Liam aramızdaki mesafeyi kapattı. Elimi tuttu. Dudaklarına götürüp bir öpücük kondurdu. İçimde Çağlayan bir su gibi duygularım canlanmıştı. Kalbimi heyecan kapladı. Yüzüme bakamıyordu. İçimde ona karşı öfkemle set kurduğum bütün buzlarım erimişti.
Liam: özür dilerim. Seni üzdüysem. Seni kendime denk göremedim.
Alera: bunu bana sormadan karara bağladın. İkimize de haksızlık ettin. Beni yalnız bıraktın. Kendinden mahrum ettin. Oysa ben himsede hissedemediğim sıcaklığı sende aramış ve bulmuştum.
Kqfamı yere eğdim. Gözlerim puslandı. İçime yığdığım herşey şuan boğazımda düğümleniyordu.
Liam elini çenemin aldına koyup hafifçe kaldırdı. Gözlerine baktım. Pişmanlık vardı.
Liam: lütfen yapma bunu. Üzülmeni istemiyorum.
Alera: yokluğunla mı bunu başarmayı düşünüyorsun.
Kafamı ve kendimi geri çektim. Bir adım geriledim. Yine gözlerimi yere indirdim.
Alera: evet bay Liam. Ben ilk başlarda sıcak davranışlarınızı belki de yalnış değerlendirdim. Siz kibarlık ediyordunuz belki de ama ben fazlaca anlam yükledim. Size kalbimde yer verdim. Siz ise aranıza uçurumlar yerleştirdiniz.
Liam: ben ise size kalbimdeki yeri azize olup olmadığınızı öğrenmeden önce vermiştim. Haketanın odasındayken.
Gözlerimi duyduklarımla kocaman açıldı. Gözlerimi gözlerine diktim. Devam etti
Liam: ben seni kaybetmek istemiyorum. İstediğim tek şey seni sevmek.
Alera: istediğim tek şey seni sevmek. Diye tekrar ettim. Liam bana doğru yaklaştı. Aramızdaki mesafeyi kapattı. İli elini yüzüme yerleştirdi. Alınlarımız birbirine değiyordu. Gözlerimizi kapatmıştık. Ellerimi ellerinin üzerine koydum.
Liam: seni gördüğüm andan beri beni esir alan duygularımla karşındayım. Sana karşı koymak çok ızdıraplı. Buna dayanamam. Başkasının sana dokunmasına dahi tahammül edemeyecek kadar çok değerlisin benim için.
Alera: benim umurumda olan yalnızca senin dokunuşların.
Güldü. Eğildi ve dudakları dudaklarıma değdiği an dünya bir başka yer haline geldi.
Çok kibar öpüyordu beni. Ellerini belime indirdi. Beni iyice bedenine yaklaştırdı. Ellerimi boynuna doladım ve iyice yaklaştım. Nefesimiz bitince dudaklarımız ayrıldı ama hala kollarındaydım.

Liam: bunu o kadar çok arzuladım ki

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Liam: bunu o kadar çok arzuladım ki.
Güldüm. Alnımdan öptü. Bütün vücut kimyamı bozmuştu. Ama bana hissettirdiği haz çok hoşuma gitmişti.
Liam; seni bir daha asla bırakmam azizem.
Kalbine yasladım başımı. Hızlı hızlı atan kalbi doldurdu kulaklarımı. Benim için atan bir kalp. Beni gerçekten seven biri. Sonunda bir yuva sıcaklığı sarmıştı beni.
Biraz öyle kaldıktan sonra,
Alera; aşağı inmeliyiz. Bizi göremeyince endişelenebilirler
Liam: seninle sonsuza kadar burda kalmak istiyorum.
Alera: muhteşem bir fikir. Ama pek mümkün gözükmüyor.
Liam: peki. Nasıl istersen. İnelim.
Tekrar yanaklarımdan öptükten sonra beni bıraktı. Önden ben arkamdan o insanların yanına indik.

ALERA RENYA: Cennet MührüWhere stories live. Discover now