5. Bölüm- Babasının Kızı

190 9 8
                                    

Daha önce hiç vurulmamıştım ama son beş dakikada yediğim hayali mermiler, en az vurulan bir insanın bedeni kadar ruhumu acıtmıştı. En az vurulan bir beden kadar ruhumu kanatmıştı. Şimdi o hayali kan, benim göğsümden akıp siyah ojeli ellerime damlıyor, oradan da Özgür'ün bahçesindeki toprağa nüfuz ediyordu sanki. Acaba akan kanım sayesinde orada bir canlı yetişir miydi? Orada beyaz bir gül büyür müydü? Beyaz gül. Şu an benim nefes almam yerine tam bulunduğum noktada beyaz bir gülün yaşaması için bütün kanımı feda edebilirdim.

Yaşadığım farkındalıkla olduğum yerde donakaldım ve gözlerim istemsizce yuvalarından çıkacakmış gibi Berk Abi'ye dikkat kesildi. Üzerinde resmi bir takım vardi. Özgür, Berk Abi'nin yanında daha sportif kalıyordu. Onu ilk defa bardaki barmen olarak tanıdığımdan bu üstündekini garipsemiştim. Berk Abi'nin benim onu gördüğümün farkında olduğunu biliyordum ama yine de resmiyetinden ödün vermeyip önünü ilikledi. Ardından siyah büyük cipin önünden ilerleyip Özgür'e arabanın arka kapısını açtı.

Gözlerimi Berk Abi'den çekip Özgür'ün sırtına açıklama bekleyen bir yüz ifadesiyle baktığımda Özgür arkasını döndü ve göz göze geldik. Bakışlarımdan Berk Abi'yi daha önce gördüğümü anlamış olmalıydı ki yüzünden ciddiyet akıyordu. Gözlerine rengini veren zehir, sanki bir şişede bana sunuluyordu.

"Sakın bu evden dışarı adımını atmaya çalışmayı aklından bile geçirme," diye uyarıda bulundu bana. "Gerçi atarsan ne olacağını söylemiştim. Neriman Hanım'a söyle yemeği hazırlamak için beni beklemesin."

"Berk Abi'nin burada ne işi var?" diye sordum, son söylediklerini yok sayarak. Berk Abi'nin bakışları da bana dönmüştü. Bana öyle nefretle bakıyordu ki bunu hak edecek ne yaptığımı sorgulamadan edemedim. Gece hayatıyla işi olmayan bir kız, bir barmene ne gibi bir kötülükte bulunmuş olabilirdi ki?

"Nereden senin abin oluyormuş Berk?" diye sordu Özgür, sorgulayıcı ses tonuyla. "Ne ara bu kadar yakınlaştınız siz?" dediğinde Berk Abi'den bir yanıt bekliyormuşçasına ona bakıyordu.

Berk Abi benim diyeceğim cevabı beklemeden "Inferno'daki görevimi yaparken bir iki kelime etmiştik Özgür Bey." dedi. "Yoksa şahsen tanıdığım birisi değil kendisi." Club Inferno, Ege'nin sahip olduğu barın adı olmalıydı. 

Özgür başını salladı. "Benim evimde olduğunu unutma Külkedisi, her yerde gözüm kulağım var. Saçma sapan bir şey yapmaya kalkma." İtiraz istemediğini ses tonunda anlamıştım. Berk Abi'nin açtığı kapıdan arabaya bindiğinde Berk Abi kapıyı kapattı ve yüzüme bile bakmadan sürücü koltuğuna geçti. Araba çalıştığında boğazıma dizilen kelimelerin verdiği acı hala oradaydı.

Araba hareket etmeye başladığında aklıma bir şey gelmesiyle arkalarından "Özgür!" diye bağırdım. Özgür sanki 'Çabuk söyle.' dercesine tek kelime etmeden oturduğu koltuğun camını indirdi. "Odamda da kamera var mı?"

Araba hareket ederken Özgür kafasını camdan dışarı çıkarıp sağa döndürdüğünde göz göze geldik. Aramızda yalnızca birkaç metre vardı ama bu mesafe giderek artıyordu. O yüzden o da sesinin şiddetini artırarak "Güzel fikirmiş." dedi ve kafasını içeri sokup camı kapattı.

Araba ilk başta taşlık yoldan asfalta çıktı, oradan da gözden kayboldu. Koskoca evde Neriman Hanım'la ben yalnız kalmıştık. Özgür'ün bahsettiği 20 adamdan hiçbirisini daha görmemiştim. Ev epeyce geniş bir arsanın üzerine inşa edilmiş olmalıydı. Hala açık olan giriş kapısından evin içine girdim ve kapıyı sinirle çarparak kapattım. Kapının çıkardığı ses, evin cam merdivenlerini bile titretmişti.

Özgür'ün politik cevapları ve belirsiz olan akıbetim beni olduğumdan daha asabi birisi yapıyordu. Ailem boşandığından beri duygularımı bir kutuya koyup kilitlemiştim ve anahtarını da bir daha bulmamak üzere yok etmiştim. Yok etmiştim diyorum çünkü bunu isteyerek yapmıştım ve yıllarca bulmamak için uğraştığım anahtarımla bu evde karşılaşmak istemiyordum.

Bana Hayatı Öğret/ +18Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon